29 Mart 2024
  • Lefkoşa16°C
  • Mağusa18°C
  • Girne17°C
  • Güzelyurt16°C
  • İskele18°C
  • İstanbul14°C
  • Ankara13°C

HP: "EKONOMİK PROTOKOL, SİYASET DEĞİŞMEDİKÇE İŞE YARAMAYACAK"

HP, Cumhuriyet Meclisi’nde onaylanan ve halk arasında “Ekonomik Protokol” olarak bilinen “Yapısal Dönüşüm Programı”nın ülke sorunlarını çözmeyeceğini ifade etti.

HP: "Ekonomik Protokol, siyaset değişmedikçe işe yaramayacak"

22 Haziran 2016 Çarşamba 16:22

Halkın Partisi (HP), Cumhuriyet Meclisi’nde onaylanan ve halk arasında “Ekonomik Protokol” olarak bilinen “Yapısal Dönüşüm Programı”nın ülke sorunlarını çözmeyeceğini ifade etti.

HP, hükümetin bu konuda yapılan uyarıları dikkate almadığını ifade ederek, göreve gelmeleri durumunda protokolü halkın yararına revize etme iradesini ortaya koyacaklarını ve Türkiye ile gerçek anlamda bir “Ekonomik ve Ticari İşbirliği Anlaşması” imzalamak için gerekli tüm girişimleri yapacaklarını vurguladı.

Halkın Partisi, Cumhuriyet Meclisinde onaylanan ve halk arasında “ekonomik protokol” olarak bilinen “Yapısal Dönüşüm Programı”na ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

Açıklamada, “ülkedeki eski siyaset anlayışı değişmediği sürece bu ekonomik protokolün de ülke sorunlarını çözmeyeceği” görüşü savunularak, “Maalesef hükümet yaptığımız uyarıları ve önerileri dikkate almamış ve ‘nasıl olursa olsun imzalarım’ yaklaşımıyla yıllardır olduğu gibi sorgulamadan ve kendisi bir katkı koymadan, toplumu devlet yönetiminin en basit konularında dahi uluslararası taahhütler altına koymuştur” denildi.

Anlaşma imzalanmadan önce hem olumlu hem de olumsuz yanlarını ortaya koyarak öneriler yaptığını belirten HP, hükümetin bu anlaşmayı uygulanmasıyla ülkede kendine yeten bir ekonomi yaratılmasını beklemenin gerçekçi olmadığını öne sürdü.

HP, ayrıca Anayasal bir zorunluluk olmasına rağmen yıllardır yapılmayan planlamaların bedelinin halka ödetildiğini, Bakanlıkların görev ve yetkilerinin nasıl olması gerektiği de dahil olmak üzere ülkenin yönetilmesine dair en temel işlemlerin bile bu antlaşmanın konusu haline getirildiğini işaret etti.

Bunun da toplumun çok büyük bir bölümünün desteklediği “kendi kendini yönetme ve kurumlarına sahip çıkma” talebinin hayata geçmesi sürecini daha da geciktirmekten başka bir işe yaramadığını, ayrıca toplumsal özgüveni olumsuz yönde etkilediğine dikkat çeken HP, “Göreve geldiğimizde protokolü halkın yararına revize etme iradesini ortaya koyacağız ve Türkiye ile gerçek anlamda bir ekonomik ve ticari işbirliği anlaşması imzalamak için gerekli tüm girişimleri yapacağız” dedi.

“HÜKÜMET TÜM UYARI VE ÖNERİLERE KAPALI”

Halkın Partisi, konuyla ilgili açıklamasında şunları kaydetti:

“Bir önceki CTP-UBP Reform Hükümetinin bir kanadının topyekûn retçi diğer kanadının ise her durumda kabul eder tutumları ile imzalanamayan ve en geniş tabanlı hükümetin sonunu getiren ekonomik ve mali işbirliği anlaşması Cumhuriyet Meclisi Genel Kurul’dan azınlık hükümetinin 26 oyu ile kabul edildi.

Hükümetin kulakları tüm uyarı ve önerilere kapalı olduğundan anlaşma gerektiği gibi müzakere edilmeden imzalanıp Genel Kurul’dan da onaylanmıştır.

Ekonomik sorunlarımızın çözüm yollarının büyük bir bölümü geçmiş hükümetlere kapsamlı projeler ve raporlar çerçevesinde sunulmuştur. 2010-2012 Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programında yer alan araştırma çalışmalarından biri KKTC Devletinde Fonksiyonel ve Kurumsal Gözden Geçirme Projesi’dir. (KKTC- FOKUS).”

HP, KKTC-FOKUS çerçevesinde yer alan raporlara işaret ederek, şöyle sıraladı:

“KKTC KİT Sisteminin Kurumsal ve Fonksiyonel Analizi”, “KKTC Mali Yönetim Sistemi’nin Fonksiyonel ve Kurumsal Analizi”, “KKTC Personel Yönetimi Sisteminin Fonksiyonel ve Kurumsal Analizi”, “KKTC Polis Örgütü Kurumsal ve Fonksiyonel Analizi”, “KKTC Politika Oluşturma ve Koordinasyon Sistemi’nin Fonksiyonel ve Kurumsal Analizi”, “Kuzey Kıbrıs Ekonomisinin Dönüşüm Sorunu ve Çözüm Önerileri.”

Kamu ve özel sektörün tüm temel sorunlarına kapsamlı bir şekilde değinen ve çözüm önerileri sunan bu analizler eski siyaset anlayışından ötürü yıllardır tozlu raflarda bekletilmektedir.

“KENDİNE YETEN BİR EKONOMİ YARATMAK İÇİN MALİ İSTİKRAR ESASTIR”

Ülke ekonomisinin kendi ayakları üzerinde durabilmesi, kendine yeterli olması ve dışa bağımlılığının azalması için Kamu Mali Yönetim Sistemi’nin ivedilikle uluslararası standartlara kavuşturulmasının önemine işaret eden HP, “2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı”nda yer alan fakat neredeyse 5 yıl önce tamamlanan KKTC-FOKUS Projesi çerçevesinde yıllardır bilinen ama hayata geçirilmeleri için en ufak bir somut adım atılmamış olan Ekonomik ve Mali sorunların çözüm yollarının bazılarını ise karşılaştırmalı olarak şöyle sıraladı:

“2010-2012 KKTC-FOKUS: KKTC’de mali yönetimi düzenleyen yasalarda ciddi bazı eksiklikler göze çarpmaktadır. Eksiklikler genel olarak mali yönetimde son 30 yılda gelişen paradigmanın mevzuata yansıtılmamış olmasından kaynaklanmaktadır. Bunların başında eksenini Orta Vadeli Harcama Çerçevesi’nin oluşturduğu mali yönetim modeli gelmektedir.

2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı: “... bu program kapsamında; Orta vadeli amaçları esas alan bir harcama çerçevesi geliştirilebilmesi için cari harcamalar ve yatırım planlamasının Maliye Bakanlığı’nın altında bir araya getirilmesi, İstatistik işlevinin ise kurulacak İstatistik Kurumuna verilmesi öngörülmüştür;

2010-2012 KKTC-FOKUS: Devlet Planlama Örgütü yasasında orta-uzun dönemli planlama yapmak için yeterli yetki ve sorumluluk bulunmakla beraber, 10 yılı aşkın bir süredir plan da yıllık programlar da yapılmamaktadır.

2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı: Devlet Planlama Örgütü, istatistik, makroekonomik planlama, yatırım programı oluşturma ve teşvik uygulaması gibi birbirinden farklı ve bağımsız olması gereken fonksiyonları yerine getirmekten sorumlu kılınmış olup, bu görevini etkin bir şekilde yerine getiremediği gibi günümüzdeki çağdaş yapının dışında kalmıştır.

2010-2012 KKTC-FOKUS: Kamu kurumları bütçeleri ve nitelikleri itibariyle incelenmeli ve GFS veya ESA95 standartlarında sınıflandırılmalıdır.

2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı: Kamu kesimini mali yönetim açısından ESA 95 veya GFS standartları bazında sınıflandırmak gerekmektedir;

2010-2012 KKTC-FOKUS: Harcamalar açısından asıl önemli bütçe dışı fonlardır. Fokus projesi kapsamında reform çalışma grubu tarafından hazırlanan fonlar ve dönersermayeler raporuna göre (14 fon) Bütçenin kapsamı dışındadır.

2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı: “... bütçe dışında önemli bir fon büyüklüğü bulunmaktadır. Bu fonlardan bazıları bütçe içi fonlar olarak tanımlanmakla beraber bunların ne ölçüde bütçe içi oldukları belli değildir. Bütçe dışı fonlar ve kuruluşlarla beraber kamu harcamalarının 1/3’ünden daha fazla bir kısmı bütçe dışındadır;

2010-2012 KKTC-FOKUS: Nakit yönetimi açısından temel problem vergi ve gümrük gelirlerinin doğrudan hazine hesabına yatırılmaması, Ziraat ve Vakıflar Bankası gibi kamu bankalarında açılan hesaplarda bekletilmesidir.

2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı: Nakit yönetiminde sıkıntılar vardır. Nakit yönetimi mekanizması ödemelerde belirsizliği giderecek şekilde Aylık Harcama Planı temelli ve şeffaf kurallara bağlı olarak tasarlanmalıdır;

2010-2012 KKTC-FOKUS: KKTC’de iç denetçilik sistemi bulunmadığı gibi, klasik anlamda bir mali kontrol işlevi de fiili olarak yapılmamakta veya eksik yapılmaktadır. Özet olarak mali kontrol işlevinin yeniden yapılandırılması öncelikli meselelerden birisidir.

2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı: Maliye Bakanlığı dışında bünyesinde teftiş kurulu ya da iç denetim birimi bulunan Bakanlık yoktur. Mevcut denetim uygulamaları oldukça yetersizdir. Devletin tahsil etmesi gereken vergi ve sigorta primlerine ilişkin denetim yok denecek kadar azdır. Denetim standartları yoktur. Dış denetimi sürdüren Sayıştay da yetersiz kalmaktadır;

2010-2012 KKTC-FOKUS: Herhangi bir stratejik öncelik bir tarafa, KKTC yetkililerinin cari zorunlu giderleri gerçekleştirmede bile sıkıntı çektikleri anlaşılmaktadır. Harcamaların %80’i aşan bir orandaki kısmı Personel, Diğer Cari Harcamalar ve Cari Transferlere aittir.

2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı: Yerel bütçenin kalitesine baktığımız zaman bütçenin yüzde 80’inin maaş ve maaş benzeri harcamalara kullanıldığı görülmektedir. Bu harcamaların kamu yatırımlarında kullanılamaması bir yana tasarruf sızıntıları nedeniyle yurt içi özel tüketime gittiği bile tartışmalıdır;

2010-2012 KKTC-FOKUS: Toplam gelirler GSMH’nın %49’une ulaşmaktadır. Harcama rakamlarının da %64’e yakın olduğu dikkate alındığında KKTC, kamunun çok ağırlıklı olduğu, ancak bu ağırlığın devletin cari harcamalarını ancak karşılamanın ötesinde pek bir anlam taşımadığı bir ekonomi görünümündedir. Akla gelen diğer bir açıklama aslında önemli ölçüde gelirin kayıt dışında olduğudur.

2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı: 2014 yılı verilerine göre genel kamu gelirleri GSYİH’nin yüzde 52’si kadardır. Kayıt dışı ekonomi ihtimalinin dışında kamunun bu gelir düzeyinde olması ekonominin kamu ağırlıklı olması anlamına gelmekte bu durum da ekonominin gücünün zayıflaması anlamına gelmektedir;

2010-2012 KKTC-FOKUS: Nakit yönetimindeki temel mesele de nakit gelirler ile harcamalar arasındaki zaman ve mekan dengesini sağlamaktır. Çözüm de gerçekçi bir gelir ve harcama planlaması yapmak ve buna uymaktan geçmektedir.

2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı: Hazinenin, devlet kefaleti haricindeki borçları olup, bu borç yükünün hafifletilmesine yönelik bir ödeme planı hazırlanacaktır;

2010-2012 KKTC-FOKUS: Türkiye’de Bütçe ve Mali Kontrol (BÜMKO) Genel Müdürlüğü ile 2010 yılında ‘e-bütçe’ sisteminden KKTC’nin de yararlanacağı, buna ilişkin teknik yardımı ve kullanım şartlarının yer aldığı bir protokolün imzalandığı bilinmektedir.

2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı: KKTC e-Devlet Programı ile Genel olarak Kamu Yönetiminin daha etkin, verimli ve denetlenebilir olması sağlanacaktır.”

“GÖREVE GELDİĞİMİZ ZAMAN KENDİNE YETEN BİR EKONOMİ YARATACAĞIZ”

Halkın Partisi, tüm bu uyarı ve önerileri bu anlaşma imzalanmadan önce yaptığını ancak dikkate alınmadığını ifade ederek, artık mevcut siyaset anlayışından hiçbir beklentisi olmadığını kaydetti ve “Halkın iradesiyle göreve geldiğimiz zaman yıllardır süregelen siyaset odaklı ekonomik yapıyı değiştirerek, ekonomi odaklı yeni bir siyaset anlayışı yürüteceğiz” dedi.

HP, bu vizyon çerçevesinde ekonominin temel sorunlarını kapsamlı bir plan ve program çerçevesinde ele alacağını ve kendi ayakları üzerinde durabilen ve kendine yeten, dışa bağımlılığı azalmış, değişime ayak uydurabilen, sosyal devlet anlayışına dayalı istikrarlı ve sürdürülebilir bir ekonomik yapıyı oluşturacağını vurguladı.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA