22 Kasım 2024
  • Lefkoşa16°C
  • Mağusa17°C
  • Girne18°C
  • Güzelyurt14°C
  • İskele17°C
  • İstanbul17°C
  • Ankara13°C

HOŞKARA: “KIBRIS TÜRK HALKI’NIN, ÜRETİMDEN KOPMADAN KENDİ KAYNAKLARINI YÖNETME İSTENCİNE SAYGI GÖSTERİLMELİ”

Hoşkara: “Kıbrıs Türk Halkı’nın, üretimden kopmadan kendi kaynaklarını yönetme istencine saygı gösterilmeli”

08 Ocak 2016 Cuma 12:06

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Yerel Yönetimler, Şehircilik ve Çevreden Sorumlu Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Hoşkara, Türkiye’den gelen su ile birlikte tüm yerel kaynakların özele devredilmesine karşı olduklarını belirterek, su yönetiminin kendi kurumlarımızca yapılmasının Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönetmesinin doğal bir sonucu olarak algılanması gerektiğini vurguladı.

Hoşkara, “Tüm yerel kaynaklarımızla birlikte su özele devredilecekse, tüm tesisler özele verilecekse ve başka kimse söz sahibi olamayacaksa, Belediyelerde bu işi yapan personel işinden olacaksa, vatandaş suya daha fazla para ödeyecekse, buna nasıl evet denebilir ki? diye sordu ve toplumsal menfaat için buna onay vermediklerini kaydetti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Rusya’dan gaz satın aldığını anımsatan Hoşkara, “Rusya Türkiye’deki bütün enerji kaynaklarına talep olarak TC hükümetine sen söz sahibi olmayacaksın diye bilir mi? Derse, TC’li yetkililer buna onay verir mi? diye sordu.

TDP Yerel Yönetimler, Şehircilik ve Çevreden Sorumlu Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Hoşkara, katıldığı bir Tv programında başta su konusu olmak üzere gündemdeki konular üzerine değerlendirmelerde bulundu.

“Mal ve hizmet üretimi artırılmalı”

TDP MYK üyesi Ercan Hoşkara, ekonomik gelişmenin tüketim üzerine kurulu bir yapı olmadığını belirterek, toplumsal refahı sağlamak ve ekonomiyi büyütmek için mal ve hizmet üretiminin artırılması gerektiğini söyledi.

Ülke olarak turizm, eğitim, bankacılık gibi potansiyel olan alanlarda gelişme sağlayarak, üretim yapamadığımız alanlardaki açıkları karşılamamız gerekirken, tam tersine var olanları da devrettiğimize, bunun da toplumsal refahı olumsuz etkilediğine dikkat çeken Hoşkara, “Örneğin DAİ, DAK devredildi, çalışan sayısı azaltıldı, öğretmen daha az kazanmaya, veli ise daha çok ödemeye başladı” dedi.

Şimdi de suyun yönetiminin özele verilmesi konusunda baskıların yapıldığını, bu çerçevede 13. Maaşların gündem yapıldığını anımsatan Hoşkara, “Geçtiğimiz yıllarda 13. Maaş uğruna Ercan devredildi, şimdi suyun devredilmesi istenmektedir. Seneye de elektrik ile telefonun özelleştirilmesi mi gündeme gelecek. Bu şekilde giderse Kıbrıs Türk halkı hangi alanda mal ve hizmet üretecek. Bizim TC’den beklentimiz üretim yaptığımız alanlarda Kıbrıs Sorunu’ndan dolayı dünya tarafından bize kapatılan kapıların Türkiye’de açılması ve ürettiğimiz mal ve hizmetin satın alınmasıdır. Bu şekilde giderek üretimden tamamen kopartılmamız değil” ifadelerini kullandı.

“Asla kabul edilemez”

Su konusunun sadece yönetim açısından tartışılmasını doğru bulmadıklarını, bunun ülkedeki sorunun sadece mali açından değerlendirerek, ekonomik, sosyal-kültürel ve çevresel boyutlarına bakmamak ile eş anlamlı olduğunu belirten Hoşkara şöle konuştu: “ Su yönetiminin kendi kurumlarımızca yapılmasının Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönetmesinin doğal bir sonucu olması yanında, hizmet ürettiğimiz bu alanda bu hizmetin niteliğini de artırarak devamlılığını sağlayabilmek ekonomik, sosyal ve çevresel anlamda da hayati önem arz etmektedir. Temiz Su kaynaklarının kıtlığı, sadece ülkemiz için değil tüm dünya için bir sorundur, dolayısıyla su kaynaklarının tasarruflu kullanımı esas unsurdur. Kamu insiyatifi olmadan bunun sağlanabilmesi mümkün değildir.”

Hoşkara; “Su ile ilgili zaten belediyelerimiz dağıtımı, tahsilatı yapıyor. Buralarda sorun var mı, var, ancak, bu sorunları öne sürerek suyun tamamının özel sektör tekeline devredilmesini istemek kabul edilebilir değildir” dedi. Sorunu çözmek adına yapılan önerinin sorunu daha da büyüteceğine dikkat çeken Hoşkara, personel işinden olacaksa, suya daha fazla para ödeyeceksek, tüm yerel kaynaklarımızla birlikte su özele devredilecekse, tüm tesisler özele verilecekse buna nasıl evet denebilir ki? diye sordu.

“Dik dursunlar, dimdik yanlarında olalım”

CTP Parti Meclisi’nin su konusundaki tavrını desteklediklerini, bu duruşun sürmesi halinde destek vermeye devam edeceklerini ifade eden Hoşkara, hükümeti dövmek isteselerdi başka türlü davranabileceklerini, ancak TDP’nin asla popülizm yapmadığını, bu konuda da yapmayacağını vurguladı.

CTP PM’nin kararına destek vermekle birlikte, sürecin bu noktaya gelmesinde Hükümette bulunan CTP’nin de sorumluluğu olduğunu söyleyen Hoşkara, sürecin doğru yönetilmediğini, en önemlisi meclise, siyasi partilere ve halka bilgi verilmediğini kaydetti.

Türkiye’den su getirme projesinin fizibl olmadığının bilinmesine rağmen projenin ilerletildiğini, gelinen aşamada da suyun kaça alınacağının bilinmediğini belirten Hoşkara, yatırımlar dikkate alındığında suyun en az 5 TL’den satılacağının öngörülebildiğini kaydetti; bugün suyu 1 TL’den alan da, 3 TL’den alan da, en az 5 TL ödeyeceğini biliyor mu? diye sordu.

“Yapılması gereken”

Türkiye’den temin edilen suyun, Merkezi Yönetim tarafından, 19 Temmuz 2010 tarihli TC-KKTC arasındaki anlaşmaya uygun şekilde belirlenecek fiyat üzerinden Güzelyalı’da satın alarak ve bu suyu yerel su kaynakları ile de birleştirerek Belediyelerin depolarına belirlenecek bir fiyat karşılığında iletilmesi gerektiğini kaydeden Hoşkara, suyun tüketicilere dağıtımının ve tahsilatının ise Belediyeler veya Belediyelerin kuracağı ortak işletmeler tarafından yapılması gerektiğini ifade etti.

Hoşkara, “Biz kendi irademizi ortaya koyup, Kıbrıs Türk Halkının üretimden kopma sürecini engellemek ve kendi ülkemizde kendi kaynaklarımızı verimli yöneterek, yaşam refahımızı üretime dayalı olarak artırmak istiyoruz; kendi kendimizi yönetmek isteğimizdeki ana neden budur; buna da saygı istiyoruz” dedi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA