Çoğunluğu kadınlardan oluşan göstericiler, ellerinde lambalar ve mumlar ile şehirde sessiz yürüyüş yaptı.

"Soykırımı durdur" ve "Çocuklarımız ölüyor" dövizleri taşıyan anneler, tekrar Koekamp meydanında toplandı.

Anneler, yürüyüşten sonra İsrail tarafından Gazze'de öldürülen çocukların isimleri ve yaşları okunurken duygulu anlar yaşadı.

Gösteride yapılan konuşmalarda, annelerin sadece kendi çocuklarının değil tüm çocukların annesi olduğuna vurgu yapıldı.

"Bu tartışmada doğruyu seçmenin ne kadar basit olabileceğini netleştirmek istiyoruz"

Grup sözcüsü Hollandalı Sophie de Reuver, Gazze'de öldürülen çocuklara dikkati çekmek için annelere sessiz yürüyüş çağrısında bulunduklarını söyledi.

Annelerin, seslerini çok az duyurabildiklerini belirten de Reuver, "Bu tartışmada doğruyu seçmenin ne kadar basit olabileceğini netleştirmek istiyoruz. Bunun için yapılması gereken çocuklarınızın gözlerinin içine bakarak bunu (Gazze'de öldürülen çocuklar) onların asla hak etmediğini görmektir" dedi.

De Reuver, annelerle birlikte yaptıkları sessiz yürüyüş ile bir farkındalık oluşturacaklarına inandıklarını dile getirdi.

İsrail'in Gazze'ye saldırısını hemen durdurmasını istediklerini aktaran de Reuver, "Bugün bu çocukları izleyen anneler grubu olarak, Temsilciler Meclisi'nin bir an evvel insan haklarına sahip çıkması çağrısında bulunuyoruz. Aslında bu anayasadaki yapmaları gereken görevlerinden birisi zaten. Biz bunun için bugün buradayız." ifadelerini kullandı.

"Uluslararası toplumun neden hiçbir zaman iyi bir çözüm bulamadığını anlamıyorum"

Hollandalı Willemijn van Woensel, öldürülen çocukların görüntülerinin kendisini derinden etkilediğini belirterek, "Çok acı verici ve çok üzücü. Çok acımasızca. Ben de bir anneyim. Bir süredir takip ediyorum ve uluslararası toplumun neden hiçbir zaman iyi bir çözüm bulamadığını anlamıyorum. Bu çok üzücü ve bunun için utanıyorum" diye konuştu.

Bir an evvel iyi bir çözüm bulunması gerektiğini belirten van Woensel, bunun iki devletli çözüm olduğuna inandığını ve Filistinlilerin kendi ülkesinin olması gerektiğini savundu.