HOCA'NIN VEDASI
Burak ÇİFLİKLİ
11 Mayıs 2016 Çarşamba 08:00
Oluşturulmaya çalışılan "kendisi bıraktı" algısına inat, görevi bırakmasını kişisel bir tercih değil zaruret sonucu olarak nitelendirdi Ahmet Davutoğlu. Başbakanın veda konuşması icraatın içinden programı gibiydi adeta. Davutoğlu kendi döneminde hayat geçirilen ve başarı olarak gördüğü icraatları ardı ardına sıralayarak görevi bırakmasına sebep olan zaruretin kendi başarısızlığı olmadığının vurgusunu yapmış oldu.
Son dönem Türkiye dış politikasının mimarlarından olan Davutoğlu'nun bu konuşmayı yaptığı sıralarda; Suriye'den gelen mülteci sayısı üç milyonu bulmuştu, Dolmabahçe mutabakat masasının devrilmesinden sonra yürütülen operasyonlarda şehit sayısı 500'e dayanmıştı ve düşürülen Rus jeti yüzünden Türk uçaklarının operasyon icra edemez hale geldiği Suriye'den IŞİD militanlarınca her gün sallanan roketler Kilis'te 20 canı almıştı.
Esad rejiminin ne zaman gideceğine ilişkin öngörüsünün sorulması üzerine, "Şu anda maalesef sancılı bir süreç var ama bu süreyi artık yıllarla ifade etmek mümkün değil, aylar ve haftalarla ifade edilebilir" yanıtını veren Davutoğlu'nun bu başarılı tabloya rağmen Esad'dan önce gitmesi ne kadar da enteresan değil mi? İnsan gerçekten hayret ediyor.
AK Parti bünyesindeki hiçbir dava arkadaşının kalbini kırmayacağını ve ak yürekli kadroların üzülmesine izin vermeyeceğini de belirtti Davutoğlu veda ederken. Elbette söyleyecek çok sözü vardı ama söylemedi. Nasıl söylesin ki? Orduya kumpas kurulurken cemaatin tuzağına düşenler, barış sürecinde PKK tarafından kandırılanlar bir de bakmışsınız ki bataklığa saplanan dış politikada da "Hocanın ekibinin" oyununa gelmiştirler. Olmaz demeyin, olur mu olur.
***
Davutoğlu'nun başarı tablosunda saydığı icraatlarından son dönemde en çok gündemde olanı elbette vize serbestisi. Avrupa Birliği Komisyonu, Schengen ülkelerine yapılacak seyahatlerde Türk vatandaşları için vizelerin kaldırılması yönünde tavsiye kararı almış olsa da ön koşul olarak Türkiye'nin karşılaması gereken 72 maddelik listede hala yerine getirilemeyen önemli maddeler var. Basın özgürlüğü bunların başında geliyor.
Onlarca gazetecinin tutuklu olduğu ve hapis cezasına çarptırılan Can Dündar'ın mahkemeye verilen arada kurşunların hedefi olmaktan son anda kurtulduğu Türkiye'de bu kriterin AB nezdinde karşılanması oldukça zor. Listede yolsuzluklarla mücadele maddesi de yer alıyor. 17-25 Aralık süreci göz önüne alındığında bu maddede de AB'yi ikna etmek kolay olmayacak. Karşılanması gereken bir başka madde olan kişisel verilerin korunması için çıkarılan çiçeği burnunda kanunda ise kamu kurumları lehine getirilen oldukça geniş istisnalar yine AB karşısında Türkiye'yi zorlayacak.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.