HOCA, TÜRKİYE’DE OLSAYDI….
Ayşegül Garabli
09 Ekim 2015 Cuma 10:25
Uzun zaman olmuştu Türkiye ile ilgili güzel bir haber almayalı. Kan, ölüm, göz yaşı, yasaklar, yolsuzluklar, gericilik, tecavüzler, bilimin yok edilişi, insan hakkı ihlalleri ve fakirleştirilen halk haberleri, medyayı takip etmeye korkar hale getirmişti bizi. Ancak, tam da, umutların tükendiği, bir anda, yeniden umut oldu ve yüzümüzü güldürdü, Prof.Dr. Aziz Sancar’ın haberi. Nobel Kimya Ödülü'nü kazanan Aziz Sancar, Türkiye’de bilim dalında ilk Nobel ödülünü alan kişi oldu. DNA onarımını gerçekleştirerek, kanserli hücreleri yok etmeden tedavi etmeyi başardı. Şu an bilimsel çalışmalarını, Kuzey Carolina Üniversitesi’nde, sürdüren Sancar Hoca, Bilimsel çalışmalarında ulaştığı başarıya, Türkiye’de gördüğü eğitimin çok büyük katkısı olduğunu söylemiş. Bu o kadar anlamlı bir cümle ki, adeta, eğitimin anlamı, bu cümlede gizli. Eksikleri de olsa, kötü yanları da olsa, eski çağdaş eğitim sisteminin, bir sonucu bu başarı. Acaba şimdiki eğitim sisteminde öğretim görseydi, ya da şu an Türkiye’de olsaydı, yine bu başarıyı elde edebilir miydi? İmamların, “Rektör” ya da “Dekan” olarak atandığı, düşünen ve araştıran Hocaların da cezalandırılıp, araştırma hakları ellerinden alındığı, araştırıp yaratanın değil, başkalarının çalışmalarını çalanların (intihalcilerin) ödüllendirildiği, Türkiye üniversitelerinde de bu başarıyı yakalayabilir miydi? Acaba diyorum; bilime, eğitime ve ülkenin gelişimine, verdiği önemi, "Türkiye'nin Mardin'den Kars'a, Edirne'ye kadar bütün çocuklarımıza bilim alanında eğitim öğretim vermemiz lazım. Özellikle kızlarımızı okutmak lazım. Kızlarımızı okutmazsak insan gücümüzün yarısını kaybetmiş oluyoruz. Özelikle Doğu ve Güneydoğu'daki kardeşlerimizden kız çocuklarını okula göndermelerini tekrar tekrar rica ediyorum" sözleriyle dile getiren Aziz Hoca’ya, cahil bırakılarak güdülmesi hedeflenen bir toplumu, aydınlatması için fırsat verilir miydi? Acaba, diyorum;yıllardır terörden beslenenler, kendisinin de Mardinli olduğunu anımsatan, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan gençlere “çok okuyun, bilim ile ilgilenin” çağrısı yapan Aziz Hoca’nın, bilim ve aydınlanma ile terörün biteceğini gençlere aşılamasına izin verirler miydi? Yoksa, tarihteki örnekleri gibi, yine aydınlık, cehaletin ve karanlığın, kör kurşununa mı kurban edilirdi? Ya da, yaptığı araştırmalarına bir kulp bulunarak hapse tıkılıp, yerine bir imam mı getirilirdi? Kim bilir belki de, Türkiye’de olsa, aydınlığın bir neferi de o olup, Türkiye’de çırpınan neferlere güç katardı. Tüm bunları bilmiyorum ama, Türkiye’de, Aziz Sancar Hocaların çoğalması için, bir an önce Türkiye’nin demokratik ve aydın bir yapıya kavuşturulup, karanlık ve cehaletin yerini, bilimin eğitimin ve güzelliklerin almasını dileyerek, Prof.Dr. Aziz Sancar Hocamı, sadece Türkiye’nin değil, tüm insanlığın yüzünü güldürdüğü için,canı gönülden kutluyorum.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.