19 Nisan 2024
  • Lefkoşa24°C
  • Mağusa25°C
  • Girne23°C
  • Güzelyurt22°C
  • İskele25°C
  • İstanbul16°C
  • Ankara24°C

HİÇ KİMSE ÖLÜMÜ HAK ETMEZ !!

Ayşegül Garabli

20 Kasım 2020 Cuma 08:02

Düşünün ki diyaliz hastasısınız ve böbrek nakli yapılmazsa yaşama şansınız yok.

Çare arıyorsunuz.

Sizin sağlığınızı korumak ve çare bulmakla sorumlu Sağlık Bakanlığına gidip dilekçe veriyorsunuz.

Ancak hiçbir sonuç alamıyorsunuz.

Bu süreçte Güney Kıbrıs’ta da şansınızı deniyorsunuz ve tedaviye başlanıyor.

Ancak böbrek nakli için hem büyük miktar para gerekiyor hem de bazı prosedürlerin tamamlanması gerekiyor.

Rum tarafındaki eşiniz, dostunuz, eski komşularınız bu parayı bulmak için kampanya başlatırken, siz kendi bakanlığınızdan bir sonuç alamıyorsunuz.

Günlerce Sağlık bakanlığının kapısını çalarak dilekçenizin sonucunu soruyorsunuz ama hep “bu gün”, “yarın” denerek oyalanıyorsunuz ve bir türlü dilekçeniz sağlık kuruluna koyulmuyor.

Siz zamanla yarışırken hükümet yetkilileri Maraş’ta piknik ve açılışlar peşinde koşuyor.

Açılışların, şovların, hayatınızdan daha önemli görüldüğü bir anda ne yaparsınız?

İsyan edersiniz değil mi?

İsyan edip, ağzınıza geleni söylersiniz ya da yazarsınız.

İşte Erdal Eryener de isyan etti.

Devletinden, hükümetinden beklediği hizmeti hatta ilgiyi göremeyince facebook sayfasından bu yetkilileri eleştirdi.

Kimilerine göre yaptığı hakaretti

Oysa asıl hakaret bir vatandaşını ölüme terk etmek değil miydi?

Devletin varlık sebebi halkı için değil miydi?

Devletin var olduğunun en büyük kanıtı, halkın anayasal haklarını koruyup, anayasanın kendisine verdiği ödevleri yerine getirmek değil miydi?

Demokratik bir yönetimin varlığı savunuluyorsa, bu yapıda insanların eleştiri hakkı yok mudur?

Demokrasiyi dilimizden düşürmediğimiz bu ülkede ne yazık ki hizmet de demokrasi de yokmuş.

Devlet ve hükümet yetkilileri Erdal Eryener’in isyanından kendi üstlerine düşen sorumluluğu hatırlayıp, bir insanı kurtaracakları yerde, Erdal Eryener’i tutukladılar.

Diyaliz makinesine bağlı olması gereken bir hastanın sağlık hakkını, belki de yaşam hakkını  elinden alıp onu tutukladılar.

Peki bir insanın anayasal hakkı olan yaşam hakkını elinden alan, tedavisini engelleyen ve belki de canına kast edenleri kim cezalandıracak?

Suçu işleyen hükümet ama suçu dile getiren vatandaş tutuklandı.

Bu mu adalet?

Kendi sorumluluğunu hatırlamayıp ,ölüm kalım savaşı veren birisini tutuklamak mı Devlet olmak?

Tedavi hizmetini sunup, hayatını kurtarmak yerine tutuklayarak, diyaliz makinesine girmesine engel olmak mı devletin gücü?

Bu kişi ile ilgili bir çok da mesaj aldım.

Mesaj atan kişiler ,bu kişinin daha önceden “hainlikten, dolandırıcılıktan ve hırsızlıktan” mahkum edilip hapse atıldığını ,dolayısıyla şimdi de bir oyun oynayıp halkı dolandırabileceği endişesi taşıdıklarını  dile getiriyordu.

Velev ki bu kişi çok büyük suçlar işlesin, yine de hiç kimse ölümü hak etmez ve sağlık hakkı elinden alınamaz.

Kaldı ki konu edilen suçlardan dolayı cezasını çekmiş  ve artık suçsuz olduğuna inanılmış ki serbest bırakılmış.

Eğer yeni bir suç işlemişse bile tutuklu olarak diyaliz makinasına girmesini sağlamak devletin görevi, kişinin anayasal hakkıdır.

Haaa eğer ki bu kişi dediği gibi hasta değil de sadece halkı dolandırmak için oyun oynuyorsa bunu açıklamak da sağlık bakanın görevidir.

Nihayetinde kişinin suçladığı kişi Sn. Ali Pilli’dir.

Eğer bu kişi hasta değilse ve halkın duygularını sömürüyorsa çıkıp açıklamalıydı.

Bir açıklama yapmadığına göre kendisi suç işlememeli ve bu kişinin tedavisini derhal sağlamalı.

Diğer tüm konular sağlıktan sonra gelir.,

Dünyanın en kötü insanı ya da en suçlu insanı bile sağlığıyla cezalandırılamaz ve ölümü hak etmez.

 

 

 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.