24 Kasım 2024
  • Lefkoşa15°C
  • Mağusa17°C
  • Girne18°C
  • Güzelyurt14°C
  • İskele17°C
  • İstanbul5°C
  • Ankara1°C

HER TÜRLÜ RİSK..

Derviş DOĞAN

01 Aralık 2015 Salı 09:15

Avrupa teklifini yaptı. Türkiye olumlu baktı. Buna göre 3 buçuk milyon mülteciye Türkiye ev sahipliği yapacak. Avrupa Birliği de buna karşılık Türkiye’ye 3 milyar euro para aktaracak. Hepsi bu kadar mı değil. 17. Fasıl görüşmeye açılıyor. 2016’da TC vatandaşlarının Avrupa’ya vizesiz girmesi öngörülüyor vs. Şu anda hali hazırda Türkiye’de 2 milyon civarında bir mültecinin barındığı biliniyor. Bu rakam kuvvetle muhtemel Avrupa’ya sığınan mültecilerin Türkiye’ye gönderilmesi ve devam eden göç dalgası ile 3 buçuk milyonu bulacak. Tabi bu durumun Türkiye’de yarattığı sosyo- ekonomik ve kültür yaşama etki eden bir de boyutu vardır. Ekonomik boyutu şimdilik AB’den gelecek bir miktar kaynakla karşılanabilir. Sosyal ve kültürel boyutu ise Türkiye’de sıkıntı yaratmaya aday bir konu olarak duruyor. Velhasıl Türkiye’nin mültecileri barındırmaya devam etmesi, ve bu rakamın yaklaşık 1 buçuk milyon artması hasebi ile ortaya çıkabilecek sıkıntıların, sadece Türkiye hudutları içerisinde sınırlı kalacağını açıkçası ben düşünmüyorum. Peki ne olabilir? Şimdi mevcut durumda bile Türkiye’de bulunan yaklaşık 2 milyon mültecinin Türkiye sınırları içerinde tımar edilmediğini biliyoruz. O kontrol halen sağlanmış değil. Kimin insani ihtiyaçlarla mülteci statüsünde geldiği, kimin terörizme ve bir takım karanlık ilişkilerin doğurduğu bağlantılarla Türkiye’ye geçtiği de asla bilinmeyecektir. Ki bu Türkiye ve Kuzey Kıbrıs için ayrı bir risk taşımaktadır. Hoppala Kıbrıs nerden çıktı? Hemen belirteyim. Şöyle ki; AB ile Türkiye arasında mutabakata varılan anlaşma gereği bundan sonra da mültecilerin Avrupa’ya sığınması mümkün olamayacağına göre, mülteciler için Türkiye ve Türkiye’nin etkin kontrolündeki yaşam alanları dışında seçenekler azalmış oldu. Peki ne demek Türkiye’nin kontrolündeki etkin yaşam alanları? Kuzey Kıbrıs demek. Ama nasıl olur? Kuzey Kıbrıs bağımsız bir ülkedir. Şudur, budur vs... Hiç olur mu öyle şey? Dediğinizi duyar gibiyim. Hatta duyuyorum. O zaman ben size soruyorum. Gerçekten bu dediğinize inanıyor musunuz? Bence inanmıyorsunuz. Neden? Çünkü yeterince emsale sahipiz bu ülkede. 273 bin resmi nüfusun kayıtlara geçtiği,fakat 500 bin civarı hissedilebilen bir nüfusun varlığında sürdürdüğümüz hayatlar var bu coğrafyada. Bütün gerçekliği ile önümüzde duran. Hem de her gün yaşamın her alanında yüzleştiğimiz bir gerçek. Peki nasıl oldu bu iş? Çoğunluğu Türkiye’den ve bir miktar da farklı coğrafyalardan gelen insanlarla oldu. Bilinçli oldu, planlı programlı oldu. Türkiye’nin etkin olarak kontrolünde tuttuğu bir Kuzey Kıbrıs’tan bahsediyoruz nihayetinde. Ve bu adada bir çözüm olmadığı sürece de daha çok bahsedeceğimiz etkin bir ağırlığı olmaya devam edecek Türkiye’nin. Şimdi bu gerçekliği gözümüzün önünden çekip alabilir miyiz? Tabi ki hayır. O zaman Türkiye’nin Avrupa’da evet dediği ve kapılarını daha bir rahat açtığı mültecilerin bir kısmının da bu topraklara gelmesi çok da zor olmasa gerek.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.