23 Kasım 2024
  • Lefkoşa17°C
  • Mağusa17°C
  • Girne19°C
  • Güzelyurt15°C
  • İskele17°C
  • İstanbul5°C
  • Ankara8°C

HAVA KİRLİLİĞİ ÖLDÜRÜYOR

Özcan ÖZCANHAN

06 Ağustos 2015 Perşembe 10:00

  Başlığa bakıp da paniklemeyiniz. Çünkü, bizim ülkemizde, hernüz hava kirliliğinden binlerce insanımız ölmedi. Elektrik santrallerimizden yayılan zehirin, çoğu insanımızı rahatsız ettiği, hastalandırdığı ve ciddi hava  kirliliği yarattığı doğrudur. Hindistan ve Çine bakıldığında, her yıl, hava kirliliğinden on binlerce insanın yaşamını yitirdiği veya solunum hastası olduğu biliniyor. WHO (World Health Organisation)- Dünya Sağlık Örgütü  Dünya Çevre Günü (5  Ağustos) nedeniyle yayınladığı raporda  öylesine statistiklere işaret ediyor ki şaşmamak elde değil. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinden tutunuz da en geri kalmış ülkelerine kadar, insanoğlunun çevreyi, suyu, havayı vs. nasıl  sorumsuzca kirlettiğinin altı çiziliyor. Yapılan vurgulamalarda hava kirliliğinin Hindistanda, Çinde, Büyük ve sanayileşmiş kentlerde ne kadar cana kıydığı, on binlerce insanı sağlığından ettiği belirtiliyor. ABD Başkanı Obama da, havalarımızın, atmosferin,   ciddi şekilde kirletilmesini durdurmak için alınması gereken önlemlere değinerek, bizzat katkıda bulunmaya çalışıyor. Ama, Amerikanın, Avrupanın, Asyanın  dünya çevre, hava, su kirliliğinde ne kadar payı olduğunu gözlerden kaçırıyor. Dünya Çevre Günü vesilesiyle , bizim küçücük ülkemizde de kirliliğin boyutlarının her geçen gün artmakta olduğunu belirterek, ilgililerin; Hükümet yetkililerinin, belediyelerin, sendikaların, kurum , kuruluş ve örgütlerin , halkımızın sağlığını tehdit eden bu önemli soruna çözüm, çare ve önlem üretmesi  gerekir , değil mi ? Sanayi bölgelerinde, çalışma yerlerinde, lokantalarda, çarşılarda, açık hava pazarlarında,  barlarda, kısacası her yerde, herkesin  kirlilik yaratmaması gerek miyor mu? Hava, su, çevre, gıda kirliliğine neden olanlar tesbit edilip cezalandırılıyor mu ?  Devede kulak!! Kimle konuşsam  şikayetci. Ama, kendi kendine sorsa insanlarımız ve bu gün kaç kişiyi çöp atarken, kontrolsuz karbondioksit, duman yayılmasına sebep olan gördüm, kaçını şikayet ettim, kaçını uyardım... Kaçına  yapmayınız, etmeyiniz, sağlığımızla, yavrularımızın geleceği ile oynuyorsunuz dedim  diye sesini yükseltti ?  Var mı yükselten? En basiti, kamyon ve araç egsozlarından saçılan gazlara, zehirlere hani tepki ? Tek bildiğim, işittiğim,  elektrik santrallerinden yayılan zehirli hava, çöplük alanları, çakıl ocakları, asfaltlar, yollar ve dere yatakları ile ilgili şikayetlerdir. Bu konuda herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum. ***** MAL MÜLK DE Mİ ZEHİR OLDU Günlerdir herkes konuşuyor. Siyasiler ve medya halkı çılgına  çeviriyor. Rum gazeteleri ve politikacıları da ateşe petrolle koşuyor. Rum malları eski sahiplerine iade edilecekmiş...Şu kadar Rum kuzeye,  mallarına dönecekmiş.. Ellerinde  Rum malları bulunduranlar, alıp satanlar, geliştirenler, villalar, oteller inşa edenler, işittikleri karşısında bir o kadar daha endişeleniyor. Başta iade, sonra takas, tazminat veya satış geliyormuş. KKTC nin, Denktaş rejiminin verdiği koçanlar-tapular ne olacak ? Hani da geçerli idi, dünya tarafından, ipotek konularında bankalar tarafından tanınıyordu ? Ödenen, birkeç kez el değiştiren , ister Rumun , isterse Türkün malı olsun,  savaş savaşıldı diye, nüfus aktarmaları gerçekleşti diye, mallarının tapularını mı kaybettiler ?  Yoook. Yok öyle birşey. Kanıtları var. Yıllar önce  bazı şiddet olayları ile İstanbulu terkeden Yunanlıların malları ne oldu? Biliyor musunuz? Geri verildi. Mısırdan yıllar önce Kıbrısa gelen Mısırlızadelerin, Arif  Beylerin, Paşaların  daha düne kadar mallarının kiralarını topladıklarını, Buraya Kıbrısa, gerçek mal sahiplerine ödendiğini duymadınız mı? İşin gerçeği, elinde dünyaca tanınmış tapusu olanın gayri menkulu yine onundur, ölmüş ise mirascı aillerinindir. 1955 lerde, 63 lerde ve 74 sonrası malını, mülkünü kaybeden, Rumların eline bırakan Türkler bu mesele görüşülürken ele alındı mı? Onlara haklarını, tazminatlarını kim ödeyecek ? Konuşulan yalnız 1974 sonrası mı? Rumların  yarattığı kira fonu ile bir kısmı karşılanacak. Kıbrıs Rum yönetimi , Güneydeki Türk mallarını sadece “kullanıma” verdi ve karşılığında da, sembolik olsa dahi, bir miktar kira toplanmasını kararlaştırdı. Hiçbir Ruma tapu vermedi. Halk yararına  istimlak ettiklerinin da bedelini ödeyeceğini duyurdu. Türk liderleri,  büyük !! siyasiler, dünya hukuku tanımadı,( bizim Başsavcıyı, Hakimleri, uzmanları da dinlemedi),  kendi kendine gelin ve güveyi oldu, bildiği gazeli okudu, koçan-tapu verdi. Başına ve halkımızın başına da,  belalar açtı. İşte bu belalar ve diğer yarattıkları kanunsuzluklar nedeniyle, halkımızın huzurunu kaçırdılar ve bezdirdiler. Gelsinler şimdi masada Akıncıya ve Anastasiadese ne yapılacağını, bu sorunun nasıl çözümleneceğini de bildirsinler, öğretsinler. Kendi usül ve sistemlerine göre. Yani, kanun, hukuk, hak mak tanımadan, kendi  bildikleri, hükmü karakuşi  ile. Geçmez. Artık yemezler. Herşey, dünya hukukuna, Avrupa Birliği muktesebatına, temel insan haklarına göre ayarlanacak ve sonuçlandırılacak minnacık Kıbrısımızda da. Bu durumda, sabretmekten başka  ne tavsiye edebilirim ki  sizlere!!

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.