25 Kasım 2024
  • Lefkoşa8°C
  • Mağusa10°C
  • Girne12°C
  • Güzelyurt5°C
  • İskele10°C
  • İstanbul2°C
  • Ankara-1°C

HATİCE İNTAÇ YAZDI...BİR GÜVERCİN HİKAYESİ ( 1. BÖLÜM )

BİR GÜVERCİN HİKÂYESİ ( 1. Bölüm )

Hatice İntaç yazdı...Bir güvercin hikayesi ( 1. Bölüm )

31 Temmuz 2024 Çarşamba 12:17

BİR GÜVERCİN HİKÂYESİ ( 1. Bölüm )

Her gün ayni haberleri dinlemekten, kalitesiz dizilerden,  yemek programlarından ve en çok da hem iç hem dış politikalarda, söylemleriyle eylemleri arasındaki tutarsızlıklarıyla yarattıkları olumsuzlukların sorumluluğunu taşıyamayıp aksine yanlışlarına inatla devam eden siyasilerin boy gösterdiği ekranlardan o kadar bıktım ki televizyon kanallarına artık mümkün olduğunca az girmemeye çalışıyorum.  Esasen hava sıcaklığının dayanılmaz derecelere ulaşması, enerjimizi olabildiğince düşürürken bir de mide bulandıracak boyutlara varan yalanlar ve saçmalıklarla; hukuksuz, tutarsız,  uygulamalara devam ediliyorken ve toplum da buna kayıtsız kalıyorken bu konularda yazı yazmak, boşuna zaman harcamaktan öteye geçmiyor. Bu yüzden ben bu aralar yazılarıma, sinirleri germeyen, sakinleştiren yeni konular, yeni hikâyelerle devam etmek istiyor ve bu sayede dibe vurmaya ramak kalan huzurumu yakalamayı umuyor ve yazının başlığından da anlaşılacağı gibi bir güvercin hikâyesiyle bu yolculuğa başlamak istiyorum.

                                                    *****

Hatırladığım kadarıyla Mayıs ayı ortalarıydı. O gün temizlik yapmaya ayarlamıştım kendimi. Öğle saatlerine kadar neredeyse temizlik bitmiş, geriye üst katın ormana bakan odasının pencere camlarını silmek kalmıştı. Genelde o pencerenin bir kanadını, oda güneş alsın diye açık tutarım.  O gün de açıktı. Odaya girdiğimde pencerenin açık olan yerinde bir hareketlilik hissettim. Ne olduğuna baktığımda orada çalı çırpıyla yapılmış bir yuva vardı. Belli ki bir kuş oraya yuva yapmıştı. Yuvaya dokunmadım hatta kuş korkup gelmez diye orada temizlik yapmaktan da vazgeçtim. Ertesi gün uzaktan  gözetledim. Bir güvercindi yuvada oturan ve altında da iki yumurta vardı. Gün içinde baktığımda güvercin bazen yuvada olmuyor, sonra tekrar dönüp yumurtalarının üstüne oturuyordu. Belli ki beslenmek içindi gidişleri. Orada olmadığı zamanlarda pencere içine yem ve su koyuyordum ama o yine de gidiyordu. İlk zamanlar ses duyduğunda ürküp kaçıyordu, sonradan kaçmıyordu, belli ki bana alışmıştı. Onun olmadığı zamanlarda yumurtaları kontrol ediyordum yavrular çıktı mı diye. Aradan ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum da, bir sabah yuvada tüysüz bir yavru vardı. Yumurtanın diğeri henüz açılmamıştı (sonradan da açılmadı) O günden sonra merakım daha da arttı hemen her gün yavruyu ve annesini kontrol ediyordum. Bir süre sonra yavru güvercin tüylenmeye başladı. Annesi onu yedirmeye geliyordu ama yavru büyüdükçe annenin gelişleri azalmış bana daha çok iş düşmüştü. Koyduğum yiyecekleri yiyemiyor, sadece su içiyordu. Annesine bir şey oldu diye endişeleniyordum. Yakınına gittiğimde benden ürküp pencerenin ucuna kaçıyordu. Kendi başına yiyemiyor diye gagasını zorla açıp yediriyordum. Bir zaman sonra bana alıştı, artık yedirmekte zorlanmıyordum ve o gittikçe büyüyor, kanatlanıyordu. Onu avucuma alıp sevebiliyordum.   Annesi için endişelenmiştim ya, bir akşamüstü onu, yavrusunu yedirirken gördüm ve çok sevindim Demek ki benim görmediğim zamanlarda geliyordu. Sonradan yine gelmez oldu.

Yavru iyice büyümüştü, elime aldığımda kanatlarını uçacak gibi açıyor ama uçamıyordu. Bir süre geçince tekrar uçma provası yapmayı deniyorduk ama yine olmuyordu.  Bir sabah onu pencerenin dışında, kanatlarını açmış, uçmaya çalışırken buldum ama yine başaramadı, aksine üst kattaki pencereden bahçeye düştü. İnip onu oradan alana kadar ödüm koptu çünkü aşağıda kedilerim vardı. O badireyi de sağ salim atlattık ama her an yine düşme ihtimaline karşı bu sefer onu riski olmayan geniş balkona yerleştirdim. Yavru güvercine bakmak artık alışkanlığım olmuştu. Bir süre balkonda kaldı. Belki size tuhaf gelecek ama aklıma nereden estiyse uçup gittikten sonra onu tanıyabilmek için ayağına kırmızı oje sürdüm. Bir sabah anne güvercini de balkonda gördüm. Yavrusunu uçurmaya çalışıyordu ve sonunda bunu başardı da. Birlikte uçup karşıdaki ağaca kondular.

Böylece güvercinle serüvenimiz mutlu sonla bitti sanıyordum ama esas serüven daha sonra başladı ve beni çok şaşırttı.

Biliyorum, bu sıcak havada uzun yazılar okumak zor geliyor. Bu yüzden merak edenler için devamını yarına bırakıyorum.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA