28 Mart 2024
  • Lefkoşa26°C
  • Mağusa24°C
  • Girne23°C
  • Güzelyurt26°C
  • İskele24°C
  • İstanbul19°C
  • Ankara21°C

HASTALIKLARDAN ARI NARENCİYE FİDESİ YETİŞTİRİLİYOR

Yüksek verimli narenciye türlerinin, hastalıklardan arınmış fidelerinin üretilmesi için kurulan Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü’ne bağlı Bioteknoloji Laboratuvarı çalışmalara başladı.

Hastalıklardan arı narenciye fidesi yetiştiriliyor

23 Aralık 2018 Pazar 14:50

Yüksek verimli narenciye türlerinin, hastalıklardan arınmış fidelerinin üretilmesi için kurulan Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü’ne bağlı Bioteknoloji Laboratuvarı çalışmalara başladı.

Laboratuvar, bitki hastalıklarının narenciyede özellikle verim ve kalite düşüklüğüne neden olduğundan ve de ortaya çıkması uzun zaman aldığından, “hastalıktan arı” fide yetiştirmek amacıyla kuruldu.

Laboratuvarda Türkiye’den gelen iki uzmanın da yardımlarıyla altı narenciye çeşidi üzerinde aşı gözü kaynağı (ağacı) için çalışmalar başladı. Çiftçinin arzu ettiği narenciye çeşidinde fide yetiştirmek için, öncelikle arzu edilen narenciye çeşidinin aşı gözü kaynağı oluşturuluyor, bu da 14 aylık bir süreçte gelişiyor, daha sonra aşı gözü kaynağından (ağacından) aşı gözü alınarak hastalıktan arı fidelere aşı yapılıyor.

Konuyla ilgili olarak Enstitü ve Laboratuvar yetkilileri TAK muhabirinin sorularını yanıtladı.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığına bağlı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Cem Karaca amaçlarının kısa zamanda verim ve kaliteyi arttırmak olduğunu, Laboratuvarın da bu yönde ciddi bir araç olacağına inandığını ifade etti.

Biyoteknoloji Laboratuvarı’nın, çiftçilere, ülke şartlarına uygun verimli narenciye çeşidinden, hastalıklardan arındırılmış fide sunma imkanı sağladığını kaydeden Karaca, Türkiye’nin katkılarıyla tamamlanan laboratuvarın muadilinin Türkiye’de dahi sayılı olduğunu anlattı.

Cem Karaca, Biyoteknoloji Laboratuvarı’nın çiftçilerden gelebilecek taleplere cevap verebilmesi için laboratuvara 3-4 teknik personel istihdam edilmesi gerektiğinin de altını çizdi.

Türkiye Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM), Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Turunçgillerde Virüsten Arındırma ve Islah Uzmanı Şenay Kurt, doku kültürü için, çoğaltılması istenen ağaç türünün bir fidesi öncelikle hastalık açısından analiz edildiğini, ardından bahse konu fidelerin korumalı ve kontrollü bir odaya alındığını ve sonra da doku için fidelerin yeni filizlerinin kullanıldığını anlattı.

Kurt, doku alacağı filizleri topladıktan, çamaşır sulu ve alkollü bir çözeltide yıkadıktan sonra, filiz üzerinde çalışmaya başlaıyor. Kurt, filizden toplu iğnenin başından çok daha küçük bir parça alarak, filizlenmiş çekirdeğin ucunda açtığı bir çiziğin içine yerleştiriyor. Bunlar daha sonra sıvı besin ortamlarına yerleştirilerek kontrollü odalara konuluyor.

Kurt, istenilen narenciye türünün aşı gözü kaynağı mevcut değilse, arzu edilen narenciye çeşidinin aşı gözü kaynağının 14 ayda, aşı alacak şekilde hazır edilebileceğini söyledi.

TAGEM, Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Turunçgillerde Virüsten Arındırma ve Islah Uzmanı Ertuğrul Turgutoğlu, ağaç hastalıklarının, diğer zararlılardan farklı tuttuklarını çünkü ağaçta virüs (hastalık) bulunması halinde tedavisinin bulunmadığını, ağaçlardaki virüslerin ağacın bodur kalmasına, meyvelerin şekilsiz olmasına ve verim düşüklüğüne neden olduğunu anlattı.

Virüslerin ağaçlarda etkisini geç (yıllar sonra) göstermesinin ciddi maddi kayıplara neden olduğundan bahçelerde hastalıklardan ari fidanların kullanılmasını önerdiklerini kaydeden Turgutoğlu, hastalıktan ari fidanların da her 4-5 yılda hastalık için kontrol edilmesi gerektiğini ifade etti.

Hastalıkların ağaçtan ağaca bulaşabileceğine de dikkat çeken Turgutoğlu, bu nedenle özellikle budama aletlerinin bir ağaçtan başka bir ağaca geçerken “3 kat sulandırılmış çamaşır suyuna” batırılması gerektiğini kaydetti.

Tarımsal Araştırma Enstitüsü Bioteknoloji Uzmanı Konce Baydar, laboratuvarın bir ay önce tamamlandığını, üreticiye virüsten arındırılmış, çeşidi belli fidelerin sunulması, ithal fidanların üç-dört gün içerisinde hastalık için test edilmesi imkanı sağlayacağını bunun yanı sıra hayata geçmesi halinde sertifikasyon sisteminin temelini de oluşturacağını kaydetti.

Laboratuvarın ilk etapta, sadece turunçgiller üzerinde hizmet vereceğini kaydeden Baydar, ancak farklı hizmetlerin de verileceğini, bir sonraki adımın, şeftali, erik, çilek, türü tehlikede olan lale ve orkide gibi soğanlı bitkiler üzerinde çalışmalar olacağını belirtti.
Baydar, Kıbrıs Limonu, Tango Mandarin, Valencia Midnight, Valencia Late, Kıbrıs Yafası, Washington olmak üzere bir limon, bir mandarin, dört de portakal çeşidi üzerinde çalışmalar başlattıklarını söyledi.

Bioteknoloji Laboratuvarı’nda, ağaçların genetik haritaların çıkartıldığı moleküler çalışmalar da yapılabiliyor, bu da türlerin tesciline temel yaratacak.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA