HANGİ BAŞKAN BELEDİYESİNİ BATIRIR?
Oshan SABIRLI
12 Kasım 2014 Çarşamba 13:32
Detay’ın ofisinde otururken dün çat kapı bir dostum ziyaretime geldi. Uzun zamandır konuşmadığımızı ve sohbet etmek için geldiğini söylüyordu. Bu dostumla, yaşam, ülke gibi konuları konuşurken muhabbet yine siyasete gelip takıldı. Yerel yönetim seçimlerinde genç Belediye başkanlarının beceriksizliklerinden bahsediyordu. Hatta bulunduğu bölgenin yeni başkanından şikayetçiydi... Açıkçası uzun zamandır köşe yazılarımda benim de dile getirmeyi düşündüğüm konular arasındaydı yeni başkanlar. Bir dönem Geçitkale Belediyesi’nde Basın ve Halkla İlişkiler görevinde bulunmam nedeni ile belediyelerde işlerin nasıl ilerlediğini, ihalelerin, ödemelerin, bütçelerin nasıl yönetildiğini gayet yakından takip etme şansını yakaladım. Bu deneyim sonrasında, belediyelerdeki işleyiş sorunlarını da gayet net görebiliyorum. *** Ülkemizde gerçekleşen yerel yönetim seçimleri sonrasında birçok yeni başkan göreve geldi. Bu yeni başkanların 29 Haziran seçimleri ile belediyelerini hala disipline sokamadığı, kendilerinin de disipline giremediği belediyelerin sayısı inanın hiçte az değil. Bir defa birçok yeni belediye başkanı yetkilerinin ne olduğunu bilmiyor. Görev bölümlerini yapmış olmalarına, taşları yerlerine oturtmaya çalışmalarına karşın girişkenliğin oldukça zayıf olduğu gözlemleniyor. Belediye başkanlığı görevinin yalnızca bir siyasi bir kadro olmadığını, siyasetin içerisinden seçilmiş olarak bu göreve gelmelerine karşın, başkanın ve belediye meclisinin işleyişini çok fazla tanımadıklarını fark ediyoruz. Hatta başkanlık görevine, Belediye Meclisi’nden gelen başkanların bile, geride bıraktıkları dönemde kukla gibi toplantılara geldiğini fark ettiğimiz bir dönem daha yaşanıyor. Daha önce piyon gibi görev yaptıklarını fark etmediklerini ve kendilerini pasif belediye başkanları olarak hissettiklerini anlıyoruz. *** Belediyeciliğin yalnızca çöp toplamak olmadığı, su paraları ve emlak vergilerinin yanı sıra devlet katkısı ile bütçelerine gelen paranın dışında, yönetsel zaafların belediyeleri batırma noktasına getirebileceği gün gibi ortada. Güvenilir bir ekip ile çalışmak, İpleri elde tutmak ama hem belde halkına hem de personele güven verebilmek önemli. Hele ciddi paralar ile uğraşan, her an sırtından vurulmaya müsait bir başkan izlenimi vermek, dedikoduların, yalan haberlerin yayılmasına da olanak sağlıyor. Yalan haberler bir yana, güven kaybetmek, pısırık, vasıfsız bir belediye başkanı görüntüsü sayesinde işkence ile geçen, herkesin yerli yersiz saldırdığı, sürekli icazet isteyen bir belediyecilik görüntüsü verilecektir. Bu konuda ülkemizde ciddi örnekler var. Hatta büyük belediye denilebilen bazı belediyelerin bile bu noktada olduğunu görüyoruz. Bir defa basın ile ilişkilerin iyi tutulması şart. Ötesinde iş insanları ile ilişkiyi ve dengeyi çok ince ayar ile sağlamak gerek. Başkanların, Belediye Meclis’in varlığını, gücünü farkında olup, kendi yetkilerinin fazlalığını, karar alma mekanizmasındaki ağırlığı net şekilde hissetmesi gerekiyor. İşte tüm bu dengeleri taşımaya hazır olmayan başkanlarla ilgili ortalığa atılan “bu belediye batar” söylemlerinin uzak olmayacağının da hissedilmemesi gerek. [review]
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.