HAFTANIN ARDINDAN

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Amerika ziyareti oldukça hareketli geçti. Ziyaret öncesi Obama'nın görüşme taleplerini geri çevirdiği haberlerinin gelmesi ile medyada önce stratejik düşmanlık başlıkları yer aldı. Amerika'nın ne darbeciliği kaldı, ne paralelciliği ne de geziciliği… Obama'nın Erdoğan ile görüşeceğinin anlaşılması sonrası ise aynı manşetlerde bu sefer bayram havası hakimdi. Dost ve müttefik ülke Amerika ile Türkiye'nin arasına nifak tohumları ekmek isteyenlerin oyunu bozulmuş, hevesler bir kez daha kursaklarda kalmıştı. Stratejik düşmanlık, bir günde stratejik ortaklığa evrilivermişti. Obama'nın yapılan görüşmede Erdoğan'a basın özgürlüğü ve demokrasi konularındaki hassasiyetlerini hatırlattığını ve kaygılarını dile getirdiğini açıklamasının ardından ise Amerika bir kez daha kendisini düşman sandalyesinde buluverdi. Hani bazı şiirler vardır, birer satır atlayarak okuyunca anlamlı olur; demek ki bir kısım medyayı da günaşırı takip etmek gerekiyor aynı şekilde. Yoksa bir yerden sonra gündemi takip edeyim derken kafanız bile yanabilir alimallah.

Yurt dışında yapılan protestolara karşı Erdoğan'ın korumalarının geliştirdiği yeni savuşturma tekniği ise okullarda ders olarak okutulacak cinsten; protestocunun karşısına geçip fiziksel müdahalede bulunmadan öööeeeeeeeaaaaaağğğğğğhhhhh diye bağırmak… Kimin aklına geldiyse tebrikler. Bundan sonra koruma pozisyonu için yapılacak iş görüşmeleri daha renkli geçecek anlaşılan. O Ses Türkiye jürisinden bu konuda destek alınabilir mesela.

***

Türkiye'nin terör gündemi ise hala sıcak. Ankara başta olmak üzere önemli metropollerinde canlı bomba alarmı hala en üst seviyede. Güvenlik tedbirleri yurt genelinde arttırılmış durumda. Fakat bu tedbirler hava alanlarındaki güvenlik yanılsamasını andırıyor. 11 Eylül saldırıları sonrası tüm dünyada hava alanlarında güvenlik en üst düzeye çıkarılmıştı. Uçağa kucağında bebek olan anne biberonla süt bile sokamazken Atatürk Havalimanı'nda iki kişi yanlarındaki motorlu testereyle ellini kolunu sallaya sallaya uçağa binmiş, üst bagaja konan testerenin varlığı benzin akıtınca fark edilmişti. Geçtiğimiz Kasım ayında ise bir Amerikalı sırf havalimanı güvenlik tedbirlerinin aslında bir balondan ibaret olduğunu göstermek için Atlanta'da bir uçağa silahı ile binmeyi başarmıştı. Benzer bir deneyi bu sefer Ankara'ya yeni atanan Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan bizzat gerçekleştirdi. Merasim Sokak’ta askeri servis otobüslerini hedef alan saldırı, polise çalıntı ihbarı yapılan bir araç ile gerçekleştirilmişti. Karaaslan da emniyetçe aranan çalıntı plakalı bir araçla üç gün boyunca 24 saat izlenen bulvar ve caddelerde dolaştı, kontrol noktalarından geçti. Fakat Karaaslan'ı hiç bir polis ekibi çevirmedi.

Bombalı terör saldırılarını istihbarat olmadıkça engellemek zaten pek mümkün değilken alınan güvenlik önlemlerinin durumu oldukça düşündürücü.