HAFİYELİK VE SANSÜR; 2. ABDÜLHAMİD'İ GERÇEKTEN TANIYOR MUYUZ?
İlber Ortaylı açıkladı...

25 Eylül 2016 Pazar 10:44
Ünlü tarihçi Prof. İlber Ortaylı, Sözcü gazetesinin köşe yazarlarıyla hükümete yakınlığıyla bilinen gazetelerin köşe yazarları arasında devam eden 2. Abdülhamit tartışmasına yeni bir boyut kattı. '2. Abdülhamid'i gerçekten tanıyor muyuz?' başlıklı bir yazı yazan Prof. Ortaylı, "Onun dönemine dair 2. Abdülhamid'in dönemi az araştırılmış, az bilinen ama üstüne çok konuşulan bir dönem. Çok daha fazla çalışma yapılması şart. Türkiye aydınlarının en şikâyetçi olduğu nokta sansür ve hafiyelik sistemidir" dedi.
Prof. İlber Ortaylı'nın Hürriyet gazetesinin bugünkü (25 Eylül 2016) nüshasında yayımlanan '2. Abdülhamid'i gerçekten tanıyor muyuz?' başlıklı yazısı şöyle:
2. Abdülhamid'in dönemi az araştırılmış, az bilinen ama üstüne çok konuşulan bir dönem. Çok daha fazla çalışma yapılması şart. Ancak bu şekilde onun hem uzun bir barış dönemi sayılabilecek hem sansür gibi meseleler yüzünden özellikle sosyal bilimlerin yerinde saydığı saltanat yılları anlaşılabilir.
22 Eylül Perşembe günü Sultan 2. Abdülhamid’in 174’üncü doğum yıldönümüydü. TBMM Başkanlığı’nın kararıyla geniş katılımlı bir sempozyum tertiplendi. Bu organizasyonla Milli Saraylar Bilim Kurulu görevliydi. Bu sempozyumu bir padişah sarayının tarihi araştırmaları için gerekli görüyorum. Çünkü 2. Abdülhamid’in hükümdarlığıyla geçen 1876-1909 tarihimizin az araştırılmış, az bilinse de çok konuşulan bir dönemidir. Sempozyumla ilgili dört adet kitap çıktı. Serginin kataloğu ise çıkacak. Aktüel bir konu haline gelen Sultan Abdülhamid ve döneminin tarih bilimi tarafından değerlendirilmesi gerekiyor. Onun zamanında Osmanlı İmparatorluğu, bugünkü Balkanlar’da Arnavutluk, Kosova, Makedonya, Bulgaristan ve Yunanistan’ın kuzey kısmını, Ege adalarını, Ortadoğu’da bütün Maşrık (Doğu) Arap dünyasını, sadece sözde değil, dominyon statüsünde bağlı Mısır ve iki sancak olarak bugünkü Libya’yı kapsıyordu.
'Personan non grata' Osmanlı diplomatlarının dönemi
Dışarıda önemli bir konsolosluk ağımız vardı. Bu konsoloslukların hemen hepsi siyasi cinstendi. Sadece vize, noter muameleleriyle ilgilenmezlerdi; o ülkelerdeki Müslüman gruplarla da İstanbul’un ilgisini kurar, takip ederlerdi. Nitekim bir yığın konsolosun kolonyalist devlet tarafından ‘persona non grata’ olarak dışarı atılması bu tip bir teşkilatı gösterir. Peki Panislam hareketin gerçek kudreti neydi? Bu, bugün dahi tartışılır ama büyük devletler nezdinde Osmanlı Türkiye’sinin bir silahı gibi görünüyordu. Ama başka meseleler de vardı. Kırım Savaşı ile girdiğimiz Avrupa ‘concert’i (uyumu) ve Berlin Kongresi’nden sonra Sultan Abdülhamid, Avrupa’ya karşı iç idarede de sorumluluklar yüklenmişti ve bu nedenle imparatorluğun başında azınlıklar meselesi bir heyulaya dönüştü.
Suikastler çağında yaşadı
2. Abdülhamid, iflasını ilan eden bir imparatorluğun başına geçmişti. Lakin dış borçların ödenmesinde elinden geldiğince ustalıklı davrandığı bir gerçektir. Avrupa hükümdarlarına karşı tertiplenen bireysel suikastlar dönemindeydi. Kendisi de böyle bir bomba vakasına maruz kaldı. Suikast sırasında soğukkanlı davrandığı biliniyor ama beynelmilel teröre karşı hayatında bu kadar lakayt olmadığı çok açık. İşin garibi yeni doğan milliyetçilikler kendi içlerinde de mücadele veriyordu. Mesela Ermeni Taşnak komitesinin şiddet yönelttiği kişilerin başında Ermeni burjuvaları ve hatta patrikler bile vardı. Teröristler Avusturya’nın güzel imparatoriçesi (Elizabeth) Sissi’yi, Rusya’nın Çarı 2. Alexander’ı katletti. Hepsinin kaynağı farklıydı.
Onun dönemine dair Türkiye aydınlarının en şikâyetçi olduğu nokta sansür ve hafiyelik sistemidir. Bu, hükümdarın talihsiz mirasıyla da ilgilidir. Bütün Makedonya, Bosna ve Bulgaristan’ın kaynadığı bir dönemde tahta geçmişti. Devletin Rusya’ya karşı istihbarat örgütü ilginçtir, Tuna vilayeti valiliği zamanında Midhat Paşa tarafından kurulup geliştirilmişti. Maalesef Bulgar bölgesiyle ve Midhat Paşa’nın valilik dönemiyle sınırlı kaldı. Sultan bunu geliştirmedi; hafiyelik teşkilatı aczinden dolayı bir faciaya dönüştü.
Karagöz'e bile sansür
Bu dönemde çokça başka aksaklık da vardır. Örneğin sansürle ilişkili olanlar... Sansür komitesinin saçmalıkları bazı halde padişahı bile kızdıracak dereceye çıkmıştır.
Sansür, dışarıdaki ve içerideki Türk basınına karşı etkili biçimde uygulanıyordu. Doğa bilimleri, felsefe ve filolojide, coğrafyada atılım yapan Osmanlı biliminin, sosyal bilimlerde yerinde saymasında sansürün de payı vardı. İmparatorluğun genç nesli politik anlayış yönünden dünyanın gerisinde kalmıştı. İstanbul’da ortaoyunu hatta Karagöz’e kadar sansür ve hafiyeliğin etkisi vardı. Ama İstanbul dışına çıkıldığında bu tedbirler zayıflıyordu. Selanik’in aydınları İstanbul’dakinden daha çok nefes alıyordu ama İstanbul boğuluyordu.
Kara ordusu yükselirken denizciler geriledi
Tezatlar bir mirastı. Renkli bir dış politikayla devleti ayakta tutma gayretleri, içteki bürokrasinin geri kalmışlığı yüzünden gelişmenin gölgelenmesine neden olmuştur. Memur maaşları düzenli değildi. Gümrük gibi bazı ofislerin maliyeti ise özerkti. 1. Ordu subayları düzgün maaş aldı ama taşrada durum farklıydı. Kara ordusu yükselirken, denizciler geriledi. Bunun sıkıntısı Balkan Savaşı’nda ortaya çıktı. Adaları bombardıman eden Averoff Zırhlısı’na karşı düzgün zırhlı çıkaramadık.
Şimdikiler yetmez, katbekat arşiv çalışılması gerekir
33 yılın çok incelenmesi gerekir. Hem devlet kurumlarının hem üniversitelerin hem de çeşitli sivil kuruluşların bu gibi araştırmaları mümkün mertebe yapması ve yaptırması gerekir. Sultan Abdülhamid dönemi üzerinde bugüne kadar yapılanların katbekat üstünde arşiv araştırması, gazete ve süreli yayın taraması yapmak gerekiyor. Dış dünya arşivleri az el sürdüğümüz zenginlikler. Bizzat dönemin dış politikası üzerine arşiv kaynakları dahi Sinan Kuneralp’in son yıllardaki derleme ve çeviri değerlendirme çalışmaları (‘Ottoman Diplomatic Documents’ serisi, ISIS Press) hariç pek el atılmış yerler değil. Osmanlı hariciyesinin evrakı ön planda Arap harfleriyle yazılan Türkçe ve daha çok da Fransızca raporlara dayanıyor.
2. Abdülhamid saltanatı, her şeye rağmen uzun bir barış dönemi sayılır. Osmanlı eğitiminde, sağlık kuruluşlarında, Anadolu’da, Suriye’de tarımın kalkınmasında atılımcı bir dönem sayılmalıdır.
İskele Boğaziçi Köyü’nde Şap Hastalığı Şüphesi: Bakanlıktan Acil TedbirlerTarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Boğaziçi Köyü İskele bölgesinde bir mandrada şap hastalığı şüphesi üzerine kapsamlı önlemler alındığını duyurdu.14 Aralık 2025 Pazar 18:37İSKELE
Hatice İntaç yazdı... "Doğanın İsyanı"Hatice İntaç yazdı... "Doğanın İsyanı"14 Aralık 2025 Pazar 17:59KIBRIS
ARUCAD 5. Eğitim Çalıştayı yapıldıArkın Yaratıcı Sanatlar ve Tasarım Üniversitesi (ARUCAD), Kuzey Kıbrıs’taki lise ve ortaokul öğretmenlerine yönelik 5. Eğitim çalıştayı yapıldı.14 Aralık 2025 Pazar 17:56ARUCAD
Doğanın Şifası Bu Kitapta ToplandıProf. Dr. K. Hüsnü Can Başer, “Tıbbi ve Aromatik Bitkiler” adlı yeni kitabı ile bitkilerin şifalı ve aromatik özelliklerine ışık tutan kapsamlı bir eser daha ortaya koydu.14 Aralık 2025 Pazar 17:54YDÜ - YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ
Bağımsızlık Yolu 11 Yaşında!Emekçinin Partisi Bağımsızlık Yolu, örgütlü mücadelenin temellerinin atılışının 11. yıl dönümü dolayısıyla dayanışma yemeği düzenledi.14 Aralık 2025 Pazar 17:52KIBRIS
Meclis Genel Kurulu yarın bütçe görüşmelerine devam edecekCumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, yarın saat 10.00’da toplanarak Hukuk Dairesi, Kamu Hizmeti Komisyonu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçelerini ele alacak.14 Aralık 2025 Pazar 17:50KIBRIS
13. Maaşlar ödeniyor13’üncü maaşlar ayın 25’i ve 26’sında yatırılacak14 Aralık 2025 Pazar 17:46KIBRIS
Lefkoşa'da uyuşturucu operasyonuLefkoşa Polis Müdürlüğüne bağlı Cürümleri Önleme Şube Amirliği Ekipleri Lefkoşa’da bir evde yaptığı aramada 30 gram hintkeneviri bulması olayıyla ilgili 4. Bir kişi daha tutuklandı.14 Aralık 2025 Pazar 12:02LEFKOŞA
Yılbaşı eğlencesi cep yakıyor, işte fiyatlar!İşte sanatçıların sahne alacağı oteller ve yılbaşı programları14 Aralık 2025 Pazar 11:48YAŞAM
İskele'de kaza!İskele'de kaza!14 Aralık 2025 Pazar 11:48KIBRIS
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs












Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.