HADDE GELDE İÇME !...
Taner ULUTAŞ
29 Kasım 2016 Salı 08:10
KKTC sonsuza dek yaşatılacaktır. Devleti kurduk buna sahip çıkacağız yorumlarını gördükçe bunları söyleyenlerin kim olduğuna bakarım. Sonrasında yüzüme ister istemez yerleşen gülücüklerin dayanılmaz hafifliğine kapılır giderim.
Aslında kurduğumuz devletin adam gibi sonsuza dek yaşatılmasını bende isterim. 33 Yaşında hala daha anasının altını değiştirdiği, prematüre bebek yerine, gürbüz bir delikanlı görüntüsü yansıtması da en büyük dileğim.
Bakanının, TC Elçiliğinde görevli bir müşavir tarafından azarlanmayacağı, Merkez Bankası ile diğer kurum ve kuruluşlarını kendisinin idare edip, Yiğit Bulut gibi birçok yerden maaş çeken, Sahibinin Sesi yağlama, grasolama ustalarının dil uzatamayacağı bir yapıda, sonsuza dek yaşamasını da isterim.
Zırt,pırt parti değiştirmenin. Denetim istendiği için ben de gider eski partimi kurarım. Kanadı kırık. Tüyleri yoluk ve onu uçamayacak hale sokmuş olsak da hesap mesap vermem. Ben yaparım olur denilemeyeceği bir siyasi yapıyı arzularım.
Ancak istemekle olmuyor. KKTC For Ever dediğimiz bir coğrafyada, mazottan igonomiya yapacağız demeye utanan bir yönetimin her hafta yok bakım var. Yok, arıza var diyerek, elektriklerin kafasını sürekli bumburo kesemeyeceği bir devlet tabi ki en büyük hayalim.
Sonsuza dek yaşatalım dediğimiz KKTC’de, küçük çaplıda olsa sanayi bölgeleriniz var. Bu sanayi tesislerinde arıza veya bakım, onarım adı altında her hafta elektrikler kesilirse siz o sanayiden nasıl bir üretim beklersiniz diye sormayacağım. Çünkü neden ve niçin kesildiğini bile soramadığınız bir kurumu yönettiğini zannedenler, istifa müessesi diye bir müessesenin varlığından bile bir haber. Ve bu efendiler, kurt sisli havayı sever misali, bu başıbozuklukta KKTC’yi sonsuza dek yaşatacağız nakaratını tekrarlayıp durması da işin caba tarafı.
Elektriği bile doğru dürüst idare edemeyen bir yapıyı bıraktım. Siyasi arenaya dönüp baktığım zaman, siyasetin artık babadan oğula geçtiği, hatta bu konuda Kanuni Sultan Süleyman’ı bile kıskandırdığı bir coğrafyada yaşadığımızı görüyorum. Bunu görüp üç maymunları oynayan halkın, bu yaşadıkları müstahakkıdır desek bu duruma onay vermeyenlerin hakkını yemiş oluruz.
Herne kadar Hakkı dayı çoktan hakkın rahmetine kavuşmuş olsa bile KKTC nüfusu artıyor. Ancak KKTC’nin nüfusunun arttıkça, insan ve gerçek siyasetçi sayısının azaldığına da tanık oluyoruz.
Hafızam beni yanıltmazsa yıl 1991’di. Baba Denktaş’ın fetvası ile Dokuzlar harekâtı başlatılmış ve UBP’den kopan Milletvekilleri DP’yi (Denktaş’ın Partisi) kurmuştu. Hakkı Atun parti başkanı olmuş bir süre sonrada başkanlık koltuğuna Serdar Denktaş oturmuştu. O tarihten beridir Serdar Denktaş DP’nin başında siyaset hayatını sürdürüyor.
Siyasetini beğenirsiniz veya beğenmezsiniz o başka bir şey. Ancak benim kanaatime göre siyasetin piri oldu. Tam DP bitti denildiği noktada, allem edip, galem edip partisini yine anahtar parti konumuna getiriyor.
KKTC For Ever’cilerin başını çektiği ve çözümsüzlük de çözümdür kutbunun lideri Serdar Denktaş, şimdilerde oğlu Rauf’u da siyasete sokuyor. DP’nin Lefkoşa ilçe Başkanı seçilen Rauf’un, İlçe kurullarına seçtirdiği isimlere de baktığımız zaman etrafındaki adamların her birinin ne hikmetse, devletin kurumlarının kilit noktalarında olduklarını görürüz. Birisi Vakıfların, diğeri Şeker Sigortanın, başka birisinin bilmem hangi büyük kuruluşun yönetim kurulu üyesi olduğunu gördükçe, KKTC sonsuza dek yaşatılsın. KKTC For Ever sözlerini gırtlağım yırtılıncaya kadar haykırasım geliyor.
Hadde gelde bu KKTC for Ever’e içme
*****
Dipkarpaz sahilinde bir torba esrar
KKTC, uyuşturucu trafiğinin en önemli kavşak noktası olma noktasına geldi. Ercan Havaalanının yanısıra Girne ve Mağusa Limanlarında hergün uyuşturucu kullanıcıları ile satıcılarının yakalanması günlük olaylar haline gelirken bukez uyuşturucu Dipkarpaz’da sahilde bulundu..
Ercan Havaalanında yakalanan uyuşturucu kullanıcılarının yanısıra, artık sahillerimizde de esrar ve eroin tipi uyuşturuculara rastlanmaya başlandığı öne sürülüyor.
Güvenilir bir kaynak yaptığı açıklamada, Dipkarpaz’da sahilde bir torba içerisinde kalıplar halinde uyuşturucu bulundu. Bir vatandaş tarafından görülen torba içerisindeki uyuşturucular, bu vatandaş tarafından Polis bildirildi. Polis torba içerisinde kalıplar halindeki uyuşturucuları aldı ve soruşturmayı son derece gizli bir şekilde yürütmeye başladı dedi.
Ayni kaynak açıklamasına devamla, kalıplar halindeki uyuşturucunun, uyuşturucu tüccarları tarafından saklamak maksadı veya denizden daha sonra toplanmak için bir gemiden atılmak suretiyle sahile geldiği tahmin ediliyor ifadesinde bulundu.
******
Koruluk yok edildi.
Mağusa’da ağaç katliamı devam ediyor. Bir süre önce apartman yapılacağı gerekçesi ile kesilen ağaçlardan sonra bukez Mağusa Türk Gücü ile Kamyoncular Birliği yanındaki koruluğun kesildiği belirtildi.
Eski Eserler ve Müzeler Dairesi eski Müdür Muavini Arkeolog Tuncer Bağışkan, Sosyal Medya’da paylaştığı bir yazıda, Mağusa'da Türk Gücü ile Kamyoncular Birliği yanındaki koruluğun Belediye tarafından kökten kesilip yok edildiği, bugün itibarıyla bilgime getirildi.. Olacak şey mi bu? Kesilen ağaçların kimin evine yakacak olarak götürüldüğünü bayağı merak etmeye başladım. İlgililerin bilgisine saygı ile sunulur. İfadesinde bulundu.
Tuncer Bağışkan yazısında devamla Not: Bu koruluğun da, 1980 - 1981 yıllarında Polatpaşa İlkokul öğrencileri tarafından ekildiği, zamanın ilkokul öğrencisi olan sn. Cahit Adaoğlu tarafından bilgimize getirilmiştir diyerek koruluğun tamamıyla yok edildiğini belirtti.
Koruluk öncesi
Koruluk sonrası
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.