22 Kasım 2024
  • Lefkoşa20°C
  • Mağusa21°C
  • Girne21°C
  • Güzelyurt19°C
  • İskele21°C
  • İstanbul18°C
  • Ankara16°C

GÜZELYURT’TA KONSER REZALETİ !!!!!

Ayşegül Garabli

03 Temmuz 2019 Çarşamba 08:15

Dün gece Güzelyurt’ta  Edip Akbayram konseri vardı.

Belediyenin  HALK KONSERİ olduğunu duyurduğu bir konser.

Hayatı boyunca halk için, özgürlük ve adaletten yana, eşitlikten yana mücadele etmiş ve dimdik duruşundan asla ödün vermemiş mütevazi bir sanatçının konseri.

Konserin başlamasına 1 saat olmasına rağmen heyecanla konserin olduğu alana gittim.

Alan Amfi tiyatronun dışında kalan boşluktan ibaretti.

Kısacası amfi tiyatronun bahçesi ve tek taraflı yamaç şeklindeki eğimli alan.

Avuç içi kadar konser alanında sanatçının çıkacağı platformun tam karşısına tepeciğin üstüne yani alandaki sahneyi gören tek yere sandalyeler dizilmiş.

Hem de 1-2 sıra değil, Belki 10 sıra.

Ve bu sandalyelerin etrafını bariyerlerle çevrilmekle kalmayan BELEDİYE, etrafına da adam dizmiş.

Hepsi aynı yeleği giymiş olan bu kişiler belli ki belediye için çalışan işçiler.

Bu işçilerin görevi ise bu alana halkı sokmamak.

PROTOKOLMUŞ!!!

Benim gittiğim saatte sandalyeler bomboşken çoğu yaşlı ve orta yaş olan halk ise bu alanın dışında yerlerde oturuyor, ya da ayakta duruyorlardı.

Zaten oturdukları yerden de sahneyi görmek imkansızdı.

Ortada da küçücük bomboş bir alan.

Bu boş alana da rahatlıkla sandalye  konabilirdi, en azından bir kısmına.

Çünkü Edip Akbayram'ı dinlemeye gelecek olan yaş gurubu belliydi.

Nitekim Adanın 4 bir tarafından gelen bir çok kişi, ya hasta ya da yaşlı olduğu için konser başlamadan alanı terk etmek zorunda kaldı.

İki ayağı protez olan yaşlı bir kadın toprak alana zorla otururken, görevliler halkı aşağılayan bir tavırla sandalyeleri koruyordu.

Neymiş efendim milletvekilleri gelecekmiş.

Gelsin!!!

Kimsenin itirazı yok ama Millet aşağılanarak yerlerde otururken, millete vekalet edenlere koskoca bir alanın ayrılması millete saygısızlık değil midir?

Zaten vekiller ya da yetkililer gelecek olsa da , onlar için 2 sıra yeter, çünkü upuzun giden sıralardı.

Ya geriye kalan sandalyeler?

Onlar kimin içindi?

Kimlere ayrılmıştı ki, engelliler ve yaşlılar geri çevrildi, evlerine dönmek zorunda bırakıldı?

Kendi kendime bu soruyu sorduğum sırada konserin başlama saatini yaklaşmış, protokol için ayrılan yerler de dolmuştu.

Protokolde  kaymakam ve belediye başkanı dışında tek bir yetkili yoktu. En azından benim gördüğüm kadarıyla.

Tümünü belediye çalışanlarının aileleri, eş ve dostları doldurmuştu.

Elbette ki bu insanların oturmasına hiç bir itirazım yok.

Ancak gerçekten ihtiyacı olanların ve en önemlisi HALKIN bu çember dışında yerlerde oturtulması tam bir REZİLLİK.

İtirazım, halka ait bir yerde halkın oturması, halkın ödediği vergilerle ödenen kişiler tarafından aşağılanarak engellenmesiydi.

İsyanım, halkın, kendi vergileriyle getirtilen sanatçıyı ikinci sınıf bir muamele ile dinlemek zorunda bırakılmasınaydı..

Bekledim.

Oturmadan ayakta bekledim

Belediye başkanı geldiğinde, halka reva gördüğü bu durumu kendisine anlatmaya çalıştım.

Zira çok duyarlı ve iyi niyetli bir kişiliğe sahip olduğunu biliyordum.

Yapılan bu hatayı düzeltmesini bekliyordum.

Ancak  Sn. Başkan , yanındaki zabıtalara bana yer ayarlamalarını söyleyerek, konseri birlikte dinlemeyi teklif etti.

Gerçi bu kendince nazik bir davranıştı ama ben bu durumu kendime hakaret saydım.

Çünkü ben zaten başkanın bana yapmak istediği davranışa tepki göstermiştim.

Benim derdim kendime yer bulmak değildi, o anda başkanın bana yapmak istediği ayrımcılığın halka yapıldığını anlatmaktı.

Yapılan ayrımı ve haksızlığı dile getirmekti.

Konser gibi bir aktivite de protokol gibi bir yapının ne kadar mantıksızlık olduğunu anlatmaktı derdim.

Yoksa ben gerektiğinde yerde de otururdum.

Ancak adına “Halk konseri” denilen bir aktivitenin, halktan kopuk zümresel ve sınıfsal bir ayrıma dönüştürülmesini içime sindiremedim.

O yüzden de dinlemeyi çok istediğim halde konseri de başkanı da protesto edip alanı terk etmek zorunda kaldım.

Bu halk bu şekilde bir sınıf ayırımını ve bu şekilde aşağılanmayı hak etmiyor.

Bu yapılan hem halka hem de sanata verilen değerin göstergesidir.

Bu saygısızlıktan öte tam bir rezalettir.

Ve ne yazık ki bu durum sadece Güzelyurt’a has bir durum da değil.

Bir çok yerde , bir çok etkinlikte halk ile, seçilen halk arasına böyle bir duvar örülüyor.

Ayrıcalıklı bir sınıf olgusuyla halk aşağılanıyor.

Elbette ki çeşitli mevkilerde olan kişiler bulundukları makama saygıdan en iyi şekilde ağırlanmalı.

Elbete ki, bir cumhurbaşkanının ya da bir vekilin yerde oturması değil isteğim.

Dileğim ve isteğim, halka da aynı ortamların yaratılması.

Yan yana, omuz omuza..

O yüzden çok sevdiğim Sn. Mahmut Özçınar’a seslenmek istiyorum.

Olmadı Mahmut Başkan!

Bu gece yaşananlar ne sizin kişiliğinize ne de mütevazi yapınıza uymadı.

Siz, sizi seçenlere bunu reva görmemeliydiniz.

Siz, sizi seçenin de, seçmeyenin de başkanısınız ve herkese eşit davranmak zorundasınız.

Halkı, "yukarıdakiler" ve "aşağıdakiler" şeklinde sınıf ayrımına tabi tutamazsınız.

Hele ki, haktan, adaletten ve eşitlikten yana ömür tüketmiş bir sanatçıyı, böyle sınıf ayrımının yapıldığı bir ortamda konser vermek zorunda bırakmamalıydınız.

Eminim ki Edip Akbayram, durumdan haberdar olsa sahneye çıkmayı reddederdi.

Halk belki olan biteni normalleştirdi ya da Edip Akbayram sevgisinden dolayı hak etmediği, kendisine yakışmayan yerde konseri dinlemeye devam etti.

Ama ben, halkın hak etmediği ve size yakışmayan bu davranışınızdan dolayı sizi kınıyorum!!!!

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.