GÜVENLİ BİR LİMANIN OLMASI KADAR DOĞAL NE OLABİLİR?
Derviş DOĞAN
03 Ekim 2016 Pazartesi 08:35
Açık denizlerde yıllarca kapatanlık yapmış değerli bir dostuma sordum.
Bunca yıllık kaptansın, gemiyle seyir halindeyken koşullar seni hiç sığınacak bir liman armak zorunda bıraktı mı?
Cevabı net oldu.
Birçok kez.
Açık denizde gidiyorsunuz, ucu bucağı belli olmayan sularda.
Karanın görünmediği derinliklerde..
Pek tabidir ki zaman zaman hiç hesapta olmayan koşullarla karşı karşıya kalıyorsunuz ve yola devam etmenizi mümkün kılan şartlar birer birer ortadan kalkıyor.
Ne yapacaksınız?
Elbette en yakınınızda ki bir limana yöneleceksiniz.
Ha başarıp da o limana demir atmışsanız güvenli bir liman bulmuşsunuz demektir.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’da bu duygular içerisinde böyle bir benzetmeye ihtiyaç duydu.
Peki neden duydu?
Önce onu bir anlamaya çalışalım.
Akıl yolu ve sağ duyu ile konuya bakalım.
Hiddetlenmeden..
Malum Güney Kıbrıs’ta adanın Kuzey kısmında yaşayan biz Türklere karşı önyargının yaygın olduğu bir bakış açısı var ki, henüz bu kırılmadı.
Belki aynı bakış açısı az da olsa Kuzey’de de mevcut.
Ve/fakat bu Güney’deki kadar çoğulcu değil.
Ve yine malumunuz olduğu üzere adanın Güney tarafında zaman zaman uğradığımız sözlü ve/veyahut fiziki saldırılar da oluyor.
Bu saldırıları her ne kadar da azınlık bir grubun gerçekleştirdiği söylense de bu gruba karşı müdahale edemeyen ve hatta hiç müdahale etmeyen bir otorite var Güney Kıbrıs’ta..
Her ne sebepten ötürüdür bilmiyorum ama bu saldırıları gerçekleştirenlere karşı derin bir hoşgörü olduğunu görüyoruz Güney’de!
Doğal olarak Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan insanlar ben dahil büyük bir çoğunluğumuz bu durumdan rahatsızlık duyuyoruz.
Hatta rahatsızlıktan da öte kaygılıyız.
Zira bu tür olayların bir türlü sonu gelmedi.
Hukuk süreci de işletilmedi.
Haliyle Güney Kıbrıs’ta bulunduğumuz süre içerisinde sanki her an birilerinin bir yerlerden çıkıp bize zarar vermeye yelteneceklermiş gibi bir hisse kapılıyoruz.
Yaşanan emsallere baktığımız zaman bu reaksiyonu vermemiz doğal.
Çünkü yaşayarak bazı şeyleri tecrübe ediyoruz hepimiz.
Hoş daha çok yok, bir Rum tüccara sırf Kuzey’de ticari ilişkileri olduğu için zarar vermeye kalktılar.
Rum medyasından da okuduk bu haberleri.
Şimdi bütün bunları yok sayabilir miyiz?
Elbette hayır.
Çünkü bunlar yaşanmış gerçekler.
Kaldı ki olası bir çözümden sonra halkların birbirlerine karşı yıllardır hatta yarım asırdan daha çok bir zamandır geliştirilen önyargıları yıkmak epeyce bir zaman alacak.
Dolayısı ile Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın önceki gün verdiği sığınacak liman örneği bu koşullarda bir gereksinimdir, ihtiyaçtır.
Bu çıkışı yadırgayanların olduğunu biliyorum.
Eleştirenler de oldu.
Hatta şu anda bu makaleyi okurken bana kızanların olduğunu da biliyorum.
Saygı da duyuyorum.
Lakin bu ihtiyacın da bugünkü koşullarda elzem olduğu gerçekliği ile yüz yüze yaşadığımızı gözardı edecek kadar geniş olamıyorum ben.
Keşke olsaydım.
Ama olamıyorum.
Olamamamın da kendimce sebepleri var.
Ve bu sebeplere baktıkça anlıyorum güvenli liman ihtiyacını..
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.