GÜVEN YARATICI ÖNLEMLERDE YENİ BİR ŞEY YOK: CEP TELEFONLARI BAĞLANTISI 'BATAKLIKTA'

Haravgi gazetesi “GYÖ’lerde Yaprak Kımıldamıyor-Duyurulabilir Bir Şey Yok” başlıklı haberinde, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, 26 Şubat tarihinde, aralarında cep telefonu ve elektrik bağlantısının da bulunduğu Güven Yaratıcı Önlemler konusunda anlaşamaya vardığını anımsatırken, bu konularda yeni bir şeyin bulunmadığını belirtti.

Cep telefonları bağlantısı kurulmasının bir kez daha “bataklıkta” olduğunu yazan gazete, Rum Hükümet Sözcüsü Prodromos Prodromu’nun açıklamasına atıfta bulunarak, bunun Kıbrıs sorunundaki durağanlıktan değil de, Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge’deki aktiviteleri olduğunu yazdı.

Habere göre, Rum Hükümet Sözcüsü Prodromos Prodromu gazeteye yaptığı açıklamada, “Kıbrıs Türk tarafı bu tedbiri hayata geçirmek istemiş olsaydı, ilk anlaşmaya varıldığı 2015’ten itibaren başarırdı” ifadesini kullandı.

Prodromu ayrıca Kıbrıs Türk tarafını, KKTC’deki cep telefonu operatörlerini yasallaştırmak için yöntemler aramakla suçladı.

İki toplumlu Ekonomi ve Ticari İşler Teknik Komitesi Eş Başkanı Fidias Pilidis gazeteye yaptığı açıklamada, teknik komitenin kendisine düşen çalışmayı tamamladığını, cep telefonları operatörlerini, merkezi İsviçre’de bulunan uluslararası telekomünikasyon şirketi (Comefone) ile temasa geçirdiklerini belirtti.

Pilidis, operatörler ve şirket arasında, sürecin nasıl ileriye götürüleceğinin incelenmesi amacıyla istişareler yapıldığını söyledi.

Elektrik bağlantısı konusundaki sürecin tamamlandığını kaydeden Pilidis, herhangi bir borçlanma olmaksızın acil durumlarda kısa süreli olarak bir toplumdan diğerine elektrik verildiğini belirtti.

Pilidis, bu işbirliğinin, uzun süreli acil durumların ortaya çıkması durumunda da geçerli olduğunu ifade etti.

Haberinde ayrıca yeni sınır kapılarının açılması konusunda yeni bir şeyin bulunmadığını kaydeden gazete, “MEB” içerisindeki gerginlik, Avrupa Parlamentosu seçimleri ve iki toplumdaki mevcut siyasi durumun bunun görüşülmesine olanak tanımadığını yazdı.