GERÇEKLERDEN KAÇAMAYIZ (1)
Arif Alasya
19 Şubat 2018 Pazartesi 10:30
Çok yakın bir tarihde muhtemelen Kıbrıs konusunda görüşmelerin başlaması kaçınılmaz olacaktır.Bu nedenle tarafların pozisyonlarını kemdimce bir bakış açısıyla kaleme almak istedim.
1- Çözümü arzu eden taraf Kıbrıs Türk tarafı.Gerekçeleri da gayet net 1960 Anayasasında sahip olduğu hemen hemen tüm hakları elinden alınmış bu nedenle Kıbrıs Cumhuriyetinin hiçbir kaynağından faydalanamayan bir halk.Buna karşılık 1974 sonrası adanın kuzeyine toplanmış belki bariş içinde yaşayan ama tüm kaynakları elinden alınmış kendi kendini yönetemeye hatta yardım gördüğü ve Anavatan dediği ülkeden da besleme görülen bir halk.
2- Çözümü istemeyen taraf net olarak Kıbrıs Cumhuriyetini elinde bulunduran Rum tarafı.Onların da haklı gerekçeleri var.186 sayılı BM kararı ile ve Türkiye’nin onayı ile tüm Kıbrıs’ı temsil etme hakkına sahip olmaları.Türkiye’nin onayı ile başladıkları AB yolculuğu ve Annan planının referandumu öncesinde kazandıkları AB üyeliği.Üstelik muktesebatın Kuzeyde geçerli olmadığı bir üyelik.Bu şekilde tüm adanın temsiliyeti tamamıyle Rumlara ait olmuş oldu.Bu erki kullanarak adanın kuzeyine her alanda uyguladıkları veto ve sağladığı ambargolar.
3- Türkiye;1960 Anayasasının kendisine sağladığı müdahale hakkı ile adanın kuzeyine hakim olan ve uluslar arası tüm kararlara göre adanın kuzeyinde kendi alt yönetimini oluşturan bir taraf.1974 sonrası işgücü altında nüfus taşımış İtem yasası ile mülk verilmiş bir nüfus.Sonrasında hala daha vatandaşlık verilen binlerce kişi,Kuzeyin ekonomik ve sosyal hakimi durumunda.KKTC Anayasasının geçici 10.ncu maddesine göre tüm otoritenin kendisine ait olduğu bir Kuzey.1063’den itibaren gelişen tüm süreçte Kıbrıs konusunda attığı her adımda Türkişye olarak istediğini alan bir Türkiye.KKTC’yi tanırım deyip tanımanın gereklerini yapmayan,tanımam dediği Kıbrıs Cumhuriyetini hep uluslar arası ilişkilerde tanıyan bir Türkiye.Kesinlikle olası bir çözümde Kıbrısın kuzeyinde yaşayan halktan fazla Gümrük birliği anlaşması ve Annan planı ile elde ettiği görüşme tarihi gibi kendi çıkarlarını düşünen bir Türkiye.
4- Yunanistan; Bu konuda en rahat ve tamamen Kıbrıs Cumhuriyeti ile birlikte hareket eden bir ülke.İstediğinden fazlasını almış.20 Temmuz 1974’de askeri cunta ile yönetilen ülkesi bu tarhden sonra demokrasiye geçmiş.Anavatan olarak Kıbrıs Cumhurihetiin tek taraflı olarak AB’ye girmesini sağlamış.Güçlü bie ekonomiye sahip Kıbrıs Cumhuriyetinin tüm mevduatını kendi hanesine aktarmış ve şimdi borçlu olduğu Kıbrıs Cumhuriyetine destek vererek diyet ödeyen bir ülke.
5- İngiltere; 1960 anlaşmaları ile adada kendisine sağladığı üsler nedeniyle tüm tarafların vazgeçemediği bir ülke konumunda.Üstelik üç garantör ülkeden biri.Adadan menfaat sağlamaya uğraş veren tüm ülkelerin dostluğuna ihtiyaç duyduğu bir ülke.Ortadoğunun dinleme kulağı onun malı..
6- ABD : Akdenizdeki üstünlüğünü ve ülkesine ait enerji devlerininin haklarını korumak ve ortadoğu petrollerindeki hakimiyetini sürdürmek.Bu konuma aracı olarak da İsrail üzerinden adanın her iki bölgesinde de ekonomik noktalar elde etmek.Gerek kuzeyde gerekse güneyde Israillilere ait hatırı sayılır yatırımlar mevcuttur.
7- Rusya ; Bir tarafdan Suriye üzerinden Akdenize ulaşımının güvenliğini sağlayıp Akdenizde güç degesini oluşturmak için mücadele veriyorsa da Kıbısı kara para aklamada da bir üs olarak görmektedir.Bunun yanında Adanın her iki yarısında aynen Israil gibi ciddi ekonomik yatırılmlar yapmaktadırlar.
8- AB ülkeleri.; Geni,şleme politikaları ile akdenizde stratejik bir alanın kendisine bağlanmasından öncelikle ekonomik çıkarlar sağlamanın peşindedir.Doğal gaz,petrol ve elektirik enerjisi da bu çıkarlarının başında gelmektedir.1974’de Türkiye,Yunanista ve Kıbrıs Cumhuriyeti AB üyesi değildi İngiltere 1973’de üye olmuş,Yunanistan 1981’de Kıbrıs Cumhuriyeti da 2004’de üye olmuş ayni yıl Türkiye da tam üyelik için görüşme sürecine başlamıştır.
9- NATO ; Bu güne kadar sessiz kalıp da pek ortalıkta görünmeyen bir konumdadır.Rahat davranmaktadır.Çünkü 194’de yaşananar hep NATO’nun adadaki çıkarları yönünde gelişmektedir.1974’de Kınrıs bir NATO ülkesi değildir,hatta halen bir NATO ülkesi değildir.1974’de Yunanistan bir NATO ülkesi değildir ancak ilerleyen yıllarda Türkiye’nin onayı ile NATO üyeliğine geri dönmüştür.1974’de NATO ülkei olan üç garantör arasında sadece İngiltere ve Türkiye vardır.2018 yılına geldiğimizde adada bulunan üç garantör ülkeye ait askerler NATO askeri konumundadırlar.Sadece Kıbrıslılardan güneyde ve kuzeyde olan askerler NATO askeri değillerdir.ancak kullandıkları silahlar büyük ölçüde NATO silahlarıdır.
(Devam edecek)
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.