24 Kasım 2024
  • Lefkoşa14°C
  • Mağusa15°C
  • Girne16°C
  • Güzelyurt12°C
  • İskele15°C
  • İstanbul6°C
  • Ankara-1°C

GEL SENİ MARS'A KAÇIRAYIM…

Kıvanç BUHARA

20 Ocak 2015 Salı 07:55

Hiç düşündünüz mü? Bekleyin, aceleye gerek yok! Neyi, ne kadar, hangi ciddiyetle düşünmeniz gerektiğini hep birlikte tartışacağız… Üzerinde önemle ve öncelikle durmamız gereken en acil konu; “- Dünyadaki tüm kötülüklerin kaynağı nedir, nerededir”? İnsanoğlu, bugün ulaştığı uygarlık seviyesindeki tanımıyla “ homo sapiens veya homo modernicum”a niçin taş devrinin kravatlı vahşilerinden öte, sosyal birer canavara dönüştüler? Niçin insanoğlu, kendi zekasıyla ulaştığı büyük teknolojik gelişimle birlikte, meleklerin meleği olacağı yerde… … niçin, ama niçin, şeytanlaştı? Şeytanlaştıktan sonra sadece şeytan olarak kalsa neyse de; Dışı ve görüntüsü melekler kadar güzel ve yumuşacık; içi, ruhu, beyni kan emici bir şeytanın ta kendisi… Dünyamızda bu gün itibarıyla, herkese yetecek kadar gıda, temiz su vardır! İyi bir planlama ile, daha nice uzun yüzyıllar boyu, doğacak olanlara da yetecek kadar gıda olabilir diyor uzmanlar! O halde bugün niçin dünyanın yarıdan çoğu aç? Batı ülkelerinin zengin züppelerinin çöpe attıkları gıda maddeleriyle tüm dünya açlarını doyurmak, açlığı önlemek mümkündür diyor araştırmacılar… O halde yenmeyen niye israf ediliyor, niçin çöpe atılıyor? Dünyada, sokaklarda aç kalmış hayvanlara gösterilen duyarlılık neden insana gösterilmiyor? Nedenli, niçinli soruları çoğaltmak mümkün… Bütün mesele insanoğlunun genetiğinde yatan bencilliği, doyumsuzluğu tedavi edebilmekte! Uzmanlar şu ana kadar “bencilliği, doyumsuzluğu” tedavi edilmesi gerekli hastalıklar kategorisine koymadılar. Birçok hastalığın ve özellikle psikolojik bozuklukların nedeni bencillik, doyumsuzluk ve kindarlıktır. Acilen “ Bencillik, doyumsuzluk, kindarlık tedavi merkezleri” kurulmalı ve başta yöneticiler olmak üzere “ makul şüpheliler” de tedaviye alınmalıdırlar ki… … belki uzun vadede bu tür hastalıkların kökü kazınır! O zaman neler olacak biliyor musunuz? Bencilliğinden arınmış insan, para, kıymetli maden, mal-mülk biriktirmekten vazgeçince, şimdi mevcut olan birçok daire, ofis, banka v.s. olmayacak! Doyumsuzluğundan ve kuduzluğundan arınmış birçok yönetici, iş adamı ve bilumum gözü doymazlar da olmayacağına göre, “ doğmamış yetimin hakkı” da yenmeyecek… Bu tür kavramlar, söylemler de konuşma dilimizden çıkacak, sözlüklerde yer almayacaklardır! Önce düşüncede, sonra eylemde! Bu öngörüyü, hipotezi ciddiye almanın zamanıdır. Kronik hale gelmeden, daha vakit varken; Bencillik, doyumsuzluk, kindarlık hastalıklarıyla baş etmenin bilimsel yöntemleri bulunmazsa… Kurtulmak için MARSA kaçmak da çare olmayacak!

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.