GAZETECİLER NEREDE HATA YAPIYOR?

Biz gazeteciler hata yapıyoruz. Ben mi göremiyorum güzel bir şeyler yoksa bu memlekette güzel bir şey kalmadı mı diye sorguluyorum. Kesin bir yerde yanlış var. Psikologlar ve psikiyatrılar sürekli toplumun dengesizleştiğini söylüyorlar. Toplum çıldırma noktasına geldi. Gazeteciler de bu ülkenin insanları olduğu için toplumdan farklı bir yaklaşım belemek hiç kuşkusuz yanlış. Biz her gün haber toplantıları yaparken, günü değerlendirirken, bir sonraki günün gazetesini oluşturmak için uğraşırken hep ülkenin olumsuzluklarına takılıyoruz. Ülkede güzel diye nitelendirdiğimiz haberler maalesef konser ve sergileri geçmiyor. Öte yandan sosyal sorumluluk projeleri de iyi haber sınıfında değerlendirilebilir belki ama sosyal sorumluluğun, devletin yapması gerekenleri yapamadığı durumlarda sivil inisiyatifin devreye girmesi ile yapılan çalışmalar olduğunu da belirtip bunlarla moral bulmaya çalışmamıza üzülüyorum. Bu ülkenin normal bir ülke olmadığını, olamadığını en yukarıdakiler de sürekli ifade ediyor. İşte tüm bu çıkmazlarda biz hep kötü haberler tekrar tekrar pişirip okuyucularımızın önüne koyuyoruz. Her uyandığımda, Detay Gazetesi’nin kapısından ayağımı dışarıya her attığımda halka umut veren, yüzlerde tebessüm yaratan haberler vermek arzusu duyarken maalesef gazetenin son şeklini verdiğimizde yine bir önceki gün gibi olumsuzlukların, ülkedeki insanların mutsuzluklarının, yani yine kendi gerçeklerimizin, kötü gerçeklerimizin aynası oluyoruz. Güzel bir şeyler görsek, reklam kokmayan başarı öykülerini duysak, gençlerimizin zaferlerine tanıklık esteki bunları kelimelere fotoğraflara dökmeyi başarsak işte o gün yaptığımız iş bizlere çok daha büyük bir haz verecek. Çözümsüzlüğün, siyasi kirlenmelerin, iç çekişmelerin, uyuşturucunun, kazaların, sel baskınlarının haberlerinin yoğun şekilde yaşandığı bir günü daha geride bıraktık. Tıpkı bir öncesinde yaşanan gün gibiydi dün. Ve korkarım bugün de çok farklı bir gün olmayacak. Ülkem insanlarına yine sıcak, özgün haberleri vereceğimiz bir günün daha telaşına koyulurken “nerede hata yapıyoruz?” sorusunu soruyorum kendime. Sahi nerede hata yapıyoruz? Bu ülkede güzel şeyler var da biz gazeteciler mi bulup çıkaramıyoruz? Yoksa haberin doğası gereği, kötü olaylar, olumsuzluklar mı normal olan? Haber değerlerinde bir hata var ve haberin ne olduğu bizlere yanlış mı öğretildi? Lütfen bizi düzeltin. Gülen yüzlerin, gülen okuyucuların olduğu haberleri sizlere aktarmak istiyoruz. Yoksa yanlış mı yapıyoruz?       GÜNÜN FOTOSU     DİKKAT ÇEKEN Sevgili Yetin Arslan dikenli telleri ve tellere asılı bir yaşamı tasvir etmiş. Hayatımızdaki engeller ve engellere asılı duran yaşamlarımızla savaşımız sürerken fotoğraf için teşekkürler Yetin.       NOSTALJİ Nostalji kelimesini Türk Dil Kurumu; “Geçmişte kalan güzelliklere olan özlem duygusu ve bu duygunun baskın bir duruma gelmesi, geçmişseverlik, gündedün” şeklinde açıklıyor. Bugünkü nostalji bölümünde yıllar öncesinden bir Lefkoşa fotoğrafı sizinle buluşuyor. İşin kötü yanı “değişen bir şey yok” ve özlem de duymadık hani..