27 Kasım 2024
  • Lefkoşa11°C
  • Mağusa11°C
  • Girne14°C
  • Güzelyurt9°C
  • İskele11°C
  • İstanbul9°C
  • Ankara-2°C

FENERBAHÇE CUMHURİYETİ

Oshan SABIRLI

28 Nisan 2014 Pazartesi 10:45

Uzun zamandır böyle garip bir coşkuyu hissetmiyordum. Gözüm Fenerbahçe TV’de akşam gerçekleşen maçın kutlamalarını seyrediyordum. İnanılmaz gergin geçen bir ligin ardından, Fenerbahçe’nin saha içindeki kutlamalarını ve Aziz Yıldırım’ın bu kutlamalar içerisindeki gözyaşlarını gördük.   Aslında bu şampiyonluk yalnızca sarı lacivertlilerin başarısı değil, bu şampiyonluk, sporla, Türkiye’nin zaferiydi. General Harrington Kupası ile o kadar çok benziyor ki bu maç sonucu. Baskıya, direnişe, iç çalkantılara, Gezi Parkı olaylarına, Berkinlere, Ali İsmaillere, ayakkabı kutularına inat bir zafer gerçekleşti.   29 Haziran 1923 tarihinde, Taksim Stadı'nda çok büyük bir seyirci topluluğu önünde İngiliz başkumandanın oluşturduğu karma İngiliz takımına karşı, Fenerbahçe kendi kadrosu ile karşı karşıya gelmişti. Fenerbahçe bu maçı Zeki Rıza Sporel'in iki golüyle 2-1 kazanmıştı. Dün akşam maç 0-0 bitse de, rakip takım işgal ordusu olmasa da, tıpkı işgal ordularına inat oynanan General Harrington Kupası gibi, Nisan’da kazanılan bir zafer vardı.   Fenerbahçe birkaç yıldır çok zor bir dönemden geçiyor. Siyasi iktidarın kişiselleştirdiği, kocaman bir camia, harcanmaya çalışıldı. Aslında her şey, sporun dostluktan, kardeşlikten, barıştan yana olması gereken bir dönemde yaşandı.   Bu yıl ilk kez biraz Beşiktaşlı olduğumu da itiraf etmeliyim. Yine her şey demokrasi kavgasında, özgürlük arayışında Gezi Parkı’na yani aydın kesimin direnişine bağlanıyor. Her şey, futbolun ve özellikle futbolseverlerin siyasallaştırılmasından geçiyor. Biz Girne Kapısı’ndan TC Lefkoşa Elçiliği’ne de yürüdük düdüklerimize, ardından Dereboyu’nda sloganda attık Fenerbahçe formamızla. Amaç ortaktı, demokrasi isteği.   Bir yanım eksik yine, bir yanım kendi ülkemin takımlarını da ayni coşku, ayni heyecan ile kucaklamak özleminde. Gün gelir Mağusa Türk Gücü için Yeni Cami için, Çetinkaya için ayni şeyleri hissedebilir miyim diye sorguluyorum.   Gün gelir kendi ülkemin, kendi sporcularımın maçlarını seyretmek için tıpkı Fenerbahçe maçlarını seyrettiğim, kombinem olduğu, cebimde kredi kartını taşıdığım, ofisimde, evimde, arabamda aksesuarlarını bulundurduğum gibi Kıbrıs Türk takımlarını da benimser miyim?   Şüpheliyim.  

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.