23 Kasım 2024
  • Lefkoşa15°C
  • Mağusa12°C
  • Girne19°C
  • Güzelyurt12°C
  • İskele12°C
  • İstanbul19°C
  • Ankara12°C

ETİK VE AHLAK YÜKLÜ BİLİM İNSANI’NA!

Cenk DİLER

02 Aralık 2014 Salı 15:56

intihal_suc_olmaktan_cikarildi_h746Önce ETİK nedir onu tanımlamakla başlayalım işe; Çeşitli meslek kolları arasında tarafların uyması veya “kaçınması” gereken davranışlar bütünüdür. http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.547c9ab19a06f1.71974288 Prof. Dr. Emin Kansu, “Bilimsel Yayınlarda Etik İlkeler” adlı makalesinde bakın ne diyor: “ Bilim dünyasında emek verenlerin gelenekleri, belirli standartlar ve değer ölçülerinin yanısıra objektif olma, dürüstlük, açık sözlülük ve mesleki yönden üstün ahlaklı olma özelliklerini taşımalarını gerektirir. Yüzyıllardır, bilim adamları birbirlerine inanmak durumunda kalmışlardır ve herhangi birinin dürüst olmayan bir davranışı ortaya çıktıktan sonra o kişinin veya grubunun araştırmaları bilim dünyasında tüm değerini kaybetmiştir. Bu nedenle, bilimsel yanıltma veya aldatmacaların iyi değerlendirilmesi, doğru tanınması ve gereken tedbirlerin zamanında alınması büyük bir önem taşımaktadır.” http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum6/kansu.pdf Prof. Dr. Rıdvan Karluk, Sakarya Gazete’sindeki makalesinde; http://www.sakaryagazetesi.com.tr/universitelerde-etik-ihlalleri-ve-intihaller-artti-mi-2/ : “Hırsızlık yapanlar anayasamıza göre milletvekili seçilemediklerine göre, bilimsel hırsızlık yaptıkları YÖK tarafından tescil edilmiş ve haklarında kesinleşmiş yargı kararları da bulunan öğretim üyelerinin üniversitelerde doçent, profesör olmaları mümkün olmamalıdır. Bilimsel hırsızlık bir çeşit kopya olduğu için kopya çeken öğrenciye verilen cezadan çok daha fazlasını hırsızlık yapanlara vermek gerekir ki, balık baştan kokmasın.” Hemen bir dipnot olarak belirtmeliyim ki, KKTC’de YÖK benzeri kuruluşumuz YÖDAK, bu konu ile yakından uzaktan ilgilenmemekte ve bu konuyu ilgili kurumlara bırakmaktadır. Olaya bu yüzden yargısal yönden değil ETİK ve AHLAK yönünden yaklaşmaktayım. İNTİHAL nedir? Ona da kısaca bakalım: Prof. Dr. Fatma Suna Kıraç, makalesinde http://plagiarism-turkish.blogspot.com/2011/07/birbirinden-ayrlmas-zor-iki-durum-asrma.html bu durumu şöyle açıklıyor: “Aşırma=intihal olayı, yazılarda başka araştırmacıların çalışmalarını atıf yapmadan kendisinin gibi göstererek yayınlamak ya da yayınlanmış bir yazıdan beğendiği bölümleri, resim ve şekilleri izinsiz alıp kendi yayınında kullanmaktır. Bu durum, yalnız yazıdaki tüm cümle veya bölümü değiştirmeksizin kes-yapıştır eylemini kapsamayıp, bir yazının amaç ve sonuçlarının başka çalışmada farklı kelimelerle anlatılması durumunu da kapsamaktadır.” Aşağıdaki metni, http://temizakademikibris.blogspot.com/ adlı siteden alıntıladım. Başka yerlerde de sıkça bu İDDİA yer alıyor: http://www.kibristime.com/kibris/cal-cal-yaz-h5178.html veya http://plagiarism-turkish.blogspot.com/2012/09/kuzey-kbrs-universiteleri-intihal_26.html . Şöyle bir İDDİA var: Muhteremlerin ismi önemli değil. “ “Özelleştirmede Ezberbozan Ab’deki Deregasyon Örneği” EUL Journal of Social Sciences, Vol. II, Issue I, (Haziran 2011) pp. 93-106 adlı makalede, aşağıdaki çalışmalardan: i. Işıl Fulya Orkunoğlu’nun “Özelleştirme ve Alternatifleri” makalesinden (Akademik Bakış Dergisi, Sayı 22, Ekim-Kasım-Aralık 2010), ii. M. Emir ve D. Aksoy’dan “Özelleştirmenin Amaçları ve Türkiye’deki Uygulama Sonuçları Üzerine Bir Değerlendirme” (TMMOB Sanayi Kongresi Bildiriler Kitabı 3. Cilt No.162, 1993), iii. Recep Çakal’dan “Doğal Tekellerde Özelleştirme ve Regulasyon” (İktisadi Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü, Sektör Programları Dairesi Umanlık Tezi, DPT:2455, 1996), iv. Yeşim Akçollu, “Elektrik Sektöründe Rekabet ve Regulasyon” (Rekabet Kurumu Uzmanlık Tezi, No 0117, Temmuz 2003), v. Coşkun Can Aktan ve Dilek Dileyici, “Genel Olarak Alt Yapı Hizmetleri” (Altyapı Ekonomisi: Altyap Hizmetlerinde Serbestleşme ve Özelleştirme, 2005, Seçkin Yayıncılık), vi. Mustafa Özel, “Özerkleştirme Özelleştirmeden İyidir” (Yeni Şafak Gazetesi, 6 Şubat 2005), vii. Mesut Erol, “Doğal Tekellerin Düzenlenmesi ve Telekominikasyon Sektöründe Düzenleyici Kurum” (İktisadi Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü Hukuki Tedbirler ve Kurumsal Düzenlemeler Dairesi Başkanlığı Uzmanlık Tezi, DPT: 2680, Ekim 2003), viii. Sinan Sarısoy “Düzenleyici Devlet ve Regulasyon Uygulamalarının Rtkinliği Üzerine Tartışmalar” (Maliye Dergisi Sayı 159 Temmuz-Aralık 2010), gibi çok sayıda yazarın muhtelif çalışmalarından kaynak göstermeden paragraf halinde çaldıkları ve dolayısıyla intihal yaptıkları açıkça görülmektedir.” Bütün bunları neden yazdım? İntihal-Etik-Ahlak ve Laf Ebeliği arasında bir bağ kurmak için tabii ki… Dün sabah, Kıbrıs Postası Gazetesi’nin (1.12.2014) manşetini okurken kısa süreli bir ŞOK yaşadım. Yukarıda çok çok kısa tanımlamaya çalıştığım ve ne “ahlak” ne de “etik” kurallarına uymayan “biri”, bir camiayı; etik davranmamak ve ahlak zafiyeti göstermekle suçluyordu. Suçladığı insanlar; iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış, haklı ya da haksız olabilirdi. SADECE ve SADECE ANAYASAL BİR HAKLARINDAN bahsederek HAK arayışında idiler. Bu muhterem “hak arayışını” kendi dar bakış açısıyla maalesef bu şekilde değerlendirerek başarılarına! Bir başarı daha katmış. Bu ekonomist nasıl bir ekonomisttir ki, bir ülkenin kurtuluşunu 1203 kişinin maaşında arıyor? Nasıl oluyor da Türkiye’de de emekli maaşlarından vergi kesilmediğinden habersiz? En önemlisi, on binlerce emeklinin açlık sınırının altında maaş aldığından habersiz. Yoksa bu zat, Türkiye’de emekli maaşlarından %15 vergi kesileceğini duymuş da onun “çığırtkanlığını” mı yapıyor? Tüm emeklileri “ahlak zafiyeti” gösterdiler diyerek, neredeyse “ahlaksız” ilan ediyor. Ey Ekonomist!! Emekli maaşlarından vergi kesilmesini ben kendi adıma kabul ediyorum. Var mısın? Önce aynaya bakıp, Zat-ı muhterem de bize İNTİHAL ile ilgili yapılması gerekenleri söyler mi? Zat bize “sövdü” aklınca, ama bakın ben ona bu yazı yanında bir de hediye gönderiyorum: http://issuu.com/bilimetigielkitabi/docs/bilin_eti_i/1?e=1361856/2725333 (Bilim Etiği El Kitabı). Bu yazıda bir de uygulamalı ders var! O da hediye yanında eşantiyon olsun. Bu köşe yazısını yazarken bile, tam 9 (dokuz) adet KAYNAK gösterdim/kullandım. SONUÇ: Başkasının EMEĞİNE saygı duymayan, EMEKLİSİNE saygı duyamaz.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.