24 Kasım 2024
  • Lefkoşa14°C
  • Mağusa12°C
  • Girne20°C
  • Güzelyurt13°C
  • İskele12°C
  • İstanbul3°C
  • Ankara0°C

ESASINA BAKMAK LAZIM DA..

Derviş DOĞAN

14 Aralık 2015 Pazartesi 09:12

Zemin iyi, koşullar uygun, hava müsait, beklenti yüksek. Konuya müdahil uluslararası aktörler umut dolu. Kısacası adada olası bir çözüm için konjonktör hiç olmadığı kadar müsait. Lakin gel gelelim süreç yine de sıkıntılı. Liderler müzakerelere dair bir bilgiyi açıklarlarken, daha çok halklarının çoğunlukta duymak istediği konuları dillendirmektedirler. Bunu belki iyimser bir hava yaratmak için de yapıyor olabilirler. Fakat bu havanın müzakere masasına yansıyan etkisi, halklar arasında yükseltilen iyimserlik havası kadar olumlu mudur? İşte bundan pek emin değilim. Zira şu ana kadar üzerinde uzlaşılan ve bu konu tamamdır diyebileceğimiz hiç bir başlık yoktur. Dolayısı ile ortaya konan iyimserlik havasının devamı için sürecin son dönemece taşınacağı referandum ayağına kadar üzerinde anlaşma sağlanması öngörülen başlıkların tamamının bir noktaya taşınması gerekir. Ama nasıl? Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın önceki gün bir açıklamasını gördüm. Sayın Akıncı sürece dair birtakım bilgiler verirken, diyor ki, Rum lider Nikos Anastasiadis daha çok halkının duymak istediklerini anlatıyor müzakerelere dair. Peki ne demek bu? Şu demek; Sayın Anastasiadis görüşülen başlıklarla ilgili bilgi aktarırken konu bütünlüğünü değil de içinden seçtiği paragrafları anlatmayı tercih ediyor. Peki neden? Çünkü bu paragraflarda halkının Anastasiadis’ten duymak istediği şeyler var. Dolayısı ile bu ona daha cazip geliyor. Ve iç politikayı ılımlı tutmaya çalışarak müzakere sürecini yürütüyor. Buraya kadar tamam diyelim. Ve Sayın Anastasiadis’in kendi toplumunun hassasiyetlerini gözeterek olası bir referanduma halkını hazırlama gayretleri olarak görelim bunu. Peki ama işin gerçeği bu değilse, ve Anastasiadis tek taraflı ifadelerle Rum halkını rahatlatmak adına böyle bir gayret içerisindedir, o zaman bu işin gerçek olan tarafı nedir? Sanırım hepimizin bu sürece dair yaşadığımız kafa karışıklığının en büyük sebebi de budur. Yani bulanıklık. Ve ilginçtir bu bulanıklığı yaratanlar da bizzat bu konunun içinde olan insanlardır. Peki nasıl aşılacak bu? ÖrneğiN Rum lider birşeyler söylüyor devam eden müzakerelere dair. Türk lider hayır bu doğru değildir diyor. Şu şu noktaları eksiktir diyor. Ve konunun bütününü izah etmeye çalışıyor. Ha elbette günün sonunda beni bağlayan kendi liderliğimin dedikleridir. Referans aldığım da odur. Lakin zaman daralıyor. Referandum tarihi henüz net değil belki ama, çok kısa bir süre içerisinde referanduma gidilebileceğine dair imalar var liderler tarafından dillendirilen. Hatta Sayın Akıncı’nın aylar içerisinde bir çözüm mümkündür açıklamaları da hala güncelliğini koruyor. Ancak durum hala böyle ise, yani görüşülen konuların bütününü değil de, halklarına hitap edecek, cazip gelecek ifadelerin yer aldığı paragrafları çekip alıyorlarsa aradan liderler, bu iş nasıl olacak? Hade diyelim ki oldu. Uzlaşı sağlandı ve referanduma gidiliyor. Peki ortaya çıkan mutabakat taslağında öngörülenlerin esası neye göre hayata geçirilecek? Uygulama aşamasında çelişkiler devam etmeyecek mi? Sonrası bugün olduğu gibi taraflar ortaya çıkan mutabakat metninde öngörülenleri işlerine geldiği şekliyle yorumlamaya kalkarlarsa ne olacak.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.