Eski görüşmeciler Osman Ertuğ ve Ergün Olgun, BM Genel Sekreteri'nin Güvenlik Konseyi'ne iyi niyet göreviyle ilgili sunduğu raporun birtakım yeni unsurlar ve yaklaşımlar içerdiğini, bunlar arasında en dikkate değer olanların, “artık geçerliliğini yitirmiş federal çözüme dair dolaylı bir istisna dışında herhangi bir atıfta bulunmaması ve bununla beraber kapsamlı çözüm ümitlerinin canlılığını koruduğunu belirtmesi olduğunu” ifade etti.

İki eski görüşmeci yaptıkları ortak yazılı açıklamada, raporun, sonu gelmez ve sonuçsuz bir sürecin artık geride kaldığını ve buna destek verilemeyeceğini vurguladığını ve Genel Sekreter'in taraflara geçmişte sunduğu "altı noktaya” ek olarak, yeni bir çabanın sonuç vermesi için yeni fikirlere ihtiyaç duyulduğunu kabul ve ifade ettiğini de belirtti.

Buna ek olarak, Genel Sekreter'in Ada içinde ve çevresinde bulunan doğal kaynaklara ilişkin taraflar arasında diyalog çağrısında bulunmasının da dikkat çekici olduğu ifade edilen açıklamada, “Bilindiği gibi bu konuda Kıbrıs Türk tarafıyla diyaloğu sürekli reddeden taraf Kıbrıs Rum tarafı olmuştur” denildi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Önümüzdeki dönemde olası tam teşekküllü bir süreçle ilgili olarak ise Genel Sekreter, bu yapılmazdan önce tarafların kendileri için ortak mutabakat noktası oluşturacak bir ‘görev yönergesi’ üzerinde anlaşmaları, bu maksatla görüş birlikleri ve farklılıklarının gerçek boyutunu ölçmeleri ve bir uzlaşı için yeni fikirlere ne kadar açık olduklarını anlamaları gerektiğine işaret etmekte, bu maksada yönelik olarak Lute'u taraflarla istişare için görevlendirmektedir. 

Bu söylemden, Genel Sekreter'in tarafların kapsamlı çözüm konusundaki vizyonlarının örtüşüp örtüşmediğinin belirlenmesi gerektiğini kastettiği sonucunu da çıkarmaktayız. 

Keza, Genel Sekreter'in doğal kaynaklar konusundaki diyalog vurgusunun, oluşturulmasını istediği yeni ortak mutabakat noktası içinde ele alınabilecek yeni bir başlık olabileceğini gündeme getirdiğini değerlendirmekteyiz.

Raporla ilgili olarak Güvenlik Konseyi'nin ne gibi bir tavır alacağı da tabiatıyla büyük önem arz etmektedir.”