30 Kasım 2024
  • Lefkoşa8°C
  • Mağusa9°C
  • Girne11°C
  • Güzelyurt7°C
  • İskele9°C
  • İstanbul10°C
  • Ankara2°C

ENERJİLER İNSAN HAYATINI NASIL ETKİLER?

Bilinçaltı Dönüşüm ve Duygu Yönetim Uzmanı, Eğitmen ve Yazarn Güneş Tan, Mynet Kadın okuyucuları için yazdı.Enerjinin Hayatımızdaki Etkileri

Enerjiler insan hayatını nasıl etkiler?

18 Mart 2017 Cumartesi 11:04

Enerji dediğimiz elektriktir ve her bir canlı bir elektrik alanıdır. Konuşmalarımız ve düşüncelerimiz bizden dışarı çıkan, yaydığımız elektriklerdir. Yani yayın yapan bir radyo gibiyiz.

İki Farklı Kurt
Yaşlı anneanne, ona haksızlık yapan arkadaşına karşı öfkeli olan torununa anlatıyordu. “Sana bir hikaye anlatacağım; ben benden bu kadar çok alıp da hiçbir şey vermeyen insanlara büyük nefret hissettim. Üstelik yaptıklarına hiç üzülmüyorlar. Ancak zaman içinde nefretin beni yıprattığını anladım ve en trajik olanı, düşmanımın hiç incinmediğini hatta onun bende yarattığı bu yıpratıcı durumdan haberdar bile olmadığını fark ettim. Bu sanki düşmanın ölsün diye dua edip zehiri kendin içmek gibi bir şey. Ben bu duygularla birçok kez savaştım.”
Anneanne anlatmaya devam etti: “Sanki içimde iki farklı kurt var; biri iyi ve hiç zarar vermiyor. O, çevresindeki her şeyle uyum içinde olan, alınılacak bir şey olmadığında alınmayan, ancak kavga etmek doğru olduğunda doğru bir şekilde kavga eden biri. Ancak öbür kurt, ah! O öfkeyle dolu. En ufak bir şey onu öfke krizine sokar. Herkesle her zaman nedensiz kavga eder. Ökesi ve nefreti o kadar büyük ki düşünemez. Bu çaresiz bir öfke, çünkü hiçbir şeyi değiştiremez. Bazen içimdeki bu iki kurtla yaşamak zor oluyor; çünkü her ikisi de bana hükmetmeye çalışıyor ve bu durum ruhumu sıkıyor, yoruyor.”

Çocuk gözlerini dikerek baktı ve “Hangisi kazanıyor anneanne?” dedi. Anneanne tebessüm ederek sessizce “beslediğim” diye cevap verdi.

Kimi, neyi ve nereyi, neyle beslersek onu yaşatırız. Enerji dediğimiz elektriktir ve her bir canlı bir elektrik alanıdır. Konuşmalarımız ve düşüncelerimiz bizden dışarı çıkan, yaydığımız elektriklerdir. Yani yayın yapan bir radio gibiyiz. Açık olan radyo istasyonu hangisi ise ona göre dinleyici çekeriz kendimize. Arabesk çalıyorsa ondan, klasik çalıyorsa ondan, rock çalıyorsa ondan hoşlanan gelecektir.

İnsanlar, binalar ve eşyalar çevrelerinde bulunan insanların ve yaşanılanların yaydığı enerjileri (elektrikleri) emerler.

Bir fizik profesörü olan William Tiller niyetin gücü hakkında yaptığı araştırmada meditasyon alanında uzman olan kişileri kullanmış. Çok düşük miktarda elektrik yayan küçük bir kutuya meditasyon (düşünce) ile niyet yüklenilmiş ve bu kutu yine düşünceyle mühürlenip 2000 mil uzaklıktaki araştırma laboratuvarına gönderilmiş. Kutu her seferinde aynı odada çalıştırılmış. Niyet; her seferinde taze olarak aynı odaya koyulan bir bardaktaki suyun pH değerini düşürmekmiş. Belirgin bir şekilde her defasında suyun pH değeri düşüyormuş. Asıl ilginç olan ise araştırma
bırakıldıktan birbuçuk yıl sonra bile o odaya su koyulduğunda pH değeri düşmeye devam etmiş.

Morfogenetik alanlar teorisi
Dr. Rupert Sheldrake morfogenetik alanlar teorisiyle anılan bir biyolog. Morfik rezonans ile kendini organize eden sistemlerin davranış desenleri, geçmişteki benzer desenlerden etkilenir ve kendini organize edebilen her tür ve cinse kollektif anılar verir. Hayvanlar, türlerinin başarılı alışkanlıklarını sezgi olarak miras alırlar. Bizler bedensel, duygusal, zihinsel ve kültürel olarak miras alırız. Bu teoriyi Lyall Watsan “yüzüncü maymun fenomeni” ile izah ediyor. Bir Japon maymun türü olan Macaca Fuscate bilim adamları tarafından natürel vahşi ortamında incelenmiş. En sevdikleri yiyeceklerden biri tatlı patatesmiş. 1952 yılında Koshima adasında ismini İmo koydukları 18 aylık bir dişi Macac, patatesindeki kumları temizlemek için onu denizde yıkamış. İmo bunu annesine ve oyun arkadaşlarına öğretmiş, onlar da patateslerini deniz suyunda yıkamaya başlamışlar ve bunu annelerine, vs. öğretmişler. 1958 yılına kadar adada tüm genç maymunlar kumlu patateslerini yemeden önce yıkamayı öğrenmiş. O yılın sonbaharında sayısı tam belirli olmamakla beraber aşağı yukarı 99 maymun Koshima adasında tatlı patateslerini denizde yıkayarak yiyormuş. “Yüzüncü” maymun patatesi yıkamayı öğrendiğinde, aniden gizemli bir şekilde tüm öbür adalardaki maymunlar patateslerini yıkamakla ilgili fiziksel hiçbir iletişim olmadan, onlara fiilen öğretilmediği halde patateslerini denizde yıkayarak yemeye başlamışlar. Böylece yapılan hareketlerde de elektrik olduğunu ve hareket nerede tekrarlanıyorsa o alanda bu elektriğin biriktiğini, bir morfik alan oluşturduğunu, tekrarlandıkça da daha geniş alanlara yayıldığını anlayabiliriz.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA