24 Kasım 2024
  • Lefkoşa14°C
  • Mağusa15°C
  • Girne16°C
  • Güzelyurt12°C
  • İskele15°C
  • İstanbul6°C
  • Ankara-1°C

EKONOMİK KRİZ ÜZERİNE.

Arif Alasya

10 Ekim 2018 Çarşamba 08:30

Ekonomi politikası denince akla gelen ilk şey para ve mali(Fiskal) önlemler diye bilinen kararlardır. Mali demekten kasıt vergileri adil olarak toplamak, halktan toplanan bu vergileri çalmadan, çaldırmadan ve israf etmeden en iktisadi şekilde halk için harcama demektir.

Mali(Fiskal) kararların üç amacı vardır:

1. Devlet mekanizmasının işlemesi için gerekli parayı bulmak. Mesela iç ve dış güvenliği sağlayacak, adalet tevzi edecek, bedava eğitim, sağlık ve benzeri hizmetleri sunacak kadroları istihdam etmek ve görevli kurumları donatmak. Özel girişimcilerin yapamayacağı enerji-ulaşım-iletişim-sulama vs. altyapı yatırımlarını inşa etmek.

2. Teşvik ve desteklerle tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren girişimcilerin yapacağı yatırımları ve üretimi yönlendirerek milli gelirin hızlı büyümesine katkıda bulunmak.

3. Bütçeden yapılacak sosyal transferlerle, milli gelirin vatandaşlar arasında adil dağılımını sağlamak. Aç ve açıkta insan bırakmamak.

Fiskal kararların, bu reel amaçların dışında bir de reel-olmayan ama yaşamsal önemi olan bir işlevi daha vardır. O da merkez bankalarıyla uyumlu hareket ederek, ülkede fiyat ve finansal istikrarın sağlanmasını ve sürmesini desteklemek, bozulmuşsa onarımına yardım etmektir.

Mali (Fiskal) politika hükümetin, para politikası ise merkez bankasının işidir. Bu iki politika, birbirini denetler ve dengeler. Bu gerekçeyle “Merkez bankaları bağımsız olmalıdır”

Her ne kadar kurlar “piyasada oluşur” dense de, merkez bankaları kendi ürettikleri para biriminin “kurunu” (fiyatını) piyasaya sundukları paranın miktarı ve “kirası” (faizi) ile oynayarak etkiler. Ulusal paranın fiyatı yani fiili kambiyo kuru sabit kaldıkça fiyat istikrarını sağlamak kolaylaşır.

Ege Cansen’e göre bu ekonomik krizden çıkmanın yolu “parayı gevşetip-bütçeyi sıkmaktır”.

Özetle ilk yapılacak şey Devletin yukarıda belirtilen ve üç başlıkta toplanan mali kararları üretmesi gerekir.Diğer uygulamaları da Merkez bankası gerçekleştirir.

Şimdi bu önlemlerin birinci bölümünde adım atmayan bir hükümet yani gelir artırmanın yükünü sadece çalışanların sırtına yükleyen bir Hükumet ile karşı karşıyayız(Hiçbir zaman da Hükumetler çalışanın yanında olmamıştır),Üstüne üstlük kendi yönetiminde olmayan,kullandığı para birimi nedeniyle üzerinde hiçbir tasarrufda bulunamayan bir Merkez Bankası’na sahipo halde  Devlet yaşanan mali krizden nasıl çıkabilecektir?.

Ancak paranın gerçek sahibinin alacağı tedbirlerle uzun vadede rahatlayacak ama vatandaşa giren kazzık bundan önceki krizlerde olduğu gibi çakılı kalacaktır

Kaldı ki bırakın Merkez bankasını özel Bankalar ve Kooperatif Bankaları ülkede özellikle ‘’Faiz yasası’’olmadığı için vatandaş sömürülmektedir.Tefecileri hiç bu hesaba katmıyorum bile.

Hal böyleyken ,

Siz Hükumetçilik oyununu oynamaya devam ediniz.Tek umudumuz ve sizden beklentimiz bize daha fazla kazzık atmayınız kaldıramıyoruz.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.