EĞİTİM SİSTEMİ VE KOORDİNASYON MERKEZİ
Arif Alasya
17 Haziran 2016 Cuma 08:10
Yaşım icabı okul yıllarımız belki fakirlik yoksulluk içinde geçti. Ancak bizlerin öğretmenleri hep saygı duyulacak kişilerden oluşuştu. Tek amaçları donanımlı öğrenci yetiştirmekti.Talebelerini severler ama o çok sevdikleri talebelerini bütünlemeye veya sınıfta bırakmaktan kaçınmazlardı.Bunu onların menfaati için yaptıklarına inanırlardı.O zamanki Maarif müdürü görevini hep okullardaki eğitimin kalitesini yukarıya çekmek mezun olacak öğrencilerin iyi eğitimli olmasını sağlamak olarak yürütürdü.Kendisine bağlı müfettişler da en az Müdürleri kadar gayretli kişilerdi.Öğretmenler hep onlara saygı duyardı.Torpilin olmadığı bir eğitim alanımız vardı.
Belki lise öğrencileri arasında şımarmayı hak edecek TMT’ye kayıtlı öğrenciler vardı fakat bu öğrenciler hiç da ayrıcalıklı değillerdi. Öğretmenlerin büyük bir kısmı TMT üyesi olduğu için kendilerini bir o kadar daha sorumlu hissederlerdi. Köy öğretmenlerimiz köy okullarının her şeyiydi. hem öğretmeni hem komutanı ancak kimsesi görevini ihmal etmezdi.
Bunların sonucu ne mi sağlanırdı? Ekonomisi iyi olmayan ailelerin çocukları ancak yüksek öğrenim için Türkiye’ye gidebilirlerdi. En büyük övüncümüz giden bütün gençler hem başarılı olurlar hem de okullarının en başarılı öğrencileri olurlardı.
O zamanlar Kıbrıs’lı Türk toplumu tüm şehirlerde sanki ortak bir karar almış ve her kes çocuklarını üniversite okutmayı ortak hedef belirlemişlerdi. Galiba bir tek değişmeyen karakterimiz bu kalmış gibi.
Bu yapı maalesef 1970’li yılların ortasına kadar sürdü.
1974 sonrası sanki bu sistemin ortasına bir bomba attılar. Ne yazık ki bu atılan bombayı o saygı duyduğumuz öğretmenler kitlesi atmıştır. Sanki bu sistemi berhava etmek için bir misyon üstlendiler. Üstelik bu sistemi yok ederken bununla da öğünür hale geldiler.
Önce nerden buldun delisi olanların çocuklarının okulda öğretmenlerine karşı saygısızlıkların arkasında durarak ve öğretmenlere saldırarak onları sistem içinde pasifize ettiler. Bizim zamanımızda bizim ailelerimize hoca bu gün bana tokat attı desek önce sayısını sorar sonra onun 5 katı kadar tokatı onlar atarak gözümüzde öğretmenleri yüceltirlerdi. Bunun tersi uygulandı.
Sonra subay çocuklarını korumak için bizdeki 6 yıllık ilk okul öğrenimini 5 yıla indirgemişlerdir.
Bir sonraki aşamada bu subay çocuklarının Türkiye’deki Anadolu liselerine yatay geçiş yapabilmelerini sağlamak için A Level eğitim veren Kolejlerimizin sayısını artırarak kolej eğitimlerinin yapısını bozmuşlardır. Şimdilerde bu sisteme direnen Lefkoşa’da TMK kalmıştır.
Tüm bunlar yapılırken orta eğitimi o hale getirmişler ki nerdeyse sınıfları ortadan kaldırmışlardır. Öğrenciler nerdeyse okuma yazma öğrenmeden sınıf geçip mezun olma noktasına gelmiştir. Enteresan olan bu öğrencilerin sınıfta kalmaması için siyasiler her yıl o çocukların ailelerini memnun eden kararlar üreterek bunu oya çevirmenin rahatlığına düşmüşlerdir.
Eğitimdeki bu bozukluklarla mücadele eden sendikalar maalesef nerdeyse hain ilan edilmişlerdir.
Bu konuda en büyük isyanım bu sendikalardan gelip Eğitimde görev alan öğretmenlerimiz da sisteme uymuşlar ve sistemi normale döndürmemiş döndürememişlerdir. Yapılan küçük değişiklikler da yeterli olmamıştır. Zaten iyi bir şey yapılmışsa bile onlardan sonra gelenler bunu yeniden bozmuşlardır.
Yuvarlana yuvarlana geldiğimiz noktaya bakın medrese eğitimine yani Osmanlı sistemine dönme boyutuna gelmişiz. Dinsel eğitime ağırlık veren özel okullar, medreseler faaliyete geçmişlerdir. Ümmet toplumu yaratmak için düğmeye basılmıştır. Genliğimiz son çıkarılan yasa ile bir başka ülkenin inisiyatifine bırakılmıştır.
Yazık ki bizi bu noktaya getiren düzenin temsilcileri hiç utanmadan bu uygulamalara geçit vermek için nerdeyse sabahlara kadar mecliste oturarak olumlu oy vermişler ve bununla gurur duymaktadırlar.
Gelin artık bir olalım birlik olalım bu gidişe DUR DİYELİM…
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.