24 Aralık 2024
  • Lefkoşa11°C
  • Mağusa7°C
  • Girne12°C
  • Güzelyurt8°C
  • İskele7°C
  • İstanbul10°C
  • Ankara2°C

EĞİTİM Mİ DEDİNİZ?

Taner ULUTAŞ

18 Haziran 2015 Perşembe 10:46

  Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikasının (KTÖS) Merit Otel’de düzenlediği basın toplantısı içerik açısından mükemmel ama katılım açısından hiçde iç açıcı değildi. işi olup da gelemeyen arkadaşları tenzih ederek söylüyorum, konun sadece YDÜ’nün izinsiz Kıbrıslı öğrenci alınması ile sınırlı olacağını sanan bazı çok değerli gazetecilerimiz kulak çekme operasyonuna maruz kalmaktan korktukları için gelmedikleri basın toplantısında eksikliklerini hissettik, KTÖS yöneticileri eğitimin niteliği hakkında gerçekten doyurucu bilgiler verdi. YDÜ’nün izinsiz Kıbrıslı öğrenci konusu üzerinde pek durmayıp, eğitimin sorun ve sıkıntılarını dile getirdiler. Sonuçta dinlediklerimden bu ülkede eğitimde, Nato mermer, Nato Kafa çok bilinmeyenli denkleminin halen meşruluğunu koruduğunu gördüm. Siyasilerin konuşmalarından her şey düzelecek, her şey daha güzel olacak sözlerine gülerek bakarken, onlara eğer hayatta herşey yolunda olsaydı, hayal kurmaya gerek duymazdık. Çünkü o hayalin içinde yeteneksiz birçok siyasinin siyasi çöplükte yerini alması da var demek isterim. Çocuğu sosyal hayata alıştıracak Müzik Spor branşlarına önem verilmiyor. Özel eğitim isteyen çocuklar var. Yasa geçecekti ama tozlu raflarda bekliyor. Liselerde özel eğitim yok. Eğitim Bakanları başınızın çaresine bakın diyor. Emir demiri keser diyen büyüklerimiz ne güzel söylemiş. Çok saygı duyduğum hocam Salih Coşar zamanında bir başka deyişle ‘Asker erkil düzenin hâkim olduğu devirde, Türkiye’den gelen Subay çocukları için ilköğretim yılları 6 yıldan 5 yıla indirildi. Yukarıdan kesilen bir yıl alta kaydırılarak okul öncesi yılları 2 yıla çıkarttık.  5 yaş çocukları %100 katılım sağlarken 4 yaş çocuklarında bu oran %41 oranında kaldı. Bilindiği gibi 4 yaş çocuklarının refakatçiye ihtiyacı var. Buralarda yardımcı öğretmen yok. Bu konuda istihdam da yok. Üstüne üstlük yardımcı öğretmen için ayrılan para da yok. 50 yardımcı öğretmenin yarısı kaçak. 16 tanesinin sosyal Sigorta ve ihtiyat sandığı yatıyor. Ama geriye kalanların yatmıyor. Veliler ve Okul Aile Birlikleri para toplayarak geri kalan yardımcı öğretmenleri ödemeye çalışıyor. Ve tabiî ki bu noktada velinin cebinden para çıkıyor. Sonra büyük büyük efendiler çıkarak eğitim parasızdır diyor. Ayıp olmasa hadde oradan deyip Arif Hoca’nın söylediğini tekrarlayacağım.  Özel eğitim verecek 45 bir 45 de bir 90 özel eğitim verecek öğretmen yetiştirdik. Özel eğitim isteyen çocuklarımızı bu öğretmenler yetiştirip vatana millete hayırlı birer evlat olmasını sağlayacaktı. Ama şimdi hepsi de işsiz. Ünlü düşünürler “Mutlu olmayı yarına bırakmak, karşıya geçmek için nehrin durmasını beklemeye benzer ve bilirsin, o nehir asla durmaz.” Der. Eğitimi bilmeyen Doktora yapan bir gence keşke birde Masterlik yapsaydın diyebilen Eğitim Bakanları ile ne kadar mutlu olabiliriz bir bilen varsa lütfen bana da söylesin. Eğitime hatırı sayılır ayrılıyor. %14 bütçe oldukça iyi para ama bu para iyi kullanılamıyor. Partizanca işler yapılıyor. Taşımacılık adı altında bazı yandaşlara hortum ile para aktarılıyor. Üstüne üstlük bazı hurda arabalar ile taşıma yapılıyor. KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, öğretmenler olarak para almaya yetkimiz yok. Ama bunu yapmayan okul yok. Bakkalcılık yapıyoruz. Çay partisi düzenleyerek para topluyoruz.  Sağlıklı Eğitime, Eğitim Bakanı engel ve kapasite yok. Telefon ve Elektrik dairelerinde tornavida tutabilenlerin işe alınması gerek. Ama düz liselerden mezun olanlar alınıyor. Planlama yok. Program yok. Bu durumların düzelebileceği yönünde herhangi bir işaret yok dedi. Fotoğrafa baktığınız zaman bunların yalan olmadığını görmezmiyiz? ABD Silikon vadisinde ve diğer ülkelerde çalışan onlarca Kıbrıslı çocuklar var. Göç yasasının yarattığı tahribatın yanı sıra siyasiler koyduğu dinamitler var. Okullar çöküyor. Son yapılan binalar yıkılıyor. Sanırım buda kalitesiz okul ve hastane yapılmasından kaynaklanıyor. KTÖS 6 yeni okula ihtiyaç var açıklamasında bulundu. Ama şu an hangi köy olduğunu unuttum. Bir köye bir cami birde hastane yapımına başlandı. Cami bitti ama okulun yapımının bitmesine uzun bir zaman dilimine ihtiyaç var. KKTC’de 9 üniversite var 14 tanesi de izin almak için sırada bekliyor. Peki bu yapı sürdürülebilir bir yapı mı? Bavul ticareti gibi doğduktan ve bir süre büyüdükten sonra çökmesi kaçınılmazlar listesinin en üst sırasındaki yerini korumayacak mı? 120 İlkokula Bakanlıkta görevli bir Müdür, birde Müdür Muavini sizce yeterli olur mu? Müzik ve spor derslerinin boş verildiği ve bu saatlerde kolej sınavlarına hazırlık yapılması çocuklarımızın sosyal hayattan uzaklaştırılarak yarış atına dönüşmesine bir alt yapı teşkil etmez mi? KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil Eğitimden anlamayan bir Eğitim Bakanı var dedi. Yalan mı? Anlasa eğitim bu durumda olurmuydu? Ve bölümü YÖDAK’tan akredite olmayan bir üniversiteden hesap sorulacağına mükafat olarak izin verirmiydi?  

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.