24 Kasım 2024
  • Lefkoşa14°C
  • Mağusa14°C
  • Girne16°C
  • Güzelyurt12°C
  • İskele14°C
  • İstanbul9°C
  • Ankara3°C

EFSANE KÖY ‘’KALEBURNU’’

Fırat Borak

16 Kasım 2017 Perşembe 17:28

Karpaz bölgesinin en tarihi, en gizemli, en tatlı insanlarını barındıran, içerisinde yaşadığı yere sahip çıkma duygusunu en derinden hisseden insanların olduğu ve daha saymakla bitmeyecek özellikleri tarihi boyunca içinde var eden Efsane bir köy…

Geçmiş yıllarda, Serdarlı ve Mehmetçik’ten sonra, Kıbrıs’ın en büyük Türk köylerinden biriydi KALEBURNU…

Genel olarak Kaleburnu halkı, hayvancılık ve tarım ile geçimini sağlamakta. Büyük baş hayvancılığın hiç yapılmadığı, sadece küçükbaş hayvancılığın yaygın olduğu bir yer burası. Küçükbaş hayvanların sayısı da 5-6 bin civarı…

Zaten kısıtlı imkanlar ile geçim sağlayan halka, tarım ve hayvancılık alanlarında da destek vermek yerine, neşter vuruluyor. Buna su fiyatları, tarım bakanlığının izlediği yanlış politikalar da eklenince içinden çıkılmaz bir karmaşa ardı ardına halkı bunalıma sokuyor…

Bunun yanında her geçen gün işsizliğin çoğalması, yerleşim alanlarının kısıtlı olması, özellikleri gençleri göçe itiyor…

Neler görmedi ki Kaleburnu!!!

Hayvancı mafyalarının gelip tüm hayvanları satın almasını mı dersin, yıllarca ekilip biçilen mahsullerin ortadan kaldırılmasını mı dersin, kendi topraklarında çıkan tarihi eserlerin başka yerlerde sergilenmesi mi dersin, binlerce nüfusa sahip köyün şimdilerde 250-300 arsına izlenilen yanlış politikalar ile düşürülmesini mi dersin.

Kısacası olumsuzluk adına, ne ararsan var güzelim köyümüzde…

Köy, neredeyse her alandan sit alanı ilan edilmiş ve buralara yerleşmek isteyen halka adeta koca bir bariyer çekilerek HAYIR! Buna hakkın yok deniyor.

İnsanlar düz bir zeminde ev yapmak, çocuklarını burada tutacak yatırımlar yapmak, evlenecek olanlara düzgün bir yuva kurmak istese de, mevcut sistemde bu imkansız…

Köy; Kral tepesi gibi mükemmel bir tarihi ve turistik çekim merkezine sahip. Buna rağmen, turisti bir türlü köye çekemeyen, daha doğrusu bununla ilgili bakanlık yetkililerinin hiçbir adım atmaması da ayrı bir sorun teşkil ediyor.

Kral tepesinde, zamanla bilir kişiler tarafından kazılarak yapılarak dünyada üç tane bulunan tarihi el arabası çıkarılmış, lüzinyan ve fenike dönemlerine ait kalıntıların izine rastlandığı, eski yerleşim yerlerine ait daha birçok mağara ve kalıntıların olduğu tespit edilmiştir.

Tüm bu tarihi eserlerin burada sergileneceği düşünülmüş ve zamanında Avrupa Birliği destekli bir bina tadil edilmiş.

Fakat bunu dahi köy halkına fazla görenler, ne yazık ki çıkan tüm tarihi eserleri sadece bir gün köyde sergileyip Doğu Akdeniz Üniversitesi himayesine veriyor.

Bu da bir başka ilginç konu…

Burada bulunan bina aktif hale getirilse, köy turist akınına uğrasa, bununla birlikte insanlar turizme yönelse, istihdamlar yapılsa, gençler köylerinde kalsa olmaz mı?

Savaş zamanında tüm baskılara rağmen topraklarını terk etmeyenler, şimdi ne yazık ki siyasi yanlışlar yüzünden buraları terk ediyor…

Umarım yazılanlar ve öneriler, yetkililer tarafından dikkate alınır ve böylesi bir değer unutulmaz, kimsesiz bırakılmaz…

Bu tarihi köye gelmeyenlerin gelip görmesini, bu misafir perver insanların bir çayını, kahvesini içmesini tavsiye ederim.

Güneşin doğduğu Yerden, Herkese Selam Olsun…

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.