24 Kasım 2024
  • Lefkoşa15°C
  • Mağusa15°C
  • Girne18°C
  • Güzelyurt12°C
  • İskele15°C
  • İstanbul5°C
  • Ankara1°C

EFKAN BEY'İN KOZU VARMIŞ!

Derviş DOĞAN

28 Ekim 2015 Çarşamba 09:45

"Nasıl daha önceden bölünmüş yol yaptıysak bundan sonra da siyasi otobanlar yapabiliriz. Avrupa Birliği hedefine doğru hızlı bir şekilde yol alırız. Türkiye istikrarlı havayı yakaladığında çok büyük meseleleri çözüp yola devem edecek hale geldi. Biz denizin altından Kıbrıs'a nehir götürdük. Ülkemiz artık bu noktalara geldi. Kıbrıs önceden hep problem olur ve önümüze konurdu. Artık Kıbrıs konusunda elimiz daha güçlü. Artık Kıbrıs'ta kozlar bizim elimize geçti. Çünkü Anadolu'dan nehri denizin altından Kıbrıs'a biz götürdük. Şimdi onlar bize mahkum.” Bu cümleler Türkiye'nin eski içişleri bakanı şimdilerin AKP Bursa milletvekili adayı Efkan Ala'ya ait. Efkan Bey seçim çalışmaları çerçevesinde aday olduğu partinin propagandasını yaparken, Kıbrıs'ı unutmamış. Ve Kıbrıs üzerinden politika yapmayı sürdürmüş. Seçim atmosferi ile de coşmuş tabi. Hatta uçmuş. Nehir,güç, kozlar, mahkum gibi kelimelerle de kendini ifade etmiş. Kıbrıs'a AKP iktidarı olarak nehir götürdüklerinden  bahsetmiş. Böylelikle eli güçlenmiş. Artık Kıbrıs'ta kozların ellerinde olduğunu belirtmiş. Ve şimdi Kıbrıs'ın kendilerine mahkum olduğunu dile getirmiş. Vay arkadaş. Ne kadar kolay söylüyor Efkan Ala Bey değil mi? Kıbrıs'ı ne kadar hafife alıyor. Hatta yok sayıyor. Biz yaptık. Biz götürdük. Güç bizde. Kozlar bizim elimizde. Bize mahkumdurlar. Peki burada Efkan Bey'in biz dediği kimler? Türkiye Cumhuriyeti mi? AKP iktidarı mı? Sakın ola ne farkeder demeyin. Zira bal gibi de fark eder. Türkiye Cumhuriyeti Devleti başka bir anlam ifade eder. AKP iktidarı ise, ya da siyasi statüsü başka anlam ifade eder. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk Ulusunu çatısı altında toplar. Bölünmez bir bütündür. AKP iktidarı, ya da hükümeti ise Türk Ulusundan aldığı vekaletle belli bir dönem cumhuriyetin kurumlarını yönetir. Ülkenin iktidarıdır veselam. Ancak burada öyle zannediyorum ki Efkan Bey, "biz"  diye anlam yüklemeye çalıştığı icraatları Türkiye Cumhuriyeti adına değil de AKP iktidarı adına bir sahiplenme içerisine girmiş. Elbette bu Efkan Bey'in tercihi. Neyi, nasıl sahiplenecekse de öyle yapsın. Bu günün sonunda kendisini bağlar. Mensubu olduğu partisini bağlar. Ve/fakat Kıbrıs üzerine kurguladığı siyasi söylemlerinde kullandığı ifadeler de bizleri bağlar. Kıbrıs'a Anadolu'dan bir su geldi. Bu doğru. Burada büyük emekler de harcandı. Büyük paralar da.. Bunlar da doğru. Türkiye bu suyun adaya getirilmesine kendi karar verdi. Ve getirdi. Yani hiçbir zorlamaya maruz kalmadan. Bu aşamada Kıbrıs'ın böyle bir talebinin olmadığı da sır değil. Ama bu su geldi. Ama ihtiyaçtan geldi, ama stratejiden geldi velhasıl geldi. Ve gelmesi çok da iyi oldu. Fakat bu su ile, bir ülkeyi başka bir  ülkeye mahkum edebilir misiniz? Ya da böyle bir düşünce içerisine girebilir misiniz? Tabi ki hayır. Böyle bir şey mümkün değil. Bunu ilkokul çağındaki çocuklara söyleseniz  onlar bile yadırgar. Kaldı ki, bugün Türkiye gaz ihtiyacının yüzde 58'ini Rusya'dan, yüzde 25'ini İran'dan karşılarken Rusya veyahut İran biz onlara borularla gaz aktarıyoruz, onların eli bize mahkum, vanaları biz açıp, biz kapatıyoruz dolayısı ile kozlar da bizim ellerimizde diyebilirler mi? Ne münasebet.. Öyle şey olur mu? Olmaz..Olamaz! Ey Rusya, Ey İran siz kim oluyorsunuz diye nutuklar başlamaz mı o zaman? Bal gibi de başlar. Peki o zaman Efkan Bey'in bu dediklerini nasıl algılamamız gerekir? Seçim atmosferi ile söylenen içi boş kelimelerin bir araya getirilerek cümle içerisinde kullanılması hali. Yani bir anlam ifade etmeyen. Değeri, hükmü olmayan. Öylesine konuşulmuş. Aksi zaten mümkün değil. Yoksa ciddiye almaya kalksak, bu işin altından bir ömür kalkamayız. Ne bizler, ne Efkan Ala Bey..

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.