DÜZGÜN KALICI DİŞLERİN SIRRI İYİ BAKILAN SÜT DİŞLERİ

Aksu, Toplum Ağız ve Diş Sağlığı Haftası kapsamında, bu haftada ağız ve diş bakımı konusunda toplumsal farkındalığı artırmaya yönelik çalışmalar yürütüldüğünü dile getirdi.

Ağız ve diş bakımının çok küçük yaşlardan itibaren başlayarak ömür boyu sürmesi gerektiğini vurgulayan Aksu, “Bebeklerin ilk dişi 6’ncı aydan itibaren çıkar ve 3 yaşına kadar bu sürer. Ağızda süt dişlerinin olması bizim onlara özen göstermeyeceğimiz anlamına gelmez. Aksine çok daha iyi bir bakım gösterilmesi gerekiyor. Bu daimi dişlerin sağlıklı bir şekilde oluşması açısından önemli.” ifadesini kullandı.

Prof. Dr. Aksu, ailelerin diş fırçalama alışkanlığını kazandırmak için çocuklarına küçük yaşlardan itibaren örnek olması gerektiğine dikkati çekerek, “Öğrencilerin okula gidememe nedenleri arasında farklı hastalıkların yanında diş enfeksiyonları da ilk sıralarda yer alıyor. Diş enfeksiyonunun tedavisi çok önemli ama esas olan hiç oluşmaması. Eğer çocuk diş fırçalamayı çok iyi biliyor ve bu alışkanlığı kazandıysa diş enfeksiyonu riski de tamamen kalkmış oluyor.” diye konuştu.

“ÇÜRÜKLER VÜCUT SAĞLIĞINI DA ETKİLİYOR”

Erken çocukluk döneminden itibaren düzenli diş kontrolüne gidilmesinin önemine de işaret eden Aksu, sözlerini şöyle sürdürdü:

*Ağızda oluşan enfeksiyonlar, çürükler, diş eti hastalıkları genel vücut sağlığını da olumsuz etkileyebilir.

*Mikropların ilk giriş noktalarından biri ağızdır, çürükler de bakterilerin oluşturduğu bir hastalıktır.

*Dolayısıyla diş enfeksiyonlarının vücut sistemine yayılması söz konusu olabilir. Çocukluk ve yetişkinlik çağında diş ve diş eti hastalığının vücut sağlığı açısından olumsuz yönleri olabilir. Bu nedenle önüne geçilmeli, tedavi edilmelidirler.

Prof. Dr. Müge Aksu, çocuklarda, diş ve çenede yaşanan bozuklukları gidermeye yönelik ilk ortodondik tedavilere 6-10 yaş arasında başlanabileceğini dile getirdi.

Genel kanının aksine bu tedavinin her yaşta uygulanabileceğini de belirten Aksu, “Ortodontik tedavi her yaşta yapılabilir, yetişkinlik çağı da buna dahil. Tedavilerin kişilerin yaşıyla uyumlu olacak şekilde planlanması gerekir. Yetişkinler açısından da gerek dişlerin çapraşıklığının giderilmesi gerek iyi bir çiğneme fonksiyonu kazandırılması, diş ve diş eti sağlığının korunması için ortodontik tedaviyi tavsiye ediyoruz.” açıklamasında bulundu.

Prof. Dr. Aksu, toplumda ortodontik tedavi ihtiyacının yüksek olduğunun altını çizerek, “Eğer bir çocuğun süt dişlerinde çürük varsa ve bu nedenle süt dişi kaybedilmişse potansiyel ortodontik tedavi hastasıdır. Yetişkinler açısından da uluslararası verilere göre, ortodontik tedaviye gelen her 4 bireyden 1’ini yetişkinler oluşturuyor.” diye konuştu.