28 Mart 2024
  • Lefkoşa23°C
  • Mağusa20°C
  • Girne20°C
  • Güzelyurt23°C
  • İskele20°C
  • İstanbul19°C
  • Ankara22°C

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ'NDEN UMUTLARI YIKAN AÇIKLAMA: NORMALLEŞME UZAKTA

Dünya Sağlık Örgütü'nün koronavirüsle ilgili olarak küresel olağanüstü hal ilan etmesinin üzerinden 6 aydan fazla süre geçti.

Dünya Sağlık Örgütü'nden umutları yıkan açıklama: Normalleşme uzakta

10 Ağustos 2020 Pazartesi 22:02

Dünya Sağlık Örgütü'nün koronavirüsle ilgili olarak küresel olağanüstü hal ilan etmesinin üzerinden 6 aydan fazla süre geçti. Dünyanın ne durumda olduğuna dair sorular yöneltilen Dr. Harris 'Normalleşmenin hayli uzak ve umutların da aşıya bağlı olduğunu' belirtti

Tüm dünya, 6 aydan uzun süredir koronavirüs ile mücadele ediyor. Salgının nasıl seyredeceği ve ilerde ne olacağı herkes için bir merak konusu. Bu konuyla alakalı sorular yöneltilen Dünya Sağlık Örgütü'nden (DSÖ) Dr. Harris, konuyla ilgili açıklamalarda bulunarak, 'dünyanın pek çok yerinde salgının farklı seyrettiğini' ve 'yakın zamanda normalleşmeden bahsedilemeyeceğini' belirtti.

Ocak ayının sonundaki 'o gün', dünya çapında 10 bin koronavirüs vakası belirlenmiş ve 200'den fazla insan ölmüştü. Açıklanan vakaların tümü Çin'de idi. O günden bu yana hayatlarımızda çok büyük değişiklikler oldu. Altı ayı aşkın süre sonra bugün insanlık koronavirüsle mücadelede hangi noktada?

Gezegeni bütün olarak ele aldığımızda fotoğraf iç açıcı değil. Salgının başından bu yana resmi rakamlara göre toplam 19 milyon kişi virüse yakalandı ve 700 bin kişinin koronavirüsten öldüğü kayıtlara geçti.

"VİRÜS HER YERDE AYNI AMA HİKAYELER FARKLI"

BBC'ye konuşan WHO'dan Dr. Margaret Harris, "Hastalık dünyadaki bütün toplumlara yayıldı" dedi.

Virüs her yerde aynı olsa da hikayeler her yerde farklı. Kovid-19'un her ülkedeki etkilerinin farklı olması, başka ülkelerdeki durumu görmemizi engelleyebilir.

Fakat ister Amazon yağmur ormanlarında yaşasınlar ister Singapur gökdelenlerinde, herkesin ortaklaştığı bir şey, virüsün insan temasıyla yayıldığı gerçeği. Ne kadar çok bir araya gelirsek, virüs o kadar hızlı yayılıyor. Bu salgının ortaya çıktığı gün kadar bugün de geçerli.

Bu gerçek, dünyanın neresinde olursak olalım, geleceğimizi de belirliyor.

Salgının şu anda en hızlı yayıldığı merkez haline gelen Latin Amerika'da ya da Hindistan'da vakaların çok yüksek olması bu yüzden. Hong Kong'un insanları özel karantina tesislerinde tutmasının ya da Güney Kore yetkililerinin insanların cep telefonlarının ve banka hesaplarının izini sürmesi de bundan. Avrupa ve Avustralya'nın önlemleri gevşetirken salgını kontrol altında tutmakta zorlanmasının sebebi de bu. Tabi eskisi gibi yaşamaya dönemeyip yeni bir "normal" arayışımız da bundan.

BİRLİKTE ŞARKI SÖYLEMEK BİLE VİRÜSÜ YAYIYOR

Londra'daki St George's Üniversitesi'nden Dr Elisabetta Groppelli, "Bu bütün gezegeni saran bir virüs ve hepimizi etkiliyor. İnsandan insana geçmesiyle ne kadar birbirimizle bağlantılı olduğumuzu da ortaya koyuyor" diyor ve ekliyor:

"Sadece seyahat etmek değil, buluşmak, birlikte zaman geçirmek ve sohbet etmek, bütün insanların yaptığı bir şey."

Birlikte şarkı söylemek bile virüsün yayılmasına sebep oluyor.

"KORONAVİRÜS ÇAĞINDAYIZ"

Bunun yanında bir de virüsün izini sürmenin çok zor olduğu da ortaya çıktı. Virüs kimilerinde hiç belirti göstermiyor, kimilerinde hafif belirtilerle ortaya çıkıyor ama bazılarımız açısından öyle ölümcül bir etkisi var ki hastane kapasiteleri yetersiz kalabiliyor.

Dr. Harris, "Tam çağımıza uygun bir virüs. Şu anda koronavirüs zamanında yaşıyoruz" diyor.

EN İYİSİ YENİ ZELANDA

Salgınla mücadelenin başarılı olduğu yerlerde, virüsün bir kişiden diğerine geçiş yollarının kapatılmasının etkili olduğu düşünülüyor ve bu konuda en çok dikkat çeken örnek Yeni Zelanda. Ülkede henüz az sayıda vaka varken harekete geçen hükümet hemen sokağa çıkma önlemleri koydu. Şimdi ülkede hemen hemen hiç yeni vaka çıkmıyor ve hayat büyük ölçüde normale döndü.

Temel önlemleri almak yoksul ülkeler açısından da etkili oldu. Salgının ortaya çıktığı Çin ile en uzun sınırı olan ülke Moğolistan çok kötü etkilenebilirdi. Ama Temmuz ayına kadar yoğun bakım gerektiren hiç bir vaka olmadı. Bütün dönem boyunca sadece 293 vaka tespit edildi ve Kovid-19'dan ölen olmadı.

Londra Hijyen ve Tropik Hastalıklar Fakültesi'nden Profesör David Heymann, "Moğolistan sınırlı kaynaklarıyla gerçekten çok başarılı oldu. Vakaların kimlerle teması olduğunu belirleyip bu kişileri izole ettiler" diyor.

Moğolistan yönetimi aynı zamanda okulları kapattı, uluslararası seyahatleri kısıtladı, el yıkama ve maske kullanımını ilk teşvik eden ülkelerden biri oldu.

SİYASETÇİLER VE UZMANLAR UYUŞMUYOR

Buna karşılık Profesör Heymann, 'siyasi liderlik boşluğunun' birçok ülkede salgınla mücadeleyi sekteye uğrattığını birçok ülkede kamu sağlığı uzmanları ile siyasi liderlerin aynı dilden konuşmakta güçlük çektiğini, böyle bir iklimde virüsün çok hızlı yayıldığını söylüyor.

ABD Başkanı Donald Trump ve ülkenin en üst düzeydeki salgın hastalıklar uzmanı Dr. Anthony Fauci'nin yaklaşımlarının tamamen olmasa da önemli farklılıklar içerdiği açık. Brezilya'da Devlet Başkanı Jair Bolbonaro önlemlerin kaldırılmasından yana gösterilere katıldı, virüsü bir nevi grip diye tanımladı ve Mart ayında salgının yok olmakta olduğunu söyledi.

Bugün Brezilya'da Kovid-19 tanısı konulanların sayısı 2,8 milyon ve 100 bin kişi bu hastalıktan hayatını kaybetti.

NORMALLEŞME HAYLİ UZAKTA

Koronavirüsle mücadelede sıkı ve can yakıcı önlemler sayesinde bir tür kontrol sağlayan ülkeler de, salgının bir türlü yok olmadığını ve önlemler gevşetildiği anda yeniden yayılmaya başladığını, "normalleşmenin" hala hayli uzakta olduğunu görüyorlar.

Dr. Groppelli "Virüsle birlikte nasıl yaşanabileceği düşünülmedi" dedi.

Avustralya, sosyal mesafe önlemleri ve sınırlamaları ilk gevşeten ülkelerden biri oldu ama şu anda Victoria eyaletinde salgın "felaket" boyutlarında. Melbourne kentinde Temmuz ayı başlarında yeniden sokağa çıkma önlemleri uygulamaya başladı ama virüsün yayılışı durmayınca daha da sıkı önlemler ilan edildi. Şu anda gece sokağa çıkma yasağı uygulanıyor ve insanlara evlerinin yalnızca 5 kilometrelik çevresinde egzersiz yapmaları söylendi.

Avrupa da önlemleri gevşetmeye başladı fakat İspanya, Fransa ve Yunanistan bir kaç hafta içinde vaka sayılarının artmaya başladığını bildirdi, Almanya üç aydır ilk kez günde 1000'den fazla yeni vaka açıkladı.

PLAJLARDA BİLE MASKE ZORUNLULUĞU

Bir zamanlar tek tük insanın kullandığı yüz maskesi artık Avrupa'da çok yaygın kullanılmaya başlandı. Hatta bazı plajlarda bile maske zorunluluğu uygulanıyor.

Yaşananlar bize salgının başlangıcındaki başarıların sonraki dönemlerde de başarılı olunmasını garantilemediğini de gösterdi. Koronavirüsün ilk dalgasında başarısıyla övgülere mazhar olan Hong Kong bugünlerde yine barları ve spor salonlarını kapatmak zorunda kaldı. Buradaki Disneyland kapılarını ancak bir ay açık tutabildi.

Dr. Harris, "Sınırlamaların kaldırılması, eskisi gibi yaşamak anlamına gelmiyor. Bu yeni bir normal olmak zorunda. İnsanlar henüz bu mesajı algılamadı" dedi.

AFRİKA ÜLKELERİNDE TEST İMKANI AZ

Afrika'nın koronavirüs salgınının neresinde olduğu da cevabı belirsiz sorulardan. Toplam vaka sayısı 1 milyonu geçerken, başarılı bir başlangıç yapan Güney Afrika'da durumun kötüleştiği ve şu an kıtada salgının en çok yayıldığı ülke olduğu anlaşılıyor. Fakat Afrika ülkelerinde koronavirüs testinin çok sınırlı yapılması gerçek tabloyu görmeyi çok zorlaştırıyor.

Bir başka olgu ise Afrika'da vaka sayısına göre ölüm oranlarının dünyanın diğer yerlerine göre daha düşük olması. Ülkeler salgınla mücadelede kendilerine has yöntemler de geliştiriyorlar. Ruanda'da hastanelere İHA'larla (insansız hava aracı) malzeme gönderiliyor yine bu araçlardan salgınla mücadele yayınları yapılıyor. Hatta kuralları ihlal edenler de bu yolla yakalanabiliyor.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA