DONMAK...
Ediz TUNCEL
02 Aralık 2016 Cuma 12:05
İnsanın beyninin, kalbinin, ruhunun, duygularının bir anda donduğu, boşlukta asılı kaldığı anlar vardır.
Artık her haliyle lanetli olduğuna inandığım bu memlekette ve toplumda çok sık olmasa da zaman zaman beynimizi, kalbimizi, ruhumuzu, duygularımızı donduran olaylarla karşılaşırız.
Lanet olsun, sonsuz kez lanet olsun deriz, karşılaştığımız felaketlere tepki olarak...
Etkilerini de uzun süre üzerimizden atamayız, açtıkları yaralar ruhlarımızda kalır.
Şöför kılığına girmiş bir azrail müsveddesinin gencecik, yaşam dolu çocuklarımızı ve kendi halinde bir insan olmaktan öteye kimseye zararı olmayan, işini yapmaya çalışan bir şöförü paramparça etmesi de bizi donduran olaylardan bir tanesidir...
Ve, ne yazık ki, ağzımdan yel alsın, son da olmayacaktır.
Bir gün bakıyorum dört meslekdaşım, dört sevgili hocam, dört can parçası, şöför kılığına girmiş bir azrail müsveddesi tarafından katlediliyor, bir diğer gün bakıyorum bir başka azrail müsveddesi yollarda çocuklarımızı paramparça etmiş, bir başka gün bir başka azrail müsveddesi üç öğrencimizi parçalamış, bir başka gün dört öğrencimiz aynı şekilde paramparça edilerek katledilmişler, bir başka gün canımızdan can saydığımız bebecik, teyzesi ve nenesi parçalanmış, ve dahası, dahası...
Bu facialara yol açan ve canlarımızı koparan azrail müsveddelerine baktığımda, hepsi de tepeden tırnağa sorunlu, hazımsız ve doyumsuz yaşayan, bencillikte ve yüzsüzlükte sınır tanımayan, insan kılığına girmiş azrail müsveddeleriydi...
Ki, bunları hiçbir şeye ve hiç kimseye saygı duymayan mahlukatlar haline getiren de bu leş gibi kokuşmuş düzendir...
Ne yazık ki ortalık bu mahlukatlarla dolu, hem de öylesine dolu ki adım attığınız her yerde karşınıza çıkıyorlar.
Bu azrail müsveddelerinin, bu mahlukatların vahşet ve dehşet piyangosunun kime, ne zaman çıkacağı hiç belli değil, ama hiç durmadan da masumlara çıkıyor...
Peki, bu azrail müsveddelerinden insanları korumak için devlet ne yapıyor?
Elinin körünü, hem de kör tepesini yapıyor!
Leş gibi kokuşmuş bir düzende bu felaketin sorumluları hala hamaset nutukları atıyor, sin de gülle geçsin, bu toplum balık hafızalıdır, nasılsa bu da unutulur kafasıyla gidiyor...
Ve ne çare ki, ve ne yazık ki, bu kafalar endek göndek hesaplarla devlet koltuklarını işgal etmeyi, yapıştıkları koltuklarda kalmayı da bir şekilde başarıyor.
Bugüne kadar yaşanan vahşet ötesi trafik felaketlerinde, ki kaza demeye dilim varmıyor, hiçbir devlet yetkilisi, ki tepeden tırnağa sorumluluk sahibidirler, yargı önünde hesap vermemiştir, hesap vermek için yargı önüne çıkarılmamıştır...
Tam tersine, çoğu zaman, bu azrail müsveddelerini kurtarmak, kollamak, alacakları cezaları indirmek için seferber olmuşlardır, ve malesef ki, zaman zaman başarılı da olmuşlardır.
Ve, ne yazık ki, masum insanlarımız, çocuklarımız, canlarımız katledilirken, halkımızın, sivil toplum örgütlerimizin, siyasetçilerimizin hali ve tavrı kısa süre içinde bu sonsuz kez lanet olası düzenden nemalananları yine haklı çıkaracaktır...
Ve son lafım da bu konuya kapak olsun...Bugün Başbakan olan Hüseyin Özgürgün birkaç sene önce bir toplantıda trafik konusunda yaşanan felaketleri eleştirenlere karşı söylediği söz “Kimse sokağa çıkmazsa sorun çözülür...Öyle geri zekalılar”....Yanında oturan ve dönemin başbakanı olan, trafikte de evladını kaybetmiş olan İrsen Küçük de cevap olarak “Hah!Hah! Ha!...Evet” diyor...Alın da bozdurun!
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.