DOĞA HİKAYE AMAÇ SERMAYE…..
Ayşegül Garabli
04 Aralık 2018 Salı 08:30
KKTC’de naylon poşetlerin hatta plastiğin doğaya zarar verdiğini bilmeyen var mı?
Yok.
Bilmeyenler de son uygulamaya konulan “ücretli poşet” uygulaması ile öğrendi.
Dolayısı ile naylon poşet kullanılmasını isteyen hiç kimse yok.
Ancak marketlerde poşetlerin ücret karşılığı satılması fikrine karşı çıkanlar var.
Karşı çıkanlara ben de dahilim.
Ancak bu karşı çıkış ve uygulamaya itiraz, doğa düşmanı olduğumuzdan dolayı değil elbet.
Biz de en az bu uygulamayı savunanlar kadar naylon poşet kullanımına karşıyız.
Ancak savunanlardan beni ayıran nokta uygulamanın yanlışlığıdır.
Madem ki naylon poşet ve plastik zararlı ve ülke olarak herkes bunu onaylıyor, o zaman kullanımı azaltmak yerine neden köklü çözüm olan yasaklama getirilmiyor?
Nasıl ki ücretle poşet satılsın kararı alınıp bu yasallaştırıldı, aynı şekilde bir karar ile marketlere naylon poşet bulundurma yasağı getiren ve hatta bazı ürünler için ücretsiz kese kağıdı bulundurma, büyük alışverişler için de bez torba veya file satışı zorunluluğu getirilebilir.
Hiç kimse 25 kuruşun derdinde değil ancak eğer ki amaç doğayı korumaksa, doğru uygulama yapılmalı.
Elbette ki bu yasanın çıkmasındaki ya da bu uygulamanın yürürlüğe konmasındaki amaç doğayı korumak.
Her ne kadar bu karar AB uyum yasaları çerçevesinde alınmış olsa da sonuçta amaç doğayı korumak.
Ama neden tümden korumak varken, “ücretli kirletilebilir” mantığı yaratılıyor?
Tamamen yasaklanmasındaki engel ne?
Ne yazık ki işin vahim kısmı burası.
Çünkü marketlerde de naylon poşet üreticilerinde de stoklar var.
Gerek poşet olarak gerekse poşet yapımında kullanılan ham madde olarak stoklar var.
Eğer yasaklanırsa sermaye gurubu zarar görür.
O yüzden bu stoklar tüketilene kadar bu poşetler kullanılacak ama çevreye verdikleri zarar da halkın sırtına yüklenecek.
Yani halka, firmaların neden olduğu pislik temizlettirilecek.
Hem defirmaların reklamları, poşetlerin üzerinde halka kendi parası ile yaptırılacak.
Yani doğa sermayedarlardan sonra geliyor.
Halk ise en son sırada.
Oysa bu halk mı talep etti naylon poşet yapılıp, marketlerin v.s naylon poşetle satış yapmasını?
Marketler bez torba kullansa ve halka sunsa, halk yok mu diyecekti?
Tamam çevre konusunda çok duyarlı ve bilinçli bir toplum değiliz ve oldukça da kirletiyoruz.
Dolayısıyla temizlenmesindeki sorumluluğu da üstlenmeliyiz.
Fakat naylon poşet olayı bizim sorumluluğumuz mu?
Tamam bez torba kullanılmasını ben de istiyorum. Hatta bez torbaların satın alınmasına da itirazım yok.
Fakat süt alıyoruz ambalajda, oyuncak ambalajda, ekmek bile ambalajda, yani üreten ve satan firma ürününü ambalajlayıp da satıyor öyle değil mi?
Yani süt için tencere götürmüyoruz, üretici ambalaj ücretini de fiyata yansıtarak satıyor.
Eczaneye gidiyorsunuz, size ilaçlarınızı bez torbalara koyup veriyor ve bu torbaların ücretini de sizden talep etmiyor.
Marketler neden sattıkları ürünlerin paketlenmesini alıcıdan talep etme hakkına sahip olsun?
İşin diğer bir boyutu da bu poşetlerin çoğu kişi tarafından çöp poşeti olarak kullanılmasıydı.
Şimdi insanlar para vererek çöp torbası alacaklar, ya da çöpleri açıkta çöp bidonlarına dökecekler.
Peki çöp torbaları naylon değil mi?
Hatta daha kalın oldukları için erime süreleri daha uzun olacağından doğaya zarar vermeyecekler mi?
Ya açıkta bidona dökülecek çöplerin sağlık açısından yaratacağı sorunlar ne olacak?
Ülkemizde çöplerin işlendiği ya da geri dönüşümün sağlandığı bir sistem var mı?
Türkiye’de ufacık bir ilçede bile çöp bidonları yer altına monte edilmiş , gelen çöpünü oraya döküp ,poşetini de yanındaki başka bir bidona atıyor. Yer altına yerleştirilen bidonlarda öğütülen çöpler ise doğaya gübre olarak veriliyor.
Bunu yapmak ücretli poşet satmaktan çok daha iyi bir yöntem değil midir?
İlla ki sermaye para kazandırma derdinde miyiz?
Bırakın çöp poşetlerinin naylon oluşunu ya da pet şişeleri ve diğer plastik ürünleri paralı olan naylon poşetler doğada olmayacak mı artık ?
KKTC’de bakkala bile araba ile gidilen bir rahatlık varken, kaç kişi bez torba taşıyacak ya da işten alel acele çıkıp evine ulaşmak isteyen bir çok kişi parayı verip bu poşetleri almayacak mı?
Bu işten sorumlu Çevre Koruma Dairesi Müdürü Abdullah Aktolgalı bile bez torba kullanmak yerine ücretini verip naylon poşet alıyorsa ve bunu da fişini yayınlayarak kişisel sosyal medya hesabından paylaşıp insanları ücretle poşet almaya teşvik ediyorsa, “önemli olan doğa değil, sermayenin para kazanmasıdır” mesajını veriyorsa, kaç kişi duyarlı davranıp bez torba kullanacak ve bu ne kadar sürecek?
Bu anlamda doğayı, birkaç doğa dostu dışında asgari ücretliler koruyacak demektir.
Dolayısı ile ücretle poşet satılması soruna çözüm olmayacağı gibi daha büyük sorunlara gebedir.
Ve bu kesinlikle bir sömürüdür.
Devlet doğayı korumak istiyorsa hem doğaya zarar veren işletmelere sorumluluk yüklemeli hem de halkına vergi ile sorumluluk yükleyebilir.
Bu iş sermayenin inisiyatifine bırakılamayacak kadar önemlidir.
Daha işin önemini kavrayamamış bir daire müdürü ile bu işin hedefine ulaşmayacağı ortadadır ve bu davranışla müdür, konunun ne kadar ciddiyetsiz ele aldığını göstermiştir aslında.
Umarım bu konu daha ciddi ele alınarak ülkemizin kendi şartlarına göre çözüm üretilir.
Naylon poşetlerin kullanılması yasaklanır.
Kopyala yapıştır sistemlerle değil..
Zir bu şekildeki uygulama ile naylon poşetler arasında bile sınıf farkı yaratılmıştır.
Paralı olanlar doğaya zararsız, parasızlar zararlı.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.