28 Mart 2024
  • Lefkoşa23°C
  • Mağusa23°C
  • Girne22°C
  • Güzelyurt24°C
  • İskele23°C
  • İstanbul21°C
  • Ankara18°C

DİYABETLİ ÇOCUKLAR VE BÜYÜME

Diyabetli çocuklar ve büyüme

23 Mayıs 2015 Cumartesi 16:22

Prof.Burağan ;"Büyüme ve gelişme bazı dönemlerde durağan, bazı dönemlerde ise hızlıdır."    

Çocuğu erişkinden ayıran en önemli özellik sürekli bir büyüme ve gelişme göstermesidir. Büyüme ve gelişme bazı dönemlerde durağan, bazı dönemlerde ise hızlıdır.

Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Müdürlüğü'ne açıklamalarda bulunan YDÜ Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Öğrt.Üy. Prof. Dr. Rüveyde Bundak; "çocukluk çağı döllenme ile başlar ve ergenliğin sonuna kadar sürer. Süt çocukluğu dönemi, anne karnındaki hızlı büyüme sürecinin devamıdır ve beslenme en etkili faktördür. Süt çocukluğu döneminden ergenliğin başlamasına kadar olan çocukluk dönemi büyümesi 18 ay civarında başlar, büyüme hormonunun ve onun uyardığı büyüme faktörlerinin etkisindedir."dedi.

Prof. Bundak Diyabetli Çocuklar ve Büyüme hakkında çok önemli açıklamalarda bulundu; Bundak; Ergenlikdeki büyüme süreci ise 10-12 yaşlarında başlar ve büyüme hormonunun yanısıra cins hormonlarının (östrojen, testesteron vb.) da etkisi vardır.Tiroid hormonları ise tüm çocukluk boyunca büyüme için gereklidir. Normal büyümenin gerçekleşmesi için çocuğun sağlıklı olması da gereklidir.

Büyüme süreci, çocukluk çağının süreklilik gösteren en önemli özelliğidir. Altta yatan herhangi bir hastalık büyüme sürecinde duraklamaya neden olabilir. Süt çocukluğu dönemindeki büyüme süreci en hızlıdır. Ortalama 50 cm boyunda doğan bebek 1 yaşına kadar yaklaşık 25 cm kazanır. Eğer bir çocuğun bu dönemde beslenmesi yetersiz veya başka bir süregen hastalığı varsa yeterli derecede büyüyemez ve çocukluk dönemi büyüme eğrisine alt uçtan başlar ve ondan sonra normal bir büyüme hızı gösterse bile nihai boyu kısa kalır. Dolayısıyla ilk 12-18 aydaki beslenme veya hastalık erişkin boyu olumlu veya olumsuz geri dönüşümsüz olarak etkileyen bir faktördür. Çocukluk dönemi boyunca nispeten sabit olan büyüme hızı ( ~ 5 cm/yıl) ergenlikle birlikte hızlanır. Ergenlik Türk çocuklarında kızlarda ortalama 10.1 (en erken 8 yaş, en geç 13 yaş), erkeklerde ise 11.1 (en erken 9 yaş , en geç 14 yaş) yaşlarında başlar. Ergenlik döneminde çocuklar yılda 7-12cm büyür. Kızlar ergenlik boyunca 10-20 cm, erkekler 20-30 cm uzar ve kızlarda ~ 16, erkeklerde ~18 yaş civarı hızlanan kemik olgunlaşması ve büyüme kıkırdaklarının kapanması ile büyüme durur.

Büyümeyi etkileyen bir diğer önemli faktör kalıtımdır. Uzun boylu anne-babaların çocukları uzun , kısa boylu ebeveyinlerin çocukları ise kısa olur. Bir çocuk genetik potansiyeline uyan eğriye ancak 12-18 aylıktan sonra girer ve o çizgide devam eder. Her çocuğun büyümesi mutlaka büyüme eğrileri (Persantil eğrileri) ile izlenmelidir.

Psikososyal faktörler gerek besi alımını azaltması gerekse büyüme hormonu gibi hormonları baskılaması nedeniyle büyümeyi etkiler. Beslenme her dönemde büyümeyi etkilemekle beraber özellikle hızlı büyümenin görüldüğü süt çocukluğu ve ergenlikte etkisi en fazladır.

Kızlarda ergenlik genellikle meme dokusunun gelişmesi ile başlar. Daha nadir olarak edep bölgesinde veya koltuk altında kıllanma ile de ergenlik başlar.Ergenliğin başlamasından ortalama 2 yıl sonra kız çocuk ilk adetini görür. Türk kız çocuklarında ortalama ilk adet görme yaşı 12.2 yaşdır.

           

Erkeklerde ergenliğin ilk belirtisi testis hacminin 4 ml ve üzerine çıkması veya uzunluğuna ölçümün 2.5 cm’in üzerine artmasıdır . 3-4 yıl içinde testis volümleri giderek artar ve erişkin değeri olan 20-25 ml’ye ulaşır. Ergenlik öncesi 4-6cm olan penis büyümeye başlar ve erişkin boyu olan 10-12 cm‘e ulaşır. Koltuk altı kıllanması 13.2 yaşında, sakal   14.9 yaşında, larinks, krikotiroid kıkırdak ve laringeal kasların gelişmesi ile ses kalınlaşması 14.0 yaşında başlar. Yüz kıllanması üst dudak köşeleri ve üst yanak bölgesinde başlayarak alt dudak altına ve sonra çeneye yayılır. Ortalama 13.3 yaşında sabah ilk idrar örneğinde sperm saptanabilir ve ilk bilinçli ejakulasyon 13.5 yaşında olur.

Diyabetli Çocuklarda Büyüme

Süregen hastalıklar iyi tedavi edilmezlerse büyüme ve gelişmeyi bozar.Tip 1 Diyabet de süregen bir bozukluktur.İnsulin tedavisindeki gelişmelerden önce Tip 1 diyabetik çocuklarda ağır büyüme geriliği oldukca sık rastlanıyordu.İnsülin tedavisindeki gelişmeler,evde kan şeker kontrellerinin yapılabilmesi ve düzenli izlem ile diyabetik çocuklarda daha iyi metabolik kontrol sağlandığından günümüzde diyabetik çocuklarda ağır büyüme geriliği görülmemektedir. Diyabetik çocuklarda görülen büyüme geriliğinin nedeni olarak genetik, beslenme , metabolik ve psikolojik etmenler üzerinde durulmaktadır.Ancak araştırmacıların çoğu diyabetik çocuklarda görülen büyüme geriliğini metabolik bozukluğa bağlamaktadır. Yani kan şeker kontrolünün kötü olması en önemli nedendir. Büyümeyi sağlayan başlıca hormon büyüme hormonudur. Büyüme hormonu etkisini büyüme kıkırdağındaki büyüme faktörleri (İGF-1,İGFBP3) aracılığı ile yapar. İşte kan şeker düzeyinin sürekli yüksek olması büyüme hormonu ile büyüme faktörleri arasındaki ilişkiyi bozarak çocuğun büyümesini önler. Diğer yandan metabolik kontrolü iyi olan yani HbA1c değeri %5-7 arasında olan çocuklarda büyüme iyi olmaz ise diyabetik çocuklarda daha sık görülebilen Haşimoto Hipotiroidisi ve Çöliak hastalığı akla gelmeli ve araştırılmalıdır.Haşimoto hipotiroidisinde büyüme üzerine etkili olan tiroid hormonları düşüktür. Çöliak hastalığı ise büyüme üzerine önemli etkisi olan beslenmeyi bozar.

Diyabetli çocukların izleminde amaç normal büyüme , ergenlik ve psikososyal gelişimin sağlanması ve kan şeker düzeylerinin kontrolü ile komplikasyonların önlenmesidir. Bu nedenle diyabetli çocuklarda kan şeker düzeyleri izlenmeli, büyüme ve ergenlik her hastahane kontrolünde doktorlar tarafından değerlendirilmelidir.Büyümede bir gerilik veya duraklama varsa beslenme bozuklukları, Çöliak hastalığı, Haşimoto hipotiroidisi, psikososyal sorunlar ve diğer nedenler araştırılmalıdır.

O halde diyabetli çocuklarımızda büyüme ve gelişme geriliğini önlemek için iyi bir metabolik kontrol sağlamamız yani HbA1c değerini %5-7 arasında tutmamız gerekir. Bunun için de hastahane kontrollerimize düzenli bir şekilde gitmeli ve diyabet sağlık ekibi ile iletişim içinde olmamız gerekir.

 

 

.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA