DEVRİMİN İKİ FARKLI YÜZÜ: MISIR VE TUNUS

21 Şubat 2014 Cuma 16:51
TUNUS - Faruk Tokat/ Fatih Okumuş Mısır'da seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin 3 Temmuz'daki askeri darbe ile görevden uzaklaştırılması ve anayasanın askıya alınması üzerine gözler Arap devrimlerinin fitilini ateşleyen Tunus'un demokrasi tecrübesi üzerine çevrildi. Tunus'ta devrimin gerçekleştiği 14 Ocak 2011'den sonraki süreçte ülkede iki kez "temerrüd" (isyan) hareketi başlatılarak askeri darbeye zemin hazırlama girişiminde bulunuldu. Üçlü koalisyon isyanları doğru yönetti Ülkeyi 23 yıl yöneten Zeynelabidin bin Ali'nin devrilmesinden sonra demokrasiye geçiş çalışmalarının yapıldığı Tunus'ta Mart 2011'de yapılan anketler, İslami eğilimli Nahda Hareketi Partisi'nin (Nahda) yüzde 29 oy oranıyla önde gittiğini gösteriyordu. Bunun üzerine kimi laik kesimlerden "İslamcıların kazanmaması için seçimlerin ertelenmesi" çağrıları yapılmıştı. Nihayet 24 Ekim 2011'de yapılan Tunus Kurucu Meclisi seçimlerinde Nahda yüzde 40 oy oranıyla meclisteki 217 sandalyenin 89'unu kazandı. Nahda milletvekillerinin yarıya yakını kadın. Sandıktan çıkan tablo karşısında muhalefet, birincisi 9 Nisan 1938 şehitleri anma günü münasebetiyle geçen yıl (2012) ülkede yaşanan şiddet olayları, ikincisi 6 Şubat 2013 tarihinde muhalif lider Şükrü Beliyd’in faili meçhul bir cinayete kurban gitmesinin akabinde olmak üzere iki defa "temerrüd" (isyan) hareketi başlatıp askeri darbeye zemin hazırlama girişiminde bulundu. Ülkede istikrarı sarsarak hükümeti düşürme girişimlerine rağmen iktidardaki üçlü koalisyonu oluşturan partiler (Troyka) özellikle de Nahda, kendi tabanını, sivil toplum kuruluşlarını (STK) ve özellikle de Devrimi Koruma Birlikleri’ni işlevsel bir şekilde yönetti ve her iki olayda da süreci kendi lehine çevirmeyi başardı. Tunus ordusunun darbe geleneği yok Öte yandan Tunus ordusunun doğrudan veya dolaylı olarak siyasete müdahil olma geleneği bulunmadığı gibi Mısır ordusunun aksine iktisadi teşebbüsleri de bulunmamaktadır. Bununla birlikte eski içişleri bakanı, şimdiki Başbakan Ali el-Urayyid, özellikle içişleri bakanlığı döneminde asker ve polis teşkilatı içinde isimleri yolsuzluğa karışmış olanların büyük bir kısmını tasfiye etmeyi başardı. En son geçtiğimiz günlerde Orgeneral Reşid Ammar’ın görevden ayrılmasıyla boşalan Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna Orgeneral Muhammed es-Salih el-Hamidi’nin atanmış olması da bu tasfiye hareketinin en son dalgası olarak anlaşılmalıdır. General Reşid Ammar’ın görevi bırakmadan önce ciddi lobi çalışmaları yaparak yine kendisi gibi Sahil bölgesinden bir generalin genelkurmay başkanlığına getirileceği konusunda çok emin olduğu anlaşılıyordu. Ancak Cumhurbaşkanı Munsif el-Marzuki’nin bu planı tersine çevirerek hiç kimsenin beklemediği bir ismi, Sidi Buzeyd’li Hamidi’yi göreve getirmesi asker üzerinden hesap yapan kesimlerin planlarını boşa çıkardı. Gelinen noktada Troyka hükümetinin, Tunus’taki güvenlik güçlerini büyük oranda tarafsızlaştırmayı başardığını söylemek mümkün. Mısır’daki Mursi yönetimi ise sadece Genelkurmay Başkanı Muhammed Hüseyin Tantavi'yi görevden almakla yetinmişti. Kuşatıcı politika izleyen Nahda uzlaşı sağlayabildi Mısır'da Müslüman Kardeşler (İhvan) ve Hürriyet ve Adalet Partisi (HAP) kuşatıcı ve uzlaşmacı bir politika izleyememek, geniş kesimlerin desteğini sağlayamamakla suçlanmıştı. Tunus'ta ise sandıktan çıkan en güçlü parti olmasına rağmen Nahda, bu gücü laik ve sosyal demokrat partilerle paylaşmayı tercih etti. Süreç içinde uzlaşı eksenli bir yönetim uygulayan bu hükümet döneminde, Tunus siyasetinde her devrin adamı olarak görülen ve birçok kesim tarafından devrim karşıtı güçler için bir odak oluşturabilecek potansiyele sahip olduğu için tehlikeli kabul edilen Baci Kaid es-Sipsi’ye dahi “Nidau Tunis” adlı partisini kurma izni verildi. Ayrıca Nahda Hareketi, iktidarın paylaşılması stratejisi çerçevesinde bazı siyasi riskleri göze almaktan çekinmedi. Anayasa hazırlık sürecinde, “şeriat anayasası” tekliflerini kendi tabanını karşısına alma riskine rağmen reddetti. Raşid el-Gannuşi başta olmak üzere en-Nahda’nın etkin isimleri “din devleti” yerine ısrarla “sivil devlet” kavramının altını çizdi. Nahda tabanında tepkilere yol açan “devletin dini olmaz; vatandaşın dini olur” tarzı yaklaşımlar ise her fırsatta dile getirildi. Tunus Kurucu Meclisi’ndeki Nahda Grubu, İsrail’le ilişkilerin normalleşmesini suç sayan anayasa maddesi teklifine, karşı oy kullandı. Bu yüzden, parti içinde selefi kanadı temsil eden kurucu kadrodan milletvekili Sadık Şoro’nun sert eleştirilerine maruz kaldı. Nahda Hareketi Partisi seçimlerden sonra kurulan hükümette, önemli bakanlıkların teknokratlara verilmesini onayladı. Devrim öncesi süreçte memurluktan atılan, işkence gören ve mağdur olan vatandaşların haklarını tazmin edecek düzenlemeler yapmayı, ülkede gerilime sebep olur gerekçesiyle erteledi. Mursi yönetiminin tersine Tunus, muhalif odakları demokratik işleyişin içine çekmeyi büyük oranda başardı. Ülkedeki bazı selefi grupları partileşmeye ikna etti. Ensaru’ş-Şeria gibi marjinal selefi grupları ve şiddet hareketlerini politik hayatın içine çekme çalışmaları da hız kesmeden devam etmektedir. Ekonomik gelişme Tunus’ta devrimden sonra ülke ekonomisinde gözlemlenen gelişmeler, istikrar ve yatırım ortamının iyileşmesi de demokrasi karşıtı odakların girişimlerini boşa çıkaran bir faktör olarak öne çıktı. Özellikle 2013 yılında ülkede gözle görülür bir ekonomik hareketlilik başladı. Mısır'da turizm gelirleri gerilerken Tunus'ta turizmde artış gözlendi. Türkiye, Körfez ülkeleri, İngiltere, ABD ve ülkenin en önemli ekonomik partneri kabul edilen Fransa’dan yatırımcılar artan bir ilgiyle Tunus’a yöneldi. Üniversite sınavlarının olaysız şekilde yapılması, ülkedeki istikrarın önemli göstergelerinden biri olarak kabul edilirken, tüketici lehine fiyatlara zaman zaman yapılan müdahaleler de geniş halk kesimlerinde memnuniyetle karşılandı. Başarılı halkla ilişkiler çalışmaları Hükümetin büyük ortağı Nahda Hareketi Partisi, uluslararası ölçekte halkla ilişkiler çalışmalarına önem vererek Avrupa ve ABD’yi Nahda’nın ılımlı ve demokrasinin en büyük savunucusu bir parti olduğu konusunda ikna etmeyi büyük oranda başardı. ABD’de yaşayan Tunuslu entelektüel Rıdvan Masmudi’nin yürüttüğü lobi çalışmaları, Nahda-ABD ilişkilerinin iyileşmesinde ciddi rol oynamaktadır. Üst düzey ticari ilişkiler, politik ve sosyal organizasyonlar, önde gelen liberal ve seküler isimlerinin de katılımıyla sorunsuz bir şekilde organize edilebildi. Küresel ölçekte katılımla düzenlenen Dünya Sosyal Forumu da bu yıl Tunus’ta başarılı bir şekilde sonuçlandırıldı. Nahda’nın karizmatik lideri Raşid el-Gannuşi birçok Batı ülkesine giderek “İslam ve Demokrasi” başlıklı konferanslar verdi. ABD’nin en ünlü düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü Saban Ortadoğu Politika Merkezi, 31 Mayıs’ta Raşid el-Gannuşi’yi misafir ederek “Tunus Demokrasisi” başlıklı bir konferans verdirdi. Mevcut hükümet, doğrudan temas ve karşılıklı üst düzey resmi ziyaretler ile demokratik geçiş süreciyle ilgili uluslararası düzeyde olumlu bir imaj oluşturmayı başardı. Hükümetin uluslararası lobicilik çalışmalarının bir sonucu olarak 2013 Dünya Sosyal Forumu, Tunus’ta yapıldı. Geçtiğimiz haftalarda Başbakan Urayyid, Brüksel ve Almanya’daydı. Son bir buçuk yıl içinde birçok Batılı lider Tunus’u ziyaret etti. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, 4-5 Temmuz 2013’te Tunus’a bir ziyaret gerçekleştirdi. Hollande’ın Tunus’u ziyaretinin mevcut Tunus hükümetine meşruiyet kazandıracağını düşünen muhalif kesimler ziyaretin yapılmaması için ciddi lobi çalışmaları yürüttükleri halde Nahda’nın diplomatik atakları baskın çıktı ve kritik ziyaret planlandığı şekilde gerçekleşti. Mısır olaylarının patlak verdiği günlere denk gelen bu ziyaret esnasında Hollande, Tunus’ta yerleşik, köklü ve kurumsal bir devlet geleneği olduğunu ve mevcut hükümetin devrim sonrası süreci başarıyla yönettiğini, bu yüzden Tunus’un Mısır olamayacağını söylemesi Tunus muhalefetinde hayal kırıklığına yol açtı. Nahda’nın büyük ortağı olduğu Tunus üçlü koalisyon hükümeti, uluslararası ölçekte etkin bir diplomasi faaliyeti yürütürken, Mursi ve kabinesi ise her fırsatta demokrasi vurgusu yapmakla birlikte günlük problemlerin içine çok fazla dalmak durumunda kaldıkları için Batılı ortaklarına ve uluslararası topluma kendilerini ifade etmede ve stratejilerini açıklamakta zayıf kaldı. Tunusluların, hangi ideolojik odaktan gelirse gelsin şiddetin her türlüsünü reddeden bir tabiata sahip olması da, ülkedeki demokratik işleyiş ve istikrarı teminat altına alan unsurlar arasında yer alıyor. Nitekim Ensaru’ş-Şeria adlı Selefi örgütün son dönemde ortaya koyduğu şiddet eylemleri karşısında Tunusluların tepkileri ve Halk Cephesi adlı Marksist-sol-laik muhalefet bloğunun son iki hafta içinde isyan dalgası oluşturma çabalarının sonuçsuz kalması bu analizi için önemli ipuçları taşımaktadır. Ülkedeki kimi neo-selefi grupların türbe ve mezarlara yaptığı saldırılar halk nezdinde nefretle karşılanmaktadır. Mısır olaylarının ölümcül çatışmalara dönüşmesi ve ülkenin bir şiddet sarmalına girmiş olması, Tunus’ta demokratik geçiş sürecine karşı yapılacak herhangi bir eylemi destekleme konusunda Tunusluları iki defa düşündürecektir. Sonuç olarak Tunus'ta olağandışı bir dış müdahale olmadıkça demokrasinin kesintiye uğraması beklenmiyor. Tunus'un iç politik dinamiklerinin askeri bir darbe veya kitlesel bir isyan hareketinin oluşmasına zemin hazırlamadığı söylenebilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
“Biz tabuları yıkmıştık, güney yönetimi de bunu başarmalı”Akıncı, insanlığın kendi eliyle bozduğu doğa dengesinin olumsuz sonuçlarıyla her geçen gün daha çok yüzleşmeye başladığını belirterek, dünyanın bir çok yerinde büyük yangınlar ve sel felaketlerinin daha sık yaşanır olduğunu söyledi.24 Temmuz 2025 Perşembe 18:16GÜNEY KIBRIS
Dışarda çalışma yasağına uymayanlar için “Alo 102” ihbar hattı devredeÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ihbar hattının devrede olduğunu vurgulayarak 24-27 Temmuz tarihleri, 12.00–16.00 saatleri arasında dışarıda çalışma yasağına uymayanların Bakanlığa bildirilmesini istedi.24 Temmuz 2025 Perşembe 18:06KIBRIS
Aykut’un Tahliye Talebine Karar 28 Temmuz’da AçıklanacakLefkoşa Ceza Mahkemesi Başkanı Christiana Parpota, İsrailli iş insanı Shimon Aykut’un sağlık gerekçesiyle yaptığı tahliye başvurusuna ilişkin kararını 28 Temmuz Pazartesi günü açıklayacak.24 Temmuz 2025 Perşembe 17:51KIBRIS
CTP Heyeti Limasol'da yangın bölgesine gidiyorCTP Heyeti Limasol'da yangın bölgesine gidiyor24 Temmuz 2025 Perşembe 17:42GÜNEY KIBRIS
Hoşkara: DAÜ akademik açıdan iyi, mali ve ekonomik olarak durum kötüHoşkara, yükseköğretimin uzun bir süredir krizin eşiğinde olduğunu ileri sürerek, yükseköğretim alanında yapılması gerekenler hatırlattı ve Başbakan Ünal Üstel ile hükümetten DAÜ’deki olumsuz gelişmelere müdahale etmesini istedi.24 Temmuz 2025 Perşembe 17:20DAÜ - DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ
KKTC’de Orman Yangını Riski Kritik Seviyede: Yetkililer Vatandaşları UyarıyorSon günlerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde aşırı sıcak hava dalgası ve düşük nem oranları nedeniyle orman yangını riski kritik seviyelere ulaştı.24 Temmuz 2025 Perşembe 16:43KIBRIS
Akdeniz'de birçok ülke, yangın riskinde "çok aşırı" seviyedeAkdeniz'e kıyısı olan ülkeler başta olmak üzere Avrupa genelinde hava sıcaklıkları çok yüksek seviyede etkisini sürdürürken, birçok ülke devam eden orman yangınları ve riskleriyle mücadele ediyor.24 Temmuz 2025 Perşembe 16:14KIBRIS
Trafik Kazalarını Önleme Derneği, kamera cezalarının dağıtılmamasının sürati ve ölümleri artırdığını belirttiTrafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Mehmet Zeki Avcı, sabit görüntülü radar (kamera) sisteminin çalıştırılmaması ve cezaların dağıtılmamasının trafik kazalarının artmasına yol açtığını söyledi.24 Temmuz 2025 Perşembe 16:13KIBRIS
Park Halindeki Araçtan Yüklü Miktarda Nakit ÇalındıLefkoşa’da gerçekleşen hırsızlık olayında bir aracın içerisinden toplamda 1300 Sterlin, 400 Amerikan doları ve 15.000 TL çalındı. Olayla ilgili yürütülen polis soruşturmasında, F.K. (E-30) isimli şahıs zanlı olarak tutuklandı.24 Temmuz 2025 Perşembe 15:53KIBRIS
Erhürman: Mülkiyetin çözümü, Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüyle gelirCumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adaylığını açıklayan Tufan Erhürman, mülkiyet sorununun kapsamlı çözümünün, Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüyle gerçekleşeceğini söyledi.24 Temmuz 2025 Perşembe 15:42KIBRIS
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs