23 Kasım 2024
  • Lefkoşa13°C
  • Mağusa17°C
  • Girne18°C
  • Güzelyurt13°C
  • İskele17°C
  • İstanbul17°C
  • Ankara11°C

DEVLET VE DEVAMLILIK

Cenk DİLER

31 Ocak 2015 Cumartesi 08:02

Hükümetlerin beceriksiz ve basiretsiz uygulamaları sayesinde aslında hiç de bunlarla ilintili olmayan “devlet” kavramı da birlikte zarar görmektedir. Bu yeteneksiz yapının “al gülüm ver gülüm” uygulamaları sayesinde, kamuoyu yoklamalarında açıkça görülen “irtifa kaybı” hiç hak etmemesine rağmen “devlete” de yansımaktadır. Devlet ve hükümet arasında aslında hiçbir benzerlik yoktur. Birbirlerine asla karıştırılmamalıdırlar. Ama hükümetin başarısızlığı “devlet” kavramına ister istemez leke sürmekte ve onu yıpratmakta, halkın devlete aidiyet duygusunu zayıflatmaktadır. Sürekli değişen ve birbirinden NEFRET eden yönetimler sayesinde, devamlı ve sürekli olması gereken “devlet işleri” de aksamakta ve bu sayede sakatlanmaktadır. Bir “zümreyi” temsil eden hükümet, almış olduğu bir kararla gelecek seçim oy kaygılarını gidermeye çalışmakta iken, başa gelen “diğer” zümrenin temsilcileri, ayni kararları değiştirerek “genele” zarar veren uygulamalara imza atmaktadırlar. Bakanlar Kurulu, yani yürütmenin bir bölümü, kendisini PADİŞAH FERMANI ile eş tutmakta, hukuk devletinde hüküm sürdüğünü unutmakta ve ZARAR VERİCİ uygulamalara imza atmaktadır. Örneğin yatırım yapmak isteyen bir bireyi düşününüz. Güveneceği yegâne teminat “devlet sözü” değil de ne olacaktır? Peki “devlet” bu sözü ete kemiğe bürünerek mi söyleyecektir? Pek tabii ki hayır. Bunu vücuda getirdiği ve tüzel kişilik kazandırdığı kurumlar sayesinde söyleyecektir. Bunu genel bir örnekle açıklamaya çalışalım. Devlet yerine koyduğu ve devlet adına muhatap aldığı Bakanlar Kurulu’na inanarak ve güvenerek bir girişimde bulunulduğunu ve bu sayede MİLYONLUK yatırımlar yapıldığını düşünelim. Fakat bir sabah uyandığınızda size verilen ve yatırım yaptığınız yerin aslında başkasının olduğunu ve devlet eliyle/hükümet eliyle DOLANDIRILDIĞINIZI öğrenin. Yine ayni devlet size tahsis etmiş olduğu bu yeri sizden apansız alıversin. Kendinizi nasıl hissedersiniz? İlk önce “yok artık!” dersiniz değil mi? Sonra “şaka mı bu?” diyesiniz gelir! Ama uğradığınız bu rezillik, şaka değil gerçektir. Hem de ta kendisi! Olay bu ise; bundan sonra bir iş yaparken kime güvenirsiniz? “Devletlerin devamlılığı” prensibi sayesinde ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, İngiliz Koloni Devri devamı sayıldığından, bugün “Maraş malları” ile ilgili dava açılamadığı bile söylenegelmektedir (ayrıntı için Zaim. M. Necatiğil’in, “Kıbrıs Uyuşmazlığı ve AİHM Kıskacında Türkiye” adlı kitabının, 291’inci sayfasına bakılabilir). Durum bu iken, ayni devletin, bir önceki “ayni” devlet KARARLARINA karşı yapmış olduğu, ilkesizlik, tuhaflık, yıkım, hezimet ve skandal kararlara karşı çıkış yolu ne olmalıdır? Tabii ki, bu toprakların en güvenilir kurumlarının başında gelen ve hep öyle kalması gereken YARGI YOLU.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.