28 Mart 2024
  • Lefkoşa19°C
  • Mağusa18°C
  • Girne19°C
  • Güzelyurt19°C
  • İskele18°C
  • İstanbul18°C
  • Ankara17°C

DENKTAŞ'TAN SİYASİ PARTİLERE VE SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE AÇIK ÇAĞRI: "ORTAK METNİMİZİ HAZIRLAYALIM"

DP Genel Başkanı Serdar Denktaş'tan siyasi partilere ve sivil toplum örgütlerine çağrıda bulanarak, "Haklarımıza her şeyden önce biz sahip çıkmalıyız" ifadelerini kullandı. Serdar Denktaş'ın çağrısı ise şu şekilde:

Denktaş'tan siyasi partilere ve sivil toplum örgütlerine açık çağrı: "Ortak metnimizi hazırlayalım"

16 Temmuz 2019 Salı 22:06

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Serdar Denktaş,

Bugün öğle saatlerinde sosyal medya sayfamdan aşağıdaki paylaşımı yaparak mecliste temsil edilen tüm siyasi parti temsilcilerine ve bazı sivil toplum kuruluşlarına ulaştım. Çağrım aşağıdaki şekildeydi.

“Uzun bir süreden beridir Anastasiadis’in sürdürdüğü tutumun Akdeniz’de gerilimlere yol açacağını söylemekteyiz. Maalesef uluslararası camia Kıbrıs Türk siyasilerinin ayrı ayrı yaptığı çağrı ve açıklamalara kulak tıkamış vaziyettedir. 

Son olarak Cumhurbaşkanımız Akıncı’nın yapmış olduğu yapıcı önerinin hemen sonrasında AB’nin Türkiye’yi ambargo ile tehdit etmesi kabul edilecek bir durum değildir.

Bugün tüm parti başkanları ve sivil toplum temsilcileriyle temasa geçerek, Kıbrıs Türklerinin ortak pozisyonunu belirten bir mektubu BM Genel Sekreteri Sayın Antonio Guterres, AB Konsey Başkanı, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi, AB Parlamentosu ve AB Komisyonu Başkanlarına göndermek üzere hazırlanması için girişimlerde bulunacağım. 

Haklarımıza her şeyden önce biz sahip çıkmalıyız"

Bu çağrım ve sonrasında YDP Genel Başkanı Sayın Erhan Arıklı kendi değişiklik önerisini de ileterek olumlu görüş belirtmiştir. Ancak şu ana kadar diğer partilerden olumlu ve/veya olumsuz bir yanı almış değilim. Ancak bizce konu bekletilecek bir konu değildir. Bu nedenle çağrımı daha geniş kitlelere ulaşmak maksadıyla sosyal medya dışında da yayınlayarak gelecek önerilere göre birlikte şekillendireceğimiz “Ortak Metnimizi” hazırlamamız gerektiğine inanıyorum.

YDP görüşlerinin de dikkate alınarak hazırlanan taslak halindeki öneri metnimiz altta yazıldığı gibidir. Gerek siyasi partilerimizin gerekse sivil toplum örgütlerimizin altına imza atarak sahipleneceklerini umut ettiğim metinle ilgili her görüşü birlikte değerlendirelim ancak kısa sürede tamamlayarak adresteki sahiplerine iletelim

“BM Genel Sekreteri Sayın Antonio Guterres AB Konsey Başkanı Sayın Donald Tusk  AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Sayın Federica Mogherini  AB Parlamentosu Başkanı Sayın David-Maria Sassoli  AB Komisyonu Başkanı Sayın Jean-Claude Junker

Doğu Akdeniz’deki doğal kaynaklar konusunda uzun bir süreden beridir gerek KKTC gerekse Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin yapmakta olduğu işbirliği çağrılarını reddeden GKRY’ni, uzlaşmaz tutumu nedeniyle eleştirmek yerine teşvik eden, destek veren AB, AB üyesi bazı ülkeler ve ABD bugün gelinen noktada Kıbrıs Türklerinin haklarını da korumak amacıyla adamız etrafında bizimle işbirliği yapan Türkiye Cumhuriyetini eleştirmekte, hatta Avrupa Birliği daha da ileri giderek yaptırımlar uygulanması tehditlerinde bulunmaktadır.

Uluslararası camianın bazı üyeleri kendi çıkarları uğruna GKRY ile işbirliği içerisinde Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin haklarını görmezden gelerek Doğu Akdeniz’i bir gerginlik alanına çevirmişlerdir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kararlılığı ve bizimle işbirliği halinde başlatmış olduğu çalışmalar, bu çevrelerde belli ki ciddi rahatsızlığa neden olmuş ve doğal haklarımızı korumak için atılan adımlar nedeniyle tehditkar açıklamalar ve uygulamalar peşi sıra medyaya yansımaktadır.

KKTC vatandaşlarının siyasi ve sivil toplum temsilcileri olarak BM Genel Sekreteri Sayın Antonio Guterres, AB Konsey Başkanı Sayın Donald Tusk, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Sayın Federica Mogherini, AB Parlamentosu Başkanı Sayın David-Maria Sassoli ve AB Komisyonu Başkanı Sayın Jean-Claude Junker’e aşağıdaki gerçekler ışığında Kıbrıs Türklerinin ortak tutumunu deklare etmeyi gerekli görüyoruz

1)Adamız etrafındaki doğal kaynaklar üzerinde Kıbrıs Türklerinin de hakları bulunmaktadır. Kıbrıs Türklerinin haklarının ne olduğuna karar verecek merci GKRY değildir

2)Garantör ülke olarak Türkiye’nin Kıbrıs Türklerinin haklarını korumak için önlem alması uluslararası hukuktan kaynaklanan ve Kıbrıs Türkleri tarafında da desteklenen bir haktır.

3)Bölgemiz denizlerinde “MEB” konusunda ihtilaflı alanlar vardır, sınırlar henüz belirlenmemiştir

4)İhtilaflı alanlar üzerinde GKRY’nin egemenlik alanları genişletmek amacı ile gerek tek taraflı gerekse Akdeniz’e sınırı ola bazı ülkelerle ittifak halinde ancak Kıbrıs Türklerini ve Türkiye’yi dışlayarak başlatmış olduğu girişimler gerginliklere yol açmıştır.

5)Bu gerginliklerin ufukta olduğunu uzun bir süredir gerek biz gerekse Türkiye yetkilileri defalarca uluslararası camianın dikkatine getirmiştir.


6)Başta AB ve ABD olmak üzere şirketleri havzamızda enerji kaynakları arayan ülkeler, tüm çağrılarımıza kulak tıkamışlardır


7)Son olarak geçtiğimiz gün KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı bu gerginlikleri ortadan kaldıracak yapıcı bir öneriyi tekrardan gündeme getirmiştir


8)Bölgemizdeki sorunun çözümü diyalog ve işbirliğinden geçmektedir.

9)Bölgemizdeki kaynaklarda gerek Kıbrıs Türklerinin gerekse Türkiye’nin hakkı vardır

Bunlara bağlı olarak; 

Bu kaynaklardan doğan haklarımızın gerek Kıbrıs Rum Yönetimi gerekse uluslararası şirketler tarafından gasp edilmesine göz yummayacağımızı, Türkiye Cumhuriyeti ile işbirliğimizin devam edeceğini deklare eder, BM Genel Sekreteri Sayın Antonio Guterres’den KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı’nın işbirliği çağrısını kabul etmeleri için GKRY nezdinde girişim başlatmasını talep ederiz.

Kıbrıs Türkleri üzerinde devam eden ambargolar ve izolasyonların aşılabilmesi için gerekli mekanizmalara sahip olan Avrupa Birliği temsilcileri AB Konsey Başkanı Sayın Donald Tusk, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Sayın Federica Mogherini, AB Parlamentosu Başkanı Sayın David-Maria Sassoli ve AB Komisyonu Başkanı Sayın Jean-Claude Junker’ e de, üye yaptıkları Rum Yönetiminin ihtiraslarına ve haksız tutumuna teslim olmak yerine, Avrupa Birliğinin kuruluş ruhuna uygun bir şekilde, bölgemizdeki zenginliklerin bir gerginlik unsuru değil ama barış ve çözümü inşa etmek için kullanılması gerektiğini hatırlatırız.”

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA