07 Mayıs 2025
  • Lefkoşa23°C
  • Mağusa22°C
  • Girne23°C
  • Güzelyurt21°C
  • İskele22°C
  • İstanbul23°C
  • Ankara16°C

DENKTAŞ: “TÜRKİYE İKİ DEVLETİ DE TANISIN”

“Tek başıma kalsam da bu devletin ortadan kaldırılması girişimlerine sonuna kadar karşı çıkacağım!”

Denktaş: “Türkiye iki devleti de tanısın”

24 Nisan 2025 Perşembe 08:39

Serdar Denktaş, ülkede son dönemde yaşanan tartışmaların yalnızca seçimlere yönelik olmadığını, Kıbrıs sorunu bağlamında daha derin planların parçası olabileceğini belirtti. Denktaş, “Bizi bilinmedik yerlere sürüklemek isteyen planlar olabilir. Bu sadece seçim kampanyası değil, daha fazlası,” diyerek uyarıda bulundu. Başörtüsü üzerinden başlayan tartışmanın, halkı kamplaştırmaya yönelik bir seçim hamlesi olabileceğini belirten Denktaş, bu durumun arkasında dinin siyasallaştırılmasına yönelik çabalar olabileceğini vurguladı. “Sela tartışmaları, Türkiye’den gelen açıklamalar derken tansiyon yükseldi,” diye konuşan  Denktaş; “Nasıl olursa olsun ama isimi değiştirilerek ama vilayetleştirilerek ama yama haline getirilerek bu devletin ortadan kaldırılmasının karşısında olacak bir kişiyim ben, bir vatandaşım. Bırakın siyasi kimliğimi, soyadımı. Böylesi girişimlere devlet ortadan kalkıyorsa sonuna kadar tek başıma kalsam da karşı çıkacağım” dedi.

“Türkiye iki devleti de tanisin”

Denktaş, Türkiye’nin iki devleti de tanıyan bir pozisyon alması gerektiğini söyledi. Bu adımın uluslararası müzakerelerde yeni bir zemin yaratabileceğini belirterek; “Bir deklarasyonla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığı kabul edilmiştir. Bu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde meclis kararına dönüşmüş bir şey değildir. Bunun için kabullenmedir diyorum. Türkiye bu konumdaki tek ülke iken bütün dünya diyor ki; biz Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıyoruz. Söylemek istediğim şu; 1960’da kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıdım değil, meclise götürüp, dünyaya duyurup, biz Kıbrıs’ta iki ayrı devleti resmen tanıyan ilk ülke olduk, Kıbrıs’ın çözümü bu eksende mümkündür, düşünmeye başlayın diye bir “kar suyu” kaçırın diyorum. Rum kabul etmeyecek  diyorlar. Kendi bileceği iştir o rumun. Vazgeçelim artık Rum’un avukatlığını yapmaktan, bırakın onlar kendi avukatlığını yapsın. Şimdi ben bunu, iki devleti de tanısın diye söylerken, benim elimde bunun altını dolduracak başka önerilerim de var elbette. Maalesef açıklayamıyorum çünkü bir strateji meselesidir bu. Yeni bir yaklaşım mı bu? Evet, yeni bir yaklaşım. Türkiye gitsin ve bunu Birleşmiş Milletler’de tartıştırsın da diyorum. Niçin? Çünkü böylece adada iki devleti tanıyan tek ülke halinden çıkılabileceğini birleşmiş milletlerde yapılacak görüşmelerle anlatabiliriz. Onlar diyecektir ki; bize o da olsun, bu da olsun. Onları müzakere edelim, konuşalım. Yeni bir zeminde yürür işler. 60 yıla yakın bir süre geçti. Artık güneyde yaşayan kendi hayatını, kuzeyde yaşayan kendi hayatını, koşullarını kurmuş durumda. 74 öncesine dönüş diye bir şey mümkün değil. Ada üzerindeki egemenlikte 1960’ta eşittik, 2004’teki referandumda dünyaya siyasal olarak eşit olduğumuzu kabul ettirdik. Bunu şimdi iki ayrı ama birbiriyle ilişkileri çok iyi olan ülkeler haline dönüştürmek zorundayız. Kendimizi geçmişle hapsedip, düşmanlık üzerinden değil, bugünden ileriye bakıp çok iyi ilişkiler geliştiren bir noktaya getirmemiz lazım. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tanınmadan masaya oturmayız dendi, oturuldu. İngiltere’yi istemeyiz dendi, İngiltere oradaydı. Şimdi önümüzdeki günlerde yine bir beşli toplantı var. Demek ki; müzakere süreci başladı. Bizim taraf ya farkında değil ya da bizden, halktan saklıyor bu başlangıcı. Bunu konuşamıyoruz ama. Başörtüsü meselelerini konuşmaktan bu noktaya odaklanamıyoruz.

“Kıbrıslı Türk kimliğimizi korumak istememiz ne zaman, kimin için kabahat haline dönüştü?”

Türkiye’den  “ sizin farklı bir kültürünüz mü var?” diye sorular geldiğine dikkat çeken Denktaş, “Elbette var.  Bir defa ada ülkesiyiz. Bu ülkenin anakara kültüründen farklı bir kültürü var. Bu kültürümüzü korumak isteriz. Kıbrıslı Türk kimliğimizi korumak isteriz. Burada ne yanlış var? Karadenizli kendi kimliğini, kültürünü korumak istemez mi? Doğulu kendi kimliğini, kültürünü korumak istemez mi? Bu isteğimiz özellikle troller vasıtasıyla yanlışmış gibi hissettirilmeye çalışılıyor bize. Kıbrıslı Türk gerçekten mücadele ederek kendi devletini kurmuş, Türk olmasıyla övünmüş bir toplumdur. Bir devlet kurmuştur. Diğer Türki devletlerden çok daha devlet bir devlettir bu. Çok daha Türk hisseder kendisini. Bunun unutulmaması gerekir. Bunun korunmaya çalışılması ne zaman, kimin için kabahat haline dönüştü?” diye konuştu.

Türkiyesiz Olmayacağını Her İki Taraf Da Bilmeli

Türkiye ile asla kavga edilmeyeceğini her zaman Türkiye’ye saygı ve sevgi beslendiğini fakat son zamanlarda mevcut yaklaşımların sağlıklı ilerlemediğini belirten Denktaş, “Hükümet ve idarecilerimiz öyle bir noktada ki; biat etse halka bedel ödeyecek, etmese Ankara’ya bedel ödeyecek şekline dönüştürdüler işi. Bundan daha yanlış bir ilişki türü olamaz. Ankara biat edilecek veya bedel ödenecek bir yer değildir. Türkiye bir bütün olarak geleceğe yönelik onsuz olamayacağımız bir ülke. Güney de Türkiye’siz olamayacağını bilmesi gereken bir başka idari kesim. Niçin? Çünkü 40 mil ötemizde 85 milyonluk devasa bir ekonomi. Elbette etki edecek buraya ama etki etme yöntemi bu olmamalı. Biz biraz kendi özgüvenimizi yeniden kazanabilsek, kendi içimizde birbirimizle uğraşmak yerine birbirimize sarılmanın önemini yeniden hatırlayabilsek, o zaman çok farklı noktalara geliriz” dedi.

Çözüm Yerine Sonuç

Kıbrıs sorununda artık “çözüm” değil “sonuç” kavramına odaklanmak gerektiğini söyleyen Denktaş, iç politik kaygılar bir kenara bırakılarak bütünleşik bir yaklaşım gerektiğini vurguladı. Denktaş, “Önce kendi içimizde Kıbrıs sorunu ile ilgili bir söz birliğini yakalamamız lazım. Ben çözüm sözcüğünü de kullanmıyorum artık. Bir sonuca gitmek zorundayız artık. Nasıl bir sonuç meselesi kendi içimizde tartışılmalı ve o söz birliğini önce kendi insanımıza sonra ankaraya sonra da dünyaya anlatmalıyız. Bunu başarabilmemiz için iç politik kaygıları bir kenara koyarak, tamamen kıbrıs sorunu odaklı bir bütünleşmeyi gerçekleştirmemiz gerekir” şeklinde konuştu.

“Tek bir Kıbrıs barış harekatı gazisinden ‘geldik kurtardık sizi’ sözünü duymadım.”

“Tartışmaları bir kenara koyup, aklı selim ile birbirimize saygılı, bu ülkenin alışılagelmiş hayat biçiminin değiştirilme girişimlerinin ortadan kalktığı karşılıklı anlayış ile saygı ve sevgiyle hareket edebileceğimiz bir ortamı yakalamak sadece ve sadece bizim elimizdedir. Biz başarabiliriz” şeklinde konuşan Denktaş, “geldik kurtardık sizi” sözünü tek bir kıbrıs barış harekatı gazisinden bugüne kadar duymadığını belirterek, “Çünkü o insanlar gerçekten nereye, nasıl geldiklerini bildiler. Mücahit ile kol kola girdiler. Bir tek gaziden böyle bir laf duymadık ama o günlerde doğmamış olanlardan duyuyoruz şimdi. Şimdi bu sözleri söyleyenlere tavsiyemdir. Bir barış harekatı gazisi bulun ve gidin bir sorun, gidin bir konuşun sonra yolunuza devam edersiniz” dedi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA

Yükleniyor...