CRANS MONTANA’YA GİDİLİRKEN TARAFLARIN POZİSYONU
Arif Alasya
28 Haziran 2017 Çarşamba 08:53
Cumhurbaşkanı Akıncı:
Akıncı, Crans-Montana’da iki paralel masa kurulacağını ve sonuç alınabilmesi için başka bir yöntem kalmadığını söyledi. Akıncı, söz konusu masaların birinde Kıbrıs Türk ve Rum tarafları, üç garantör ülke ve gözlemci olarak AB’nin bulunacağını, ikinci masadaysa görüşmeyi sürdürecek diğer yetkililerin olacağını anlattı.5’li oturulacak masada güvenlik ve garantilerin, diğer masadaysa geriye kalan 5 başlığın konuşulacağını söyleyen Akıncı, bunun adına “Güvenlik ve Garanti” konferansı demenin yanlış olduğunu, güvenlik ve garantilerin sadece konferansın önemli bir parçası olduğunu, diğer başlıkların da bu başlık kadar önemli olduğunu kaydetti. İyi niyetle, sonuç almak için fakat ihtiyatlı bir şekilde İsviçre’ye gidileceğini kaydeden Akıncı, eşitlik güvenlik ve özgürlük içinde yaşanacak bir Kıbrıs yaratmanın mümkün olduğunu belirtti.
Rum tarafı:
Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis veriler ışığında şu anda, üzerinde anlaşılmış ortak belge yok. Belge, Eide’nin görüş ve fikirlerini içermektedir. Eide’nin böyle bir yetkisi yoktur. Dolayısıyla Crans Montana’daki görüşme 18-19 Ocak tarihlerinde Mont Pelerin’da Teknik Komitelerde kaydedilenlerden başlayacak’ dedi. İsviçre’ye kararlı bir şekilde, aynı zamanda Güvenlik ve Garantiler başlığının özlü bir şekilde görüşülmesiyle Türkiye’nin müzakerelerde ilerleme sağlanmasına müsaade edecek pozisyonlar sunma umudu ve amacı ile gidiyoruz.’
DİSİ Başkanı Averof Neofitu, özellikle kendilerinin, çözümün uygulanmasını garanti edecek bir mekanizma talep etmeleri gerektiğini savundu. Crans-Montana’da yapılacak konferans öncesinde gelişmelerin olabileceği konusunda ihtiyatlı iyimserliğe sahipiz. Bunun iki sebebinin olduğunu söyleyen Neofitu, ilk olarak, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in kararlılığını bildiğine, ikinci olarak da Türkiye’nin de Crans-Montana’ya gidilmesinde hemfikir olduğuna işaret etti.
Haftalık Kathimerini “Crans-Montana Öncesinde Belge Konusunda Kavga” başlıklı haberinde, Rum tarafında endişe ve patırtı koparan noktalar bulunduğuna dikkat çekti. Bunlardan birinin çözümün Uygulama Antlaşması ile ilgili olduğuna dikkat çekilen haberde bu antlaşmanın uygulama alanı ve süresiyle ilgili soru işaretleri olduğu belirtildi. Habere göre müzakerelerden ve diplomatik perde gerisinden haberdar bir Rum kaynak “Uygulama Antlaşması, toprak ve mülkler ile ilgili ise sorun yok. Ancak Anayasa’nın korunması ile ilgiliyse mesele var. Ortak belgede, askerlerin çekilmesiyle ve Uygulama Antlaşması’nın yürürlük süresiyle ilgili cevaplanmayan sorular var. Mesele de budur” dedi.
Yunanistan.
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın Türk tezlerinin yer almasına karşın kendi tezlerine yer verilmemesinden ve Eide’nin Uygulama Antlaşması fikrini sunmasından çok rahatsız olduğunu ve Eide’yi -uyarılara rağmen- Yunan tezlerine kulak tıkayıp belgesinde yer vermemekle suçladığını yazan gazete “Kocias Eide’yi Genel Sekreter’e şikâyet etti. Alithia “Kendi Elimizle Gözümüzü Çıkartıyoruz” başlıklı manşet haberine “Crans- Montana’ya birkaç gün kala, partisel ihtiraslara hizmet için kendi elimizle gözümüzü çıkartmaya çalışıyoruz” yorumuyla giriş yaptı. Rum devlet televizyonu RİK Dışişler Bakanının açıklamasını “retçi muhalefet cephesi” diye niteleneni siyasi partiler tarafından kullanılmaya çalışıldığını söyledi.
“1- Atina ve Lefkoşa’nın, garantilerin kaldırılması tezine dair kesin ifade yok,
2-Atina ve Lefkoşa’nın; Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin, çözüm planını garanti edecek ülke ve örgütler arasında yer almaması gerektiği tezi belgede yok.
Başbakan Tsipras: Kıbrıs sorunun tamamen bir Avrupa konusu olduğunu ve daha geniş bölgedeki güvenlik ve Avrupa’nın kendi güvenliğiyle ilgili olduğunu kaydetti ve AB ile BM işbirliğinin, çözüm bulunmasında katalizör bir öneme sahip olduğunu belirtti.
Başbakan, Türkiye’nin AB sürecinin Kıbrıs sorunun çözümünden geçtiğini vurguladı.
Türkiye:
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, İsviçre'de yapılacak Kıbrıs Konferansı'na ilişkin, "Birleşmiş Milletlerin zoruyla, bu tabiri kullanmak zorundayım, 'zoru ile', Crans-Montana'da tekrar bir görüşme yapılıyor. Kıbrıs’taki siyasilerimiz, başta Sayın Cumhurbaşkanı, müzakereci ve hükümet, ellerinden geleni yapıyor. Bizler de Türkiye'den buna katkı sağlamak konusunda elimizden geleni yapıyoruz. Uluslararası basında bunun tam tersi sunulduğunu biliyorum. Ama işin mutfağına girip çıkabilen birisi olarak, açık ve net söylüyorum; Türkiye de çözümden yanadır, Kıbrıs'ın saygıdeğer temsilcileri de çözümden yanadır. Ama 'Çözüm nedir?' noktasında tartışmalar var.
Rumlar Türkleri azınlık gibi görüyor. Problem budur, burada başlıyor. Oysaki bizim önerimiz, iki eşit toplumlu, düzgün, yeni bir federe devletin temini ve tesisidir.
"güvenlik meselesi", "Güneye geçtiğinizde arabanızın camı kırılsa şikâyet edecek polis karakolu bulamıyorsanız, arabanız soyulduğunda bunun davasını bir senede açamıyorsanız, orada bir güvenlikten bahsetmek söz konusu değildir. Bunların çözülmesi gerekir."
Tarafların durumu bu.Galiba en net değerlendirmeyi Akıncı ortaya koymaktadır.
Paralel kurulacak masanın birinde: Tarafların garantiler konusunda endişelerini garantör ülkelerin ortak bulacakları fomülle giderilecek.
Toprak konusu Türkiye’nin insiyatifi ile çözümlenecek.
İkinci masada ise: 11 Şubat belgesinin ilk dört maddesindeki uzlaşılmayan konular çözülecek.
Görüleceği gibi çözüme hem yakınız hem uzağız.
Gönlüm çözümün kazanması ve adada yarım asırdır süren uzlaşmazlığın sonlanmasıdır. Adamız savaş değil barış e güzelliklerin yaşadığı bir ada olması dileklerimle..
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.