23 Aralık 2024
  • Lefkoşa12°C
  • Mağusa13°C
  • Girne12°C
  • Güzelyurt10°C
  • İskele13°C
  • İstanbul11°C
  • Ankara6°C

ÇÖZÜM TARTIŞMASI

Taner ULUTAŞ

13 Ağustos 2015 Perşembe 10:30

Çözüm yolunda önemli mesafeler kat edilen bu günlerde çözüm yanlıları ile çözüm karşıtlarını dikkatle izlemeye çalışırım. Diyalog TV’de 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmetali Talat’ın Diyalog TV Genel Yayın Yönetmeni Reşat Akar’ın sunduğu Son Durum programını izledim. Dün çözüm yanlısı olan, ancak bugün belki ustaları nedeniyle çözüm karşıtı bir görüntü yansıtan Reşat Akar’ın, inanmadığı bir tezi sırf birilerini memnun etmek için savunmaya çalıştığını gördüm. Ancak Talat tarafından suyunun sıkıldığını ve posasının çöpe atıldığına tanık oldum. Güldüm. Keyiflendim diyemeyeceğim çünkü Ortam Gazetesinde bir ara birlikte çalıştığım ve gazeteciliğine söz söyleyemeyeceğim bir Reşat’ın ezilmesine büzülmesine üzüldüm. Bir defa şunu söyleyeyim. Bir çözümün artık olması gerektiği kanısındayım. 50 sene ‘Ateş Kes’ adı altında teyakkuzda beklemek insanda sinir sistemi diye bir şey bırakmaz. Oturduğu ev için her gün bu senin değil. Eğreti bir koçana sahipsin bir gün o evden atılacaksın denilerek korku içerisinde beklemesi de bence doğru değil. Ancak doğru olan bir çözüm sonrasında Kumar belli standartlara çekilecek. AB’de Kumar 2500 Euro ile sınırlı, bizde ise sınırsızdır. AB yasasına göre kumar oyununa bir limit getirileceğidir. Kumar bugünkü gibi bir gecede milyon Eurolar kaybedilen veya birilerinin kazandığı bir sektör olmaktan çıkartılacak. Oynayanı 2500 Euro ile sınırlandıran yasalar sonrasında otelleri veya kar haneleri kumar sektörü üzerine inşa edenlere dur denilecek. Bu hezeyan ve karşı duruş sanırım bundan kaynaklanır. Neyse çözüm karşıtları en çok Rumların büyük bir kısmının yerlerine döneceğinden ve Rum Evlerinde oturanları dışarı atacaklarından söz ederek halkı bu noktadan vurmaya çalışıyor. Sayın Talat, yaptığı açıklamada öncelikle geriye döneceklerin 65 yaş üzeri olanlar ile başlanacağını ve bu oranın yüzde yirmiyi geçmeyeceğini, bir başka deyişle nüfus oranında bunun yüzde on olacağını dile getirdi. Biraz da saldırgan bir tutum içerisinde gördüğüm sevgili dostum Reşat’ın mülkiyet ile ilgili sorularına Sayın Talat net ve anlaşılır cevaplar verdi. Sayın Talat evde ikamet edenin eşdeğeri varsa bu evi veya malı Rum’un alamayacağını söyledi. Hatta kişinin eşdeğeri yoksa ve bu malı tahsis veya bir başka şekilde almışsa bile Rum’un gelip o malı ve evi alamayacağını konunun Mal Komisyonunda çözüleceğini dile getirdi. Bir çözüm olması halinde bir Türk’ün de yer alacağı Mülkiyet komisyonu olacağını belirten Talat, evde ikamet eden insana da bir başka ev verileceğini bunun yapılmaması halinde de o kişiden evi alamayacaklarına vurgu yaptı. Şimdi eğri oturalım ama doğru konuşalım. Hiçbir doğum sancısız olmaz. Elbet bir sancı çekilecek ama Uluslar arası arenada tanınacak bir devlete sahip olacağız. Malımıza mal diyebileceğimiz yerlere rahatlıkla girip çıkacağız. Evlerimizin veya malımızın değeri 1974 rayiç bedel üzerinden hesaplanacak. Goygoycuların dediği gibi bugünkü bedeller üzerinde hesaplama olmayacak. Rum Mesarya’daki bazı köyleri istemiş. Rum Tabi ki isteyecek. Ne yani bu ne isterse verilecek demek mi? Türkiyeli soydaşlarımızın oturduğu evlerin ve malların bedelini Türkiye ödeyecek diyorlar. Geri kalan mallar ile ilgili bir konseriyum oluşturulacak. ABD, İngiltere ve Japonya bu konuda maddi yardım yapacağı artı AB’nin bazı fonlardan para kaynağı sağlayacağı dile getiriliyor. Hatta Barrosso ve Junken ile konuşuldu. Onların da iş para ise endişe etmeyin dediği öne sürülüyor. Kısacası Mülkiyet para ile çözülür. En önemli can güvenliğidir o da yönetimde eşitliktir. AB’ye güvenmeyiz onun garantörlüğünü istemeyiz deniliyor. Zaten AB garantör olalım demiyor. Kendi de garantör olamayacağını bilir. AB büyük bir coğrafyanın sahibidir. Ortak savunma çalışması henüz bitmedi. O da bu BM sürecidir diyor. AB’nin rolü tekniktir. Ekonomidir. Garantörlük konusunda tabi ki Türkiye’nin garantörlüğünden kimse taviz vermez. Zaten Akıncı olsun hatta diğer liderler olsun tümü de bunu söylüyor. Rum ekonomisi çöktü o nedenle geçmişe yönelik talepleri değişti. Kıbrıs Cumhuriyetine tek başına sahip çıkmak istemesinin bedelini ekonomik çöküntüye uğrayarak ödedi. Askerin kademe kademe gideceği belirtiliyor. Türk ordusu çok güçlüdür. Burada kalacak olan birlik Türkiye’den bir iki saat içerisinde gelecek ordunun gelmesine kadar Rum’un karşısında direnir. Bu nedenle Goygoycuların söyledikleri vız gelip tırıs gitmesi gerekir diyenlerdenim.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.