24 Kasım 2024
  • Lefkoşa14°C
  • Mağusa11°C
  • Girne17°C
  • Güzelyurt13°C
  • İskele11°C
  • İstanbul5°C
  • Ankara3°C

ÇOCUKLAR YAZIN KİTAP OKUSUN

Mesut GÜNSEV

27 Temmuz 2015 Pazartesi 09:40

Türkiye’nin çocuk psikolojisi konusunda en önde gelen isimlerinden olan Prof.Dr.Bengi Semerci geçtiğimiz haftalarda Sabah gazetesindeki köşesinde çok önemli bir konuya değindi..”Çocuklar Yazın Kitap Okusun” başlığı ile…Günümüzün gelişen bilgisayar taarruzu karşısında kitaba bıçak çekenlerin sayısı giderek artıyor …Çocuklarımız ise gene genelde bizlerin onlara armağanımız olan bilgisayarlardan  ,tabletlerden,hatta cep telefonlarından - küçük torunum 2 yaşındaki Pars’ın bile “Baby TV Aç”dediği -ve açtığımız tv kanallarının cazibesinden kurtulup kitaba yönelmeleri gerçekten kolay değil ..Kolay değil ama yönelmeleri de lazım.. Büyük torunum Atlas’a zaman, zaman kitaplar alıp armağan olarak veriyorum. İstanbul’ da buluştuğumuz günlerde de gece yatarken ona birer öykü okumaya gayret ediyorum. ..Zaman ,zaman kitaplarımın da onlara kalacağını ,onların kitaplara sahip çıkıp koruyacağını umut ve hayal ederek mutlu olmaya çalışıyorum. İki yıl kadar önce dört yaşında iken kendisine armağan ettiğim bol resimli bir kitaba bakarken sayfayı çevirmek için parmağını yukardan aşağıya sürerek yeni sayfayı açmaya çalışması dikkatimi çekmişti… Yaz ilerliyor Bengi hocanın bu konudaki yazısına dönelim. Dönerken de geçtiğimiz  günlerde  41 nci yıldönümünü kutladığımız 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatının adadaki Kıbrıslı Mücahit ve Direnişçilerinin Komutanı –O zamanki görev tanımı ile “Bayraktarı”çok genç yaşında “Gazi Tümgeneral”ken görevi başında kaybettiğimiz Kurmay Albay Sedat Semerci yi de anmak istedim. Bengi Semerci hocamızın sevgili babası..Efsane Komutan Sedat Semerci…O zamanki koşullar ve görevin özelliği nedeniyle aileler adaya getirilemediğinden küçük Bengi dört gözle babasının gittiği seyahatten!Türkiye’ye, evine dönmesini bekliyordu… Şimdi çok iyi biliyorum kızını ve sevgili oğlu dünyaca tanınmış bir finans uzmanı olan Osman Semerci ’yi yukarılarda bir yerde gururla izliyordur..Rahmet ve selam olsun… **** Şimdi söz Prof.Dr. Bengi Semerci’de: “Yaz tatili için hemen her okul kitap okuma ödevi vermiş. Ödev için verilen kitaplar da seçilmiş. Hemen her yaz benzer şeyler yaşanıyor. Tatil dönüşü birçok aile kitapların okunmadığından, ya da kitap okunması için yapılan tartışmalardan yakınıyorlar. Çünkü ortak şikayet çocuklar kitap okumuyor. Önce yaz tatilinde çevrenizde kaç erişkinin kitap okuduğunu görüyorsunuz? Sorusuna yanıt aramak gerekiyor. Uçakta, otobüste, arabada yolculukta kitap okuyan kişi sayısı bizim ülkemizde çok az. Birçok ülkede metroda giderken bile çantalarından çıkardıkları kitapları okuyan erişkinlere karşın, bizim çocuklarımız telefonlarıyla uğraşan, konuşan ya da çevrelerine bakan erişkinleri görüyor. Evlerinde kitap okumayan ebeveynleri tarafından kitap okumaları isteniyor. Tüm bu özdeşim yoksunluğuna bir de televizyonun, tabletin, bilgisayarın, telefonun ve diğerlerinin getirdiği oyunların, seslerin, renkleri cazibesi eklenince kitap okumak, okuldan verilen sıkıcı ödevler olarak kalıyor. Çocukların kitap okumasını istiyorsak yapılması gereken bazı şeyler var. Bunların başında gerçekten kitap okuyan, onlara örnek olan ve kitap okuma zevkini onlarla paylaşan ebeveynler olmamız geliyor. Sonrası ise iyi çocuk edebiyatı, doğru seçimler ve bazı özelliklere dikkat etmekle tamamlanabilir. Ona masallar okuduğunuz bebeklik ilk adım olabilir. Okul öncesi çocuklar için, renkli, resimli ve çekici kitaplar vardır. Bu kitapları çocuklarla buluşturmak, sadece okuyarak olmaz. Çocukların bu kitapları ellemesi, sayfalarını açması, benimsemesi için ilk adımdır. Resimler onların hayal gücünü arttırır. Bu kitapları seçerken de çocuğu korkutacak ve kötü yönlendirecek içerikte olanlardan kaçınmak gerekir. Her defasında sadece yazılanları okumak tekdüze olabilir. Çocukla birlikte resimlere bakarak öyküler yaratmak ona ilginç gelecek ve gelişimine katkıda bulunacaktır. İlköğretim yaşında macera kitapları daha ilgi çekicidir. Bu çekiciliği arttırmanın yollarından biri, aynı kitabı çocukla birlikte okuyup tartışabilmektir. "Boş duracağına, git de kitap oku" demek doğru bir yöntem olmayacağı gibi, çocuğu kitaptan da uzaklaştırabilir. 12 yaşından sonra çocukları dünya ve Türk klasikleri ile tanıştırma zamanı gelmiş demektir. Eğer o döneme kadar kitapla tanışıklık doğru yapılmışsa, çocuklar büyüklerle tartışabilecekleri, okudukları hakkında düşüncelerini dile getirebilecekleri ortamı bulurlarsa artık istemeseniz de okuyacaklardır. Ders olarak verilen ve sadece özeti istenen "kitap okuma" ödevleri yerine, kitapların tartışıldığı saatler okulun katkısını sağlar. İYİ ÇOCUK KİTABI NASIL OLUR?  Çocuğun gelişim dönemine uygun dil ve içeriği olmalıdır. Çocuğu korkutan, yönlendiren, sindiren, bir düşünceyi benimsetmeye çalışan içeriği olmamalıdır. Çocuğun kendini geliştirmesine katkıda bulunmalıdır. Çocuğun kendisiyle birlikte, yaşadığı toplumun değer yargılarını, özelliklerini öğrenmesine olanak sağlamalıdır. Çocuklara öğüt verme kaygısı taşıyarak, her cümlede ya da sonuçta nasihat verici, çocuğu sınırlayıcı olmamalıdır. Gerçeklere dayanan, bilimsel amaçlardan sapmayan, bunları yaparken de çocuğun ilgisini çekecek şekilde kurgulanmış olmalıdır. Çocuğun ilgisini çeken konularda, onunla birlikte gidilerek alınan kitaplar her zaman daha caziptir. Kitapçıya gitmek, raflara bakmak, kitabın nasıl seçileceğini öğrenmek, yanınızda sizinle gerçekten ilgilenen, konuşan bir büyükle bunu yapmak, kitabın sayfalarına dokunmanın büyüsünü onunla paylaşmak çocuğun kitapla olan aşkının başlangıcı olabilir. Kitapçıda "Seç de gidelim artık" diye söylenen, "O olmaz" derken alınan kitaba bile bakmayan, evde okunan kitapla ilgili konuşmayan, o kitabı okumamış, kitabın kahramanını tanımamış bir ebeveyn kitap okumayan çocuktan şikayet ederken bir kez daha düşünmelidir. Bu yaz çocuklar kitap okusun. Onlarla birlikte büyükler de kitap okusun. Okunan doğru seçilmiş kitaplar arttıkça, yaz daha bir sıcak geçecek, paylaşımlar artacaktır.” Ama benim hala ümidim var. Yayınlanmaya başladığı günlerden beri her yıl ciltler halinde arşivimde bulunan –bence yayınını sürdüren en eski ve en iyi gazete kitap eklerinden de biri olan- Cumhuriyet Kitap’ın1324 cü sayısında,her ay başı yer alan “Kitap İçin “ sayfasını okumak  için sabırsızlandığım bibliyofil,estet,yazar ,imzalı kitap koleksiyoneri-asıl mesleği ekonomi/finans -Selçuk Altun’un 3650 nolu paragrafı şöyleydi..-.Selçuk Altun, bilgi ,birikim ve zarafet imbiğinden geçmiş kısa yazılarını numaralar, daha sonra da bu güzel demet SEL Yayınlarından çıkar ve bunlar ciltler halinde topluca okuru ile buluşur.Bu kitapların her biri özellikle kitapseverler için eşsiz birer  ”Baş Ucu” değil birer “Baş İçi” kitabıdır bence… Şöyle yazmış Altun: ”Küçükken kitaba “kipat “dermişim.Torunum Ali de “kipat” diyor.Babaannesinin(bibliyofil Hüma Noyan )katkılarıyla şimdiden  bir minik kitaplığı var.Nisan ayında çalışma odama girdiğinde”2 yaş ,8 aylıktı”.Kütüphanemi raf raf süzmeye başladı.”Büyüyünce bu kitaplar senin olacak.”demez olaydım..Hışımla döndü ve “Dede ,ben büyüdüm” dedi.”Selam olsun…  

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.