ÇAVUŞOĞLU: SURİYE’DEKİ GÖZLEM NOKTAMIZI TAŞIMA NİYETİMİZ YOK, SAHADA İSTİHBARATIMIZ MEVCUT

İdlib’in güneyindeki bazı cihatçı örgütler, Suriye’nin saldırıları sonucu bazı bölgelerden çekilmiş, Türkiye’nin bölgedeki gözlem noktasına giden askeri konvoyunun yakınlarına düzenlenen hava saldırısında da yaşamını yitiren siviller olduğu açıklanmıştı.

Bugün El Salvador Dışişleri Bakanı Alexandra Hill ile ortak bir basın açıklaması düzenleyen Çavuşoğlu, Türkiye’nin dokuzuncu gözlem noktasının etrafında devam eden çatışmalar ve bölgenin hükümet kontrolüne girme ihtimali nedeniyle buradan çekilip çekilmeyeceklerine dair bir soruya yanıt olarak Türkiye’nin çekilme niyeti olmadığını söyledi.

“Saldırılar durdurulmazsa Sayın cumhurbaşkanımız Sayın Putin’le gerektiğinde görüşüyorlar.

“Gözlem noktaları da Rusya ve İran’la Astana çerçevesinde kurulmuştur. Bunların burada gözlem noktası vardır. Şu anda bunu başka bir yere taşıma gibi bir niyetimiz yoktur. İdlib’de sükunetin sağlanması için Rusya ile görüşmelerimizi sürekli yapıyoruz.

“Esasen İdlib Suriye’nin geleceği açısından kritik bir konu. Özellikle Astana müzakereleri, her an kuruluşunu açıklayabileceğimiz anayasa komisyonu gibi, tutukluların değişimi gibi muhalefet ile rejim arasında güven artırıcı adımların atılması Suriye için önemli bir konu. Burada ateşkesi sağlamamız lazım. Rejim çözüme inanmadığı için askeri çözümü savunmaya başladı. Rejimin garantörü Rusya. Oradan taciz geliyor açıklamaları inandırıcı değil.”

Güvenli bölge: 'Olursa olur, olmazsa kendi planımız var'

Çavuşoğlu, ABD ile Fırat’ın doğusu için yürütülen güvenli bölge görüşmelerinin ise olumlu bir şekilde başladığını, bazı konularda anlaşıldığını, anlaşılmayan konularda da müzakerelerin devam ettiğini söyledi:

“Amerika’nın ikinci bir Mümbiç sürecini işletmesine biz müsaade etmeyeceğiz. Türkiye’yi bir taraftan oyalayarak terör örgütlerine silah vermesi ve işi zamana yaymasını tölere edemeyiz.

“Olursa olur, olmazsa bizim oraya girme konusunda kendi planlarımız var.

“PKK ve YPG konusunda kırmızı çizgimiz var ama herkes diğer ülkelerle veya biz sevsek de sevmesek de diğer rejimlerle ilişki içinde de olabilir. Bunun avantajları da olur, dezavantajları da. Bizim görevimiz de bu dezavantajları avantaja çevirmektir.”