23 Aralık 2024
  • Lefkoşa16°C
  • Mağusa14°C
  • Girne16°C
  • Güzelyurt14°C
  • İskele14°C
  • İstanbul13°C
  • Ankara8°C

ÇAĞIN ZORT BİR BAYRAM HİKAYESİ

Uzm.Çağın ZORT (M.A)

02 Ekim 2015 Cuma 09:30

Bayramlar, sevgi ve saygının yoğun yaşandığı, umut ve coşkunun doruğa çıktığı, birlik, beraberlik ve paylaşmanın hoşgörünün güzel örneklerinin sergilendiği özel günlerdir. Dargınlıkları ve kırgınlıkları unutturan, dayanışmayı ve yardımlaşmayı artıran, hoşgörü ve kardeşlik duygularını güçlendiren önemli günlerdir. Bayramın ve insan ilişkilerinin önemini anlatan kısa bir hikaye paylaşmak istiyorum sizlere: Birbirine bitişik iki çiftlikte yaşayan iki erkek kardeş vardı. Günlerden birgün aralarında anlaşmazlık baş gösterdi. İki kardeş arasında o zamana kadar ilk defa görülen anlaşmazlık giderek büyüdü ve ayrılığa sebep oldu. İki kardeş birbirlerine yalnızca küsmekle kalmadılar, yıllardır ortaklaşa kullandıkları tarım makinelerine varıncaya kadar sahip oldukları bütün araç gereçlerini, mal varlıklarını da ayırdılar. Küçük bir yanlış anlama sonucu başlayan anlaşmazlığı izleyen ayrılık giderek büyüyen uçuruma dönüştü ve en sonunda yerini karşılıklı kullanılan nahoş sözlere bıraktı. Bunun ardında da beklenenler oldu ve kardeşler arasında önce şiddetli kavga, sonra da ürkütücü sessizlik yaşanmaya başladı. Bir sabah bu iki kardeşten büyüğünün kapısına bir usta geldi. Elinde büyük bir marangoz çantası vardı. Ev sahibinden geçici bir iş istedi : “Yapılacak ufak tefek işiniz varsa size yardımcı olmak isterim!” dedi. “Elimden hemen her iş gelir. Birkaç gün çalışırım. İşi bitiririm!” Büyük kardeşim aklına o an bir “iş” geldi. “Evet, sana göre bir işim var!” dedi ve küçük kardeşinin çiftliğini işaret etti: “Şu derenin karşısındaki çiftlik komşumundur. Daha doğrusu küçük kardeşime aittir. Geçen haftaya kadar benim çiftliğimle onunki arasında bir otlak vardı. Sonra buldozerleriyle oraya ırmak bendi yaptı ve şimdi aramızda otlak yerine çiftliklerimizi birbirinden ayıran dere var. “İş isteyen adam büyük kardeşim söylediklerini dikkatle dinledikten sonra sordu: “Benden ne yapmamı istiyorsunuz?” Büyük kardeş önce şüphesini, sonra da kararını açıkladı. “Kardeşim bunu bana acı vermek için yapmış olabilir. Fakat şimdi ben onun yaptığından daha büyük bir şey yapacağım.” Bunları söyledikten sonra adamı aldı, ahırların olduğu yere götürdü ve duvarın dibinde yığılı duran kütükleri gösterdi. “Senden bu kütükleri kullanarak iki çiftlik arasında 3m yükseklikte bir çift yapmanı istiyorum” dedi. “Kaç gün çalışırsan çalış nasıl yaparsan yap ama bana öyle bir çit yap ki; gözlerim kardeşimin çiftliğini artık görmek zorunda kalmasın!” İş arayan ustabaşı başını salladı: “Sanırım bu durumu anladım efendim! Şimdi bana çivilerin, kazma ve küreğin yerini gösterin ki, hemen işime başlayayım!” Büyük kardeş ustaya kazma, kürek ve çivilerin yerini gösterdikten sonra alış veriş için kasabaya gitti. Usta bütün gün boyunca ölçerek, keserek, çivileyerek sıkı bir çalışmaya koyuldu. Akşam güneş batarken işini bitirmişti. Çiftlik sahibi büyük kardeşse alış verişini tamamlayıp kasabadan dönmüştü. Gelir gelmez ustanın yaptıklarına baktı. Ve şaşkınlıktan gözleri yuvalarından fırlayacakmış gibi açıldı. Karşısında yapılmasını istediği çit yoktu. Ama derenin bir yakasından öteki yakasına uzanan muhteşem bir köprü vardı. Biri kendi çiftliğinin, öteki kardeşinin toprağına oturturulmuş sağlam iki ayak üzerinde; yanlarındaki korkuluklarına varıncaya kadar bütün ayrıntıları ile yapılmış ve tam anlamıyla “usta işi” denilecek kusursuzlukta bir köprü uzanıyordu. Büyük kardeş hala geçmeyen şaşkınlığı ile köprüyü seyrederken karşıdan birinin geldiğini gördü. Dikkatle baktığında gelenin komşusu, yani kardeşi olduğunu anladı. Kardeşi kollarını iki yana açmış halde köprün karşı ucundan kendisine doğru yürüyordu. “Benim sana yaptığım bunca haksızlığa ve söylediğim kötü söze rağmen sen bu köprüyü yaptırarak ne kadar iyi ve büyük biri olduğunu gösterdin” dedi ağabeyine, “Şimdi bir büyüklük daha yap ve sende bana kollarını açarak bana gel” Köprünün iki ucundan ortaya doğru yürüyen kardeşler tam ortada bir araya geldiler. Ve sevinçle kucaklaştılar. Büyük kardeş bir ara arkasına baktığında çantasını toplayıp oradan ayrılmakta olan ustayı gördü “gitme, dur, bekle” diye seslendi ona. “Sana yaptıracağım birkaç iş daha var” usta gülümsedi: “Ben buradaki işimi tamamladım, gitmeliyim, yapmam gereken daha çok köprü var” Köprüleri kurabilecek gücünüz hiç eksik olmasın. Köprüleri kurduktan sonra da yıkılmaması için sık sık bakımını yapın, yani sevdiklerinize zaman ayırın, o köprü yoluyla sık sık gönülleri ziyaret edin. “ BAŞKASINI AFFETMEYEN KENDİSİNİN DE ÜZERİNDEN GEÇMEK OLDUĞU KÖPRÜYÜ YIKMIŞ OLUR. “ "Bayramlar, sevgi ve saygının yoğun yaşandığı, umut ve coşkunun doruğa çıktığı, birlik,beraberlik ve paylaşmanın hoşgörünün güzel örneklerinin sergilendiği özel günlerdir.  Bayramınız kutlu olsun…  

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.