BÜYÜK USTA “BASİTLİĞİ” SAVUNUYOR

Seçimi kaybediyorlar… Halka KOYUNLUK basıyorlar. Yaptıkları eylem başarısız oluyor… Halka KOYUNLUK basıyorlar. Kendi sabit ve çağdışı kalmış fikirlerine artık inanmıyorsunuz… Halka KOYUNLUK basıyorlar. TEMİZ TOPLUM, TEMİZ SİYASET diyorsunuz… Onlar bunu sokak temizliğine indirgeyecek kadar minikleşiyorlar. Doğruya inananları ve tüm “kör yeyicileri” eleştirenlere “A”politik diyorlar. Ve gene… Halka KOYUNLUK basıyorlar. Sanki “felsefik” bakış açınızı pratiğe uygulayarak bir soruna çözüm bulmuşluğunuz mu var? KOYUN SİZSİNİZ!!! SİZ “Z”POLİTİK OLUNUZ!!! Olunuz iyi güzel da, bu halk için hangi politikayı başarıya ulaştırdınız? Onun cevabını veriniz. İnandığınız FELSEFE uğruna yaraşır hangi işi başardınız? Bu halk çok basit ve uygulanabilir çözümler istiyor artık. Büyük Usta Nazım’ın “Sizin! Gibi” şiirini de, ÇİRKİN SUÇLAMALARINIZ İÇİN KULLANMAKTAN VAZ GEÇİN! Bakın Büyük Usta Nazım nasıl sesleniyor, sizin basit soruncukları DEV EDİP nemalanma uğraşlarınıza? Okuyun da UTANIN!! YÜZÜNÜZ SURATINIZ varsa tabii. Kıbrıs Sorunu çözülmeden, evimizin içini süpüremez miyiz? Avrupa Birliği’ne girmeden mahalleyi süpüremez miyiz? Bırakalım ZOR hedefleri PARTİZANLAR çözsün. Biz HALK olarak BASİT soruncuklarımızı çözelim. Dinleyin: BASİT yaşayacaksın. BASİT! BASİT yaşayacaksın. BASİT! Mesela susayınca su içecek kadar BASİT… Dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında. Tek düğmesi olacak elindeki cihazın; tek bir düğme, tek bir cümle gibi… Sevince lafı dolandırmadan soylediğin ‘seni seviyorum’ gibi. BASİT bir öpücük yetecek sana… BASİT, sıcak bir öpücük; ve o opücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin. O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını, öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını. Kabak çekirdeği verecek sana, rakamların veremediği mutluluğu. El yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak en değerli kağıdın, hep yanında taşıdığın, atmaya kıyamadığın. İki harekette giyiniverecek, iki harekette soyunuvereceksin. Kısacık olacak uyanman, ve yola çıkman arasında geçen süre; Kısacık olacak sıcacık kollara dolanman ve yolculuklara çıkman arasında geçen süre. Kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını; bakışların bile anlatabilecek kendini. Beklentilerin de BASİT olacak: Kaf Dağı’nın önünde bekleyecek mutluluklar. Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını; ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana en ucuz aşk romanını. Pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini. Zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken. Bir kaşarlı tost olacak aradığın nasıl oturacağını bilemediğin sofrada, parmakların en kıymetli çatalın. Yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri. İskender’in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında. Bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana kontrplak bir gitarda doğru basılmış bir ‘fa diyez’in mutluluğunu. Makyajı ilk ‘a’ sına kadar bilmen yetecek. Temizlik kokacak en pahalı parfümün. ‘Bilmiyorum’ diyebileceksin bilmediğinde ve Çok normal olacak ‘onu da’ bilemeyişin. Tek dereden su getirmen yetecek, bir ‘istemiyorum’ diyebilmeye, Ne durduğu farketmeyecek abanın altında. Saatin, sadece saati gosterecek, Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın, Küçük bir not defteri olacak ‘bilgini’ en hızlı ‘sayan’. BASİT yaşayacaksın, BASİT. Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi BASİT… Nazım Hikmet Ran Yani bu halka verdiğiniz AFYON artık yeter olsun diyor USTA. Tek partili Türkiye şartlarında AÇIK OY, KAPALI SAYIM ve askerlik çağırısına karşı, HAPİSLİK istemiyle yurdu terk etmesinin verdiği ilhamla… Her olguyu ÇAĞINDA, ATMOSFERİNDE  değerlendirmeli, yorumlamalı ve anlamlandırmalı. Ama sizin çağınız geçti ya siz da haklısınız!!! Basitten BÜYÜK DEĞİŞİM başlasın…[review]