BUGÜN I MAYIS
Hatice İNTAÇ
02 Mayıs 2016 Pazartesi 17:03
Sabahın erken saatlerinde haftalık yazımı hazırlamaya ayarlanmışken, masamdaki ışık oyunu aldı gözlerimi. Duvarlarda, masada dans eden farklı ışıklar yaşamın aydınlık ve karanlık yüzünü anlatır gibiydiler. İnsanoğlunun yaşadığı sürece başına gelebilecek iyi ve kötü olayların bariz bir göstergesiydiler sanki. Bugünü yaşarken yarının ne olacağını bilmeden yaşadığımız bu gezegenin bize hangi sürprizleri hazırlayacağını bilmeden akıp gidiyor zaman.
Bahar aylarının sonuncusundayız. Mayıs geldi!.. Bahçelerdeki bahar çiçekleri sıcakların başlamasıyla solup kururken onların yerini güller aldı. Şimdi gül mevsimi!.. Bahçelerde onların her rengini, her çeşidini görmek mümkün. Sarmaşık gülleri, kadife kırmızıları, sarı, beyaz, pembe, eflâtun güller baharın hâlâ devam ettiğini kanıtlamaya çalışırcasına dallarında coşkuyla salınıyorlar. Birkaç gün sonra solup dökülecek olsalar da gül mevsiminin ve havadaki gül kokusunun keyfini çıkarmalı, onlarla hayatı renklendirmeyi bilmeli insan. Tıpkı şu anda gönlümden dökülen cümle gibi.. “Sonsuz olmasa da ömür tıpkı güller gibi; değmez mi açmaya onlar gibi?”
Mayıs ayını sadece güllere mal etmek yeter mi? Gül mevsimi 1970 li yıllarda yaşanan olayları örter mi? Bugün 1 Mayıs. İşçi ve emekçiler bayramı. Onların dünya çapında kutladıkları birlik, beraberlik ve haksızlıklarla mücadele günü… İlk kez 1856 yılının 1 Mayısında Avustralya’nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesi'nden Parlamento Evi'ne kadar bir yürüyüş düzenlemişlerdi. 1 Mayıs 1886 da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bırakmışlardı. Zamanla 8 saatlik işgünü birçok ülkede resmen kabul edildi. 1 Mayıs böylece işçilerin birlik ve dayanışmasını yansıtan bir bayram niteliğini kazandı.
Günümüzde sosyalist ülkelerde ve daha birçok ülkede tatil günü olan 1 Mayıs'ı işçiler büyük kitle gösterileriyle kutlarlar. Ancak Türkiye de dahil olmak üzere bazı ülkelerde 1 Mayıs siyasal bir eylem biçimini de alır. Bunların en unutulmayanı 1977 yılında İstanbul Taksim meydanında yaklaşık beş yüz bin kişinin katıldığı 1 Mayıs toplantısı oldu. Bu toplantıda göstericilerin üzerine ateş açıldı. Ateş açılması sonucu insanlar kaçmaya çalışırken çıkan izdihamda 34 kişi hayatını kaybetti. Bu yüzden o gün tarihe “Kanlı 1 Mayıs” olarak geçti. Taksim’de izdihamdan dolayı ölümlerin gerçekleştiği Kazancı yokuşuna onların anısına 1 Mayıslarda karanfiller bırakılır.
O tarihten sonra Türkiye’de 1 Mayıslar zaman zaman yasaklanarak hep sorunlu kutlandı. 1979 da Sıkıyönetim İstanbul’da miting yapılmasını yasakladı, sokağa çıkma yasağı ilan etti. 1981 de Milli Güvenlik konseyi 1 Mayısı tatil günü olmaktan çıkardı.2009 yılına gelene kadar bu günler olaylarla, polis engelleriyle, kayıplarla ve göz altılarla devam etti. 2009 da Türkiye Büyük Millet Meclisine verilen önerge ile tekrar resmi bayram olarak kabul edildi. Taksimde kutlamalar hep engellerle karşılaştı. Son olarak da 2013 te Taksimi Yayalaştırma Projesi adı altında 1 Mayısların Taksim’de kutlanması hepten yasaklandı. Bir zamanlar cıvıl cıvıl insanla dolu olan o meydan şimdilerde nerdeyse bomboş, ürkütücü, geniş bir alana dönüştü ama 1977 de orada ölenleri unutturmaya yine de gücü yetmedi. Taksim Meydanı ve Kazancı yokuşu hep o günü ve onları hatırlattı. Hatırlatacak da…
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.