29 Mart 2024
  • Lefkoşa27°C
  • Mağusa26°C
  • Girne22°C
  • Güzelyurt27°C
  • İskele26°C
  • İstanbul21°C
  • Ankara21°C

BOSNA HERSEK'TE PROTESTOLAR ÜLKE GENELİNE YAYILIYOR

Bosna Hersek'te protestolar ülke geneline yayılıyor

21 Şubat 2014 Cuma 18:42

SARAYBOSNA - Senita Şeherçehayiç/Faruk Vele/Kemal Zorlak Bosna Hersek'in kuzeydoğusundaki Tuzla kentinde, sosyal haklardan mahrum bırakıldıklarını savunan kamu çalışanları tarafından başlatılan, ardından Saraybosna, Bihaç ve Banya Luka'ya yayılan protestolar, üçüncü gününde devam ediyor. Tuzla Kantonu hükümeti binası önünde yeniden toplanan yüzlerce eylemci, hükümet karşıtı ifadeler içeren pankartlar açtı ve sloganlar attı.  Çevrede güvenlik önlemleri alan polise taş atan eylemciler, daha sonra güvenlik bariyerini aşarak kanton hükümeti binasına girdi. Eylemciler, bazı ofis malzemelerini camlardan attıktan sonra, binayı ve dışarı attıkları malzemeleri ateşe verdi. Tuzla'daki olay sırasında, biri ağır, 2 polis ile 8 göstericinin yaralandığı belirtildi. Ülkenin merkezindeki Zenitsa kentinde de göstericiler, Zenitsa Doboy Kantonu hükümet binasını yaktı. Göstericiler, itfaiye ekiplerinin yangına müdahele etmesini de engelledi. Destek eylemleri Bu arada, Başkent Saraybosna'daki kanton hükümeti binası önünde yüzlerce kişi toplandı. Polis tarafından sıkı güvenlik önlemlerinin alındığı hükümeti binası yakınındaki cadde ve sokaklar trafiğe kapatıldı.  Bosna Hersek'i oluşturan iki entiteden biri olan Bosna Sırp Cumhuriyeti'nin (RS) en büyük kenti Banya Luka'da da yaklaşık 300 kişilik bir grup, Tuzla'daki eylemcilere destek için yürüyüş düzenledi. Sloganlar eşliğinde hükümet binası önünde gerçekleştirilen yürüyüş, olaysız sona erdi. Ülkenin kuzeybatısındaki Bihaç kentinde, Una Sana Kontonu hükümet binası önünde toplanan yüzlerce vatandaş ise hükümet binasına taş ve yumurta attı. Protestolar sırasında hükümet binasının camları kırılırken, göstericiler ile polis arasında küçük çaplı arbede yaşandı. Bosna Baharı Bosna Hersek'in kuzeydoğusundaki Tuzla kentinde, sosyal haklardan mahrum bırakıldıklarını savunan kamu çalışanları tarafından başlatılan, ardından da ülkenin diğer kentlerine yayılan protestolar, Bosna Hersek meydası tarafından "Bosna baharı" olarak nitelendirildi.  Tuzla'da başlayan, ardından başkent Saraybosna, Bihaç, Zenitsa, Mostar kentlerine yayılan protestolar, Bosna Hersek gazetelerinde geniş yer buldu. Protestolar, Bosna Hersek'in en tirajlı gazetelerinden Oslobocenye gazetesi tarafından manşete "Bosna baharı" başlığıyla taşındı. Olaylara ilişkin fotoğraflara da geniş yer veren gazete, ayrıca Tuzla'da, 1920 yılında yaşanan ve "Husinska isyanı" olarak bilinen madenci eylemlerine gönderme yaptı. Gazete, "Yeni Husinska isyanı başladı" ifadesini de kullandı. Ülkenin bir diğer yüksek trajlı gazetesi Dnevni Avaz da gösterilere 4 sayfa ayırdı. Protestoların, "Vatandaşların isyanı" olarak nitelendirildiği gazetede, "İstifa edin bugün" yazılı bir pankartın fotoğrafının kullanılması dikkati çekti. Olaylarda, yaklaşık 60 polisin yaralandığı bilgisi verilen gazetede, Tuzla, Saraybosna ve Zenitsa kentlerindeki olaylardan fotoğraflar da yer buldu. Bosna Hersek'i oluşturan iki entiteden biri olan Bosna Sırp Cumhuriyeti'nin Banya Luka kentinde çıkan Nezavisne Novine gazetesi ise Tuzla olaylarına ilişkin haberi manşetten kullandı. Eylem haberi  "Sosyal huzursuzluk Bosna Hersek Federasyonu'nu sallıyor" başlığıyla verilen gazetede, protestolar sırasında onlarca kişinin yaralandığı ve gözaltına alındığı bilgisi okurlarıyla paylaşıldı. Türkiye'de okurların "Derviş ve Ölüm adlı eseriyle tanıdıkları Bosna Hersekli ünlü edebiyatçı Mehmed Meşa Selimoviç, uzun yıllar önce Boşnak halkını "Hiçbir şeyle ilgilenmeyen, etrafındaki olaylara umursamaz gözlerle bakan, fakat birden herşeyle ilgili olan, düzü tersine çeviren, sonrasında ise tekrar 'uykuya dalan'" bir millet olarak tanımlıyor.  Sosyal haklarından mahrum bırakıldıklarını savunan kamu çalışanlarının önceki gün başlattığı protestolar, ülke geneline yayıldı. Tuzla'da başlayan protestolara, başkent Saraybosna'dan, daha sonra ise Zenitsa, Mostar, Banya Luka, Priyedor ve Bihaç'tan destek geldi. Ülkenin en kalabalık nüfusuna sahip olan ve özellikle savaştan sonra başta Srebrenitsa olmak üzere Bosna'nın doğusundan çok sayıda nüfusun göç ettiği Tuzla kenti, en büyük madencilik ve sanayi bölgesi olarak biliniyor. Bosna Hersek'in "kapısı" olarak da adlandırılan Tuzla'da, ülke genelinde olduğu gibi işsizlik oranı yüzde 48 civarında ve çok sayıda insan özelleştirmelerden dolayı bu bölgede işlerini kaybetmiş durumda. Tuzla Kantonu İstihdam Ofisi'nin verilerine göre, Tuzla Kantonu'nda yaklaşık 81 bin kişi çalışırken, yaklaşık 100 bin kişi ise iş arıyor.  Tuzla Kantonu bölgesinin linyit rezerveleri, önemli miktarda kaya tuzu ve diğer minerallerin üstünde bulunması nedeniyle özellikle eski Yugoslavya döneminde burada elektrik ve kimyasal imalat şirketlerinin açılmasına sebep oldu. Tuzla bölgesi, her zaman elektrik, tuz, kömür, deterjan, gübre, odun işleme ve mobilya üretimi ve tekstil endüstrisi ile ünlü bir bölge olarak biliniyordu. Bosna Hersek'te 1992-1995 yaşanan savaşın ardından bu fabrikaların çoğu kapandı. Yerel sendikaların verilerine göre, Tuzla bölgesinde savaştan sonra 66 fabrika kapatıldı. Savaştan sonra kapanmayan fabrikaların bir kısmı ise son 10-15 yılda özelleştirildi. Özelleştirilen devlet şirketlerinde ise, başarısız özelleştirme, yatırımcıların çekilmesi, maaşların, sağlık ve emeklilik sigortalarının aylarca yatırılmaması çalışanları memnuniyetsizliğe itti. Ayakkabı fabrikası "Aida" çalışanları daha önce birkaç kez protesto düzenledi. Tuzla Kantonu'na bağlı Jivinitse kentinde bulunan "Konyuh" mobilya fabrikasında çalışan yaklaşık 1000 çalışan ise başarısız özelleştirilme sonucu işsiz kaldı. Ülkenin en eski deterjan üreten şirketi "Dita" çalışanları ve diğer birçok şirketin işçileri de mağdur duruma düştüklerinden dolayı protestolar düzenledi. Çalışanların daha önce belli periyodlarla memnuniyetsizliklerini duyurmak amacıyla yaptığı bu eylemler, hükümet yetkililerince karşılık bulmadı.    Çalışanların birçoğu, sigortalarının yatırılmamasından dolayı ne emekli olabiliyor, ne de devlet hastanelerinde tedavi görebiliyor. Senelerdir bunları kamuoyuna yansıtmaya çalışan vatandaşlar, sonuç alamayınca Şubat ayının başlangıcında eylemlerini sık aralıklarla yapmaya başladı. Tuzla Kantonu hükümet binası önünde önceki gün toplanan kabalığa polisin müdahale etmesiyle olaylar bir anda büyüdü. Polisin müdahalesine protestocuların karşılık vermesi üzerine barışçıl bir şekilde devam eden eylemler, bugün hükümet binasının yakılmasıyla devam etti.  Tuzla'da önceki gün başlayan bu olaylar hızlı bir şekilde Bosna Hersek'in diğer kentlerine de yayıldı. Tuzla'nın ardından dün Saraybosna, Zenitsa, Bihaç'ta devam eden protestolar, bugün Sırp nüfusunun yoğun yaşadığı Banya Luka, Priyedor ve Doğu Saraybosna'da da görüldü.  Analistlerin görüşleri Banya Lukalı ünlü analist Svetlana Ceniç,  "açlığın Bosna Hersek'i bütünleştirebileceğini" söyledi. Vatandaşların protestolarda bir olmasının Bosna Hersekli siyasi yetkililer için bir kabus olduğunu savunan Ceniç, "Halkın bir olmaması için her şeyi yapacaklardır. Banya Luka'da yaşayan birinin Saraybosna'ya destek veremeyeceğini söyleyeceklerdir. Protestoları sonlandırmak için yapmayacakları şey kalmayacaktır. Fakat çok önceden söylediğim bir şey var 'açlık hepimizi bir araya getirecek" diye konuştu. Saraybosna Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Zdravko Grebo ise protestoların "yeni ve büyük bir olay" olduğunu ve bunun "Boşnak baharı"nın başlangıcı olduğunu iddia etti. Protestolarda koordinasyon eksikliğinin hissedildiğini belirten Grebo, "Yine de bu bilincimizin uyandığını gösteriyor. Önümüzdeki 2-3  ayda önemli bir şeylerin değişmesi lazım" dedi. Saraybosna Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaçir Filandra ise Tuzla protestolarının sadece bir başlangıç olduğunu ve ülkenin diğer şehirlerinde daha büyük protestoların olacağını iddia etti. Bosna Hersek'te yaşanan derin siyasi krizin sosyal krize yol açtığını dile getiren Filandra, tüm bunların varoluşsal krize dönüştüğünü ileri sürdü. Siyasi Analist İbrahim Prohiç ise psikolojik teorilere göre sosyal isyanın daha önceden gerçekleşmesi gerektiğini açıkladı.  Mostar Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Slavo Kukiç ise Bosna Hersek'teki durumun sadece protestolar ile değiştirilebileceğini söyledi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA