BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ve Uluslararası Göç Örgütünden (IOM) yapılan yazılı açıklamada, denizde mahsur kalan çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 21 kişilik bir grubun birkaç gün önce Malta'ya tahliyesinin gerçekleştirildiği aktarıldı.

Açıklamada, daha önce kurtarılan 160 civarında düzensiz göçmenin "Captain Morgan"a ait 2 teknede tutulduğu belirtildi. Bu kişilerin karaya güvenli şekilde getirilmesi için Malta ve diğer Avrupa ülkelerinin uluslararası hukuktan kaynaklanan sorumlulukları olduğunun altı çizildi.

Savunmasız durumdaki insanların 2 haftadır teknelerde bekletildiği vurgulanan açıklamada, "Bu kişilerin en kısa zamanda karaya çıkarılmaları önem arz ediyor. Bu insanları özellikle zor ve uygun olmayan koşullarda denizde çok uzun süre bırakmak kabul edilemez." ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, teknelerden yapılan yardım çağrılarının bazı devletlerce görmezden gelindiği veya geciktirildiği yönündeki haberlerden derin endişe duyulduğunun altı çizildi.

"ÖLÜM VE YAŞAM ARASINDAKİ ÇİZGİ"

Avrupa ülkelerine, "uluslararası hukuka göre zor durumdaki insanlara hemen yardım etme yükümlülükleri olduğu" hatırlatılan açıklamada şunlar kaydedildi:

"Devletler sıkıntılı insanları derhal kurtarmak için her türlü çabayı göstermelidir, çünkü birkaç dakikalık bir gecikme bile yaşam ve ölüm arasındaki çizgi olabilir. Devletler, uluslararası deniz hukuku yükümlülükleri doğrultusunda denizde kurtarılan insanları karaya çıkarmak zorunda ve bunlara iltica ve bunların insani yardıma erişimlerini sağlamalıdır."

Açıklamada, ayrıca, denizde kurtarılan düzensiz göçmenlerin Libya'ya iade edilmemesi gerektiği "kesin bir dille" tekrarlandı.

Malta, yeni tip koronavirüs salgınının Avrupa’ya sıçramasının ardından AB’den düzensiz göç konusunda dayanışma görmediğini savunuyor. Malta, son olarak AB'nin Libya’ya yönelik silah ambargosunu denetlemek için kısa süre önce başlattığı İrini operasyonuna verdiği mali ve askeri desteği çekme kararını Brüksel'e bildirmişti.