25 Nisan 2024
  • Lefkoşa26°C
  • Mağusa24°C
  • Girne23°C
  • Güzelyurt25°C
  • İskele24°C
  • İstanbul19°C
  • Ankara24°C

“BİZ PES EDERSEK HALK BİLECEK Kİ SAHİBİ YOKTUR”

“Biz pes edersek halk bilecek ki sahibi yoktur”

28 Ağustos 2014 Perşembe 14:47

Kıb-Tek Yönetim Kurulu Başkanı ismet Akim, her türlü zorluğu göze alarak yola çıktığını, kurumun özelleştirilmemesi için ellerinden geleni yapacağını vurguladı

Soru: Akıllı Sayaç İhalesi son evresine girdi, fiyatlar da belli oldu. Bundan sonra sayaçlarla ilgili izlenecek prosedür nedir?

İsmet Akim: “Sürecin sonuna doğru yürüyoruz. En düşük fiyatın bize sunduğu ürünün testlerine sıra geldi. İhaleye katılma şansı tanımak için önce bir mekanik testi yapılmıştır. Mekanik testi geçtiği ve bize aranan belgeleri sunduğu için, bir yarışma hakkı ve finansal teklif hakkı kazandı. En düşük fiyat olan Kıymet’in sunduğu sayaç denenme hakkı elde etti. Firma Pazartesi günü bize numune ile birlikte gelecek ve bu sayaçların elektronik ortamda teknik şartnamede öngörülen özelliklerinin çalışıp çalışmadığı kontrol edilecek.”

 Soru: Bu konuda Danimarka’dan bir heyetin geldiği yönünde bilgi aldık...

İsmet Akim: “Evet Pazartesi günü de numuneleri ile birlikte bizi ziyaret edecekler. O numuneleri biz sisteme dâhil edeceğiz ve sistem üzerinde merkezden bize sunulan ürünün 7-8 özelliğini deneyip, denetleyeceğiz. Bu özellikler denendikten sonra teknik şartnamede öngörülen koşulların yerine getirildiği kanaati hasıl olursa, biz bu firma ile bir mukavele imzalayacağız ve 90 gün zarfında da mukavele gereği bize bu öngörülen rakamın yüzde 50’sini sunmasını bekleyeceğiz.”

 Soru: Bir firma bu teknik konularda, ‘bizim teknik adamlarımız da bu işi yapsın’ gibi bir yaklaşımı vardır. Kıb-Tek’in bu teknik ekibinde bir yetersizliği mi var?

İsmet Akim: “Konu o değil. Konu bizim sistemimizde hali hazırda mevcut 22 Bin 800 adet sayaç vardı ben buraya geldiğimde… Ben geldikten sonra da, aynı tip ve aynı sistemden kontrol edilen 6 Bin adet civarında da, sistemin içerisinde biz monte ettik. Mors Firması’ndan aldığımız sayaçların markasıyla bugün ihaleye kalan veya ihaleye çok yakın firmanın bize sunduğu sayaç markası farklıdır. Bu iki sayaç markasının yazılımları da farklı olabilir. Arayışımız bu farklı yazılımların aynı amele sistemine uyumunu sağlamaktır.”

 Soru: Sizin bir duyurunuzda, testleri yurtdışında yapılabilir diye bir anlam vardır. Bunların testlerini yurtdışında yapmayı hiç düşündünüz mü?

İsmet Akim: “Bu ilk test sayaçların mukavele hakkı kazanıp kazanmadığına yöneliktir. Eğer sayaçlar bu testi geçerse, almak için mukavele yapacağız. Mukavele yaptıktan sonra seri üretime geçmeleri ve 33 Bin sayaç üretmelerini söyleyeceğiz. Onlar da sayaçları üretip bize hazır noktaya gelidiğinde, sayaçlar fabrikada test edilecek. Yani bu ikinci aşamadır. O zaman biz de buradan danışmanlarımızla birlikte teknik heyetimizi fabrikaya göndereceğiz. Fabrikadan bu sayaçların, burada testi geçip de üzerinde mukavele yaptığımız sayaçlarla aynı olup olmadığı noktasında bir test daha yapacağız. Ardından sayaçları satın almaya hazırız noktasına geleceğiz.”

 Soru: Detay Gazetesi’nde, yayınladığımız benzer haberler bugün (dün) bazı gazetelerde yer aldı. Bakanla aranızda bazı sorunlar olduğu, buradaki görevinizden alınmak istediğiniz şeklinde imaların bulunduğu ve tartışmaların yaşandığı şeklinde haberler çıktı. Bu konudaki görüşlerinizi almak isteriz.

İsmet Akim: Şunu net olarak söylemek isterim, benim Sayın Bakanımla herhangi bir sorunum yok, sayın bakanın benimle ne kadar sorunu var onu bilmem. Ben burada iş yapıyorum, iş yaparken de kılavuzum elimdeki yasadır. Bu yasaya bakarak yetkimin nerede başlayıp nerde bittiğine dikkat ederek o çizgi üzerinde yürümeye çalışıyorum. Ha bunu yaparken mutlaka bakanımla da istişare ediyorum. Bakanımla da sıkıntılarımı görüşüyorum, bakanım her aradığında bilgi veriyorum ve o bilgiler çerçevesinde de işlerimi yapıyorum. Her konuda bakanla yüzde yüz fikirlerimiz örtüşür noktasındayız dersem de doğruyu söylemiş olmam. Zaman zaman bunlar da olabilir, çünkü bir şey yönetiyoruz burada hem yöntem, hem yaklaşım hem de çözüm noktaları açısından bakıldığında mümkündür, her zaman aynı noktada olunmayabilir.”

 Soru: İhalenin iptali noktasında direktif verildi mi, ‘iptal edilsin’ dendi mi?

İsmet Akim: Evet verildi. En azından, Sayın Bakan ‘Ben karşıyım iptal edilsin’ dedi. Belki de daha o noktadadır bilmem.

 Soru:  Siz ihalenin iptali konusunda o noktasında mısınız, yoksa Bakanla bu konuda ayrıştınız mı?

İsmet Akim: “Hayır ihale benim yaşamımda olmazsa olmazlarımdan bir tanesidir. Çünkü ben dağılmakta olan bu Kıbrıs Türk toplumunun tek varlığı Elektrik Kurumu’dur. Bu Elektrik Kurumu üzerinden Kıbrıs Türk toplumunun varlığını sürdürmek noktasındayım. Kıbrıs Türk toplumunun geleceği de Elektrik Kurumu’nun ayakta kalmasına bağlıdır. Bunu çok net olarak söylerim. Kıbrıs Türk toplumu bu kurumu hem yüceltecek, hem yöneltecek hem de karlı noktaya taşıyabilecek kararlılıktadır. Ben bir kamuoyu yoklaması yaptırdım. Bu yoklamada benim politikama destek yüzde 90’ın üzerinde, akıllı sayaca destek yüzde 95 civarında çıktı. Halkın LED ışıklara talebi yüzde 96 civarında çıktı. Çok ciddi bir kitle üzerinden bu kamuoyu yoklamasını yaptırdım. Ve bu kamuoyu yoklamasında Elektrik Kurumu yönetimi olarak çok doğru yolda olduğumuz ortaya çıktı.”

 Soru:  Sayın Bakanın, bu ihalenin iptalini istememesinin bir nedeni olması gerekir, değil mi? Merkezi İhale Komisyonu’nda 10 Bin adet akıllı sayaç ihalesine çıkılmıştı. Ama o ihalede 5 bin yetersiz, 5 bin de hatalı geri iade edilen sayaçlar vardı. Yine böyle bir şey mi vardı? Neden iptali istendi.

İsmet Akim: Burada asla öyle bir şey yok. Onlar Tatar’la Hacı Atun’un marifetleriydi. Onların döneminde ihale edilmiş sayaçlardı. Ve çok enteresandır, bugün Tatar ile Atun televizyonları gezerek kendi deyimiyle yaygara yaparken, o dönem Elektrik Kurumu batırılma noktasına geldi ve hiç sesini çıkarmadı, hatta alkış da tuttu o yapılan işlere, nedenini bilmem. Şimdi ‘ben bağırmasaydım, kurum zarar edecekti’ diyor. Peki, o zaman bağırmadı da kurumun zararı nere gitti. 10 Bin sayaçta kurumun zararı nere gitti sormazlar mı Tatar’a. Dahası o dönemin Maliye Bakanı sayın Tatar, bu sayaçların tek elden bağlanmasını öneren Hacı Atun’un önerisine de sıcak baktı ve tek elden sayaç ihalelerini GSM operatörlerine bağlıyorlardı. Tatar, kurumun borcu olduğunu ve borç komitesine gitmesi gerektiğini söylüyor. Ben Tatar’a sorarım, CTP 2009 yılında buradan ayrılıp gittiğinde Elektrik Kurumu’nun borcu 140 Milyon civarındaydı. Tekrar geldiğimizde 400 Milyon civarında bulduk. Borç Komitesi de o zaman oluşturuldu. Peki, o zaman niye kurum her atılım yapıldığında Borç Komitesi’ne gitmesi gereği duyulmamıştı. Tatar’ın o zaman aklı neredeydi? Tatar bunları unuttu mu? Eğer Tatar geçmişte yaptıklarını bir yılda unuttuysa da bugün çıkıp tam tersini konuşabiliyorsa, bu yaşta bu kadar unutkanlık normal değildir. Hastalık belirtisidir. Unutkanlık bir hastalıktır, tedaviye muhtaçtır, bunun başka bir açıklaması yoktur. Bu sayaçlar kendi döneminde ihale edildi. 146 Euro’ya bağlandı. Tatar, o zaman ‘kamu kaynakları israf edildi’ diye ne bağırmadı. Sayaç fiyatları 97’ye düştü ama Tatar bağırdığı için değil, ben peşin alma yöntemini değiştirdiğim için düştü.

 Soru: Akıllı sayaç ihalesinden sonra herhalde sokak aydınlatma (LED) ihalesine mi çıkalacak?

İsmet Akim: “LED kafamda 3’üncü projemdir. İkinci projem, elektrik maliyetlerini düşürmek hedefiyle, iki tane dizel motor almaktır. 5 kuruş civarında fazla bir maliyet vardır. O maliyeti 5 kuruş aşağıya çekerek, kurumun önünü açmaktır. Bugünden yarına o fiyatlar düşecek anlamında değil ama uzun vadede bu elektrik fiyatını aşağıya çekmek hedefiyle yola çıktım. Ardından da LED ışıklar geldiğinde, vatandaş çok daha rahat elektrik kullanabilecek diye düşünüyorum. Çünkü LED ışıklar sokak ışıklarındaki yükü azaltacak diye düşünüyorum.”

“TATAR O ZAMAN NEREDEYDİ?”

“Tatar, ‘biz bağırmasaydık kurum kaynakları heba olacaktı’ diyor ama Tatar bakan olduktan sonra 2010 yılında, Elektrik Kurumu’ndan 5 Milyon 450 Bin TL’lik bir harcama vardır ki bunun kaydı kuydu nereye yapıldı belli değil. Her gün da Elektrik Kurumu’na borçlanırlardı. Sorarım o zaman niye kamu kaynakları nereye gider diye bağırmazdı. 2010 yılında 3 Milyon 458 Bin liralık bir kayıp var. 2013 yılında da, bu kurumdan 6 Milyon 900 Bin liralık bir harcama yapıldı. Kime nasıl yapıldığı belli değil, kayıtlarda da yoktur. Sadece projenin dosyaları vardır ve bu talimatları kim verdi, nasıl yapıldı, kimin cebinden yaptılar hangi para kullanıldı belli değil, sadece kurumun kaynakları gitti. Tatar nerdeydi o zaman burayı yönetenlere bunları sorsun?”

“ARADA BİR ÇATLAK SES ÇIKABİLİR MÜMKÜNDÜR”

Soru: Kurumda yapılan güzel işlere rağmen sizin partinizden, sizi görevden alınma veya sizi bıktırıp istifa etmeniz yönünde girişimlerin olduğu duyumları da var. Bu bilgi kirliliğimi yoksa hakikaten böyle bir çalışma var mı? Bu halk tarafından çok merak ediliyor.

İsmet Akim: “Bunların hepsi mümkündür ama bunu partime mal etmek doğru değildir. Böyle bir şey var dersem gerçekten partime haksızlık ederim, çünkü ben inanıyorum, güveniyorum ki partim her eylemimin arkasındadır. Çünkü ben yanlış yapmadığımı düşünüyorum. Her adımımı çok açık olarak yaparım sorgulanabilir adımlar atarım. Çok netim yani. Ben parti içerisinde muhalefet olduğunu düşünmem onu söyleyeyim. Münferit insanların benim hakkımda söyledikleri farklı bir şey ama partimde böyle bir şey var denirse yanlış olur. Ben partimin her kademesinden ciddi anlamda destek aldığımı biliyorum. ben adım gibi eminim ki Başbakan, hükümet çevreleri, Parti Meclisi, parti MYK’sı bana güveniyor. Parti tabanının da bana sonsuz desteği vardır. Şimdi tüm bunlar içerisinde arada bir çatlak ses çıkabilir çok mümkündür. Veya belli konularda ben, sayın Bakanla ters düşebilirim, bu da mümkündür. Ama bu ters düşme görevden alınmamı gerektirir noktasında mıdır, değil midir onu ben değerlendirmem. Ben aynı zamanda partinin MYK üyesiyim, bu konuda gidip MYK’ya ben hesabımı veririm. Sorarlar, ben de orada izah ederim. Ama bunu basın önünde tartışmak doğru değildir.”

Soru: Son olarak Akıllı Sayaç İhalesi’nde bir firma sokak aydınlatmayla ilgili bir teklif attı. Akıllı Sayaç İhalesi var, LED ile ilgili teklif atıyor. Bıu nasıl olur?akim (2)

İsmet Akim: “Ne yalan söyleyeyim bunu ilk kez sizden duydum ve gerçekten şok oldum. Yani bizim burada yaptığımız ihale Akıllı Sayaç İhalesi’dir. LED teklifi geldiğini ilk defa sizden duyuyorum, çünkü İhale Komisyonu’ndaki arkadaşlarla oturup da, her adayı detaylı olarak konuşmadık. Belki bir dalgınlık olabilir, evraklar aynı dosyada iseydi evraklar karışmış olabilir diye düşünüyorum.”

 Soru: Peki, son sözlerinizi alabilir miyiz?

İsmet Akim: “Ben bir yola çıktım. Kıbrıs Türk halkı adına burada çok ciddi bir görev yaptığımı düşünüyorum. Kıbrıs Türk halkı ile birlikte ilelebet varlığını sürdürebileceğine inandığım Elektrik Kurumu’nun özerkleştirilmesi için elimden gelen her türlü gayreti göstereceğimin sözünü vatandaşlarımıza veririm. Biz her zorlukta pes edeceksek, Kıbrıs Türk halkı da bilecek ki sahibi yoktur. Ama biz halkımız adına direneceksek, halkımız adına özveri göstereceksek, halkımız adına çalışacaksak, halkımızın kurumları kurtulacak, halkımız da ilelebet var olacak. Ama bunlardan kaçarsak, bileceğiz ki Kıbrıs Türk toplumu bu ülkeden kaybolacak. Ben bunu partim adıma ve halkım adına yapıyorum. İnsanlar bana güvensin ben bunu başaracağıma inanıyorum.”

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA