BİRİ GİDER BİRİ GELİR
Oshan SABIRLI
19 Eylül 2014 Cuma 11:34
[caption id="attachment_24474" align="alignleft" width="100"] OSHAN SABIRLI[/caption] Kıbrıs sorununun çözümü yönündeki o ince çizgi, 2004 yılında yaşanan Annan Planı dönemi ile Kıbrıslılarla buluşurken, hiç kuşkusuz Birleşmiş Milletler’in Genel Sekreterleri arasında Kofi Annan çok farklı bir konuma oturmuş oldu. Annan’ın genel sekreterliği döneminde hazırlamış olduğu ve kendi ismi ile anılan iki planı da hüsranla sonuçlandı. Annan’ın planının Kıbrıslılar için hazırlanan versiyonu çetin tartışma ve mzüakereler ile tam beş kez değişime uğradı. Öte yandan Suriye için Kofi Annan tarafından hazırlanan bir diğer barış planı hezimet ile sonuçlandı. BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan'ın, çatışmaları durdurmak için ortaya çıkardığı uluslararası yazılı bir plan olan bir değer Annan Planı, 2011-2012 Suriye çatışmalarını durdurmak için hazırlandı. Bu plana fiili olarak çatışan her iki taraf da uymazken, yaşanan gelişmeler ile Suriye'ye gönderilen BM gözlemcileri planın yıkıldığını ilan ettiler. 1946’dan bu yana BM’nin tam 8 genel sekreterinin görev yaptığını görüyoruz. Özellikle U Thant ile başlayan Kıbrıs Sorunu’nda farklı çatışmalar ve gerginlikler ile Kurt Waldheim, Javier Pérez de Cuéllar, Boutros Boutros-Ghali, Kofi Annan gibi isimlerin mesailerini de alan Kıbrıs sorununu çözmek kime kısmet olacak bilinmez. Önceki nesiller, “bu sorunla doğduk, bu sorun ile büyüdük” şeklinde iadeler kullanırlar. Üstelik Kıbrıs sorununun kolay kolay çözülemeyeceğini, BM temsilcilerinin, müzakerecilerin, liderlerin bu sorunu kolay kolay çözemeyeceklerini söylerler. Gçtiğimiz gün itibarı ile yeniden bir ışık doğdu. Tünelin ucundaki ışığı görmeye başladık. Aslında gördüğümüz ışık, tünelde üzerimize gelen trenin ışığı mı dersiniz? *** Gelişmeler nutkumuzun tutulmasını sağlıyor. Aslında gökyüzünde bir solina (uçak) içinde yüzlerce insanın bir yerden bir yere hareket etmesi anlaşılır gibi bir teknoloji değil. Buna benzer birçok tekonoljik gelişmeyi yaşıyoruz, görüyoruz ve yoğun şekilde kullanıyoruz. Hal böyle olunca insan 50 sene sonra ne oluru kendine soruyor. Milenyum kelimesini 1990’lı yılların sonunda yoğun şekilde kullandık. Oysa çocukluk zamlarımda 2000 yılı için çok daha mucizevi düşüncelerim vardı. Biraz teknoloji ve hayal gücü ekseninde yaşayan bir çocuk olmam nedeni ile kafamda çok daha farklı bir dünya vardı. Acaba 50 yıl daha ömrüm olur mu bilmiyorum. Ancak 50 yıl sonranın teknolojisi bugünden çok daha farklı olacak. Çocukça hayallerimizde ülkemizden Türkiye’ye bir köprü yapılmasını hayal ederdim. Dikkatli bakıldığında, Girne’den Türkiye’nin dağları gözükürken bu köprü neden olmasın diye sorgulardım. Ancak bunun şu sıralar olması zor gözüküyor. Oysa “asrın projesi” denen projede de önemli aşamalar kat edildi. 65-70 gün sonra bu projenin en önemli bölümünün tamamlanması hedefleniyor. Hayallerinizi terk etmeyin. Kim bilir belki bir gün gerçek olurlar…
KARİKATÜR [caption id="attachment_33616" align="alignleft" width="260"] Seçime geri sayım devam ediyor. Adaylar yavaş yavaş şekillendi. Gözler ise sol cenaha çevrildi. Yeni bir seçim maratonuna hazır mısınız? Açıkçası seçim öncesinde uzun bir tatili hak ettim galiba. Hadi rast gele…[/caption]
GÜNÜN RESMİ
[caption id="attachment_33615" align="alignright" width="256"] Kim demiş yürümekle yollar tükenmez diye. Tahsin Mertekçi’nin Karpaz’a kadar yürüyüşünü ve özellikle trafik kazalarına dikkat çekmesini canı gönülden destekliyorum. Keşke bu yürüyüş toplumun biraz olsun umurunda olabilseydi.[/caption]
GÜNÜN RESMİ
[caption id="attachment_33614" align="aligncenter" width="300"] Son gülen iyi güler demişler. Eroğlu’nun bu fotoğrafını sizinle paylaşmak istedim. Eroğlu müzakerelere mi? seçime mi? Yoksa CTP’deki parçalanmalara mı gülüyor bilinmez. Bilinen bir gerçek daha yarışta “ben de varım” demeden ipi göğüslemiş gibi gözüküyor…[/caption]
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.